Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn’ın Türkiye karşı 'Nazi' benzetmesine yanıt vererek, "Varsa yoksa Nazi, ta kendisi sizsiniz. Nazi zihniyeti doğuda değil batıda ortaya çıkmış ve felaketlere yol açmış bir zihniyettir. Onların bu tür insanlık dışı sebeplerle kovduğu kesimlere bizim ecdadımız sahip çıkmıştır. Avrupa’da Neonazi zihniyeti tekrar hortlamışken, ırkçı partiler siyasetin merkezi oturmuşken, Türkiye’ye ‘nazi’ benzetmesi yapmak, ancak bir hezeyanın eseri olabilir" dedi.
MUSİAD EXPO ve 20. Uluslararası İş Forumu Kongresi CNR EXPO Fuar Merkezi’nde başladı. Açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak ve çok sayıda davetli katıldı.
Konuşmasında Avrupa Birliği’ne 'terör' tepkisi gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendileri terörle mücadele konusundan her türlü adımı atarken, Türkiye’nin terörle mücadele hakkını açıkça engellemeye çalışıyorlar. Bu tavır yeni de değil. AB ile müzakere içinde olduğumuz yarım asır boyunca Türkiye’nin sabır taşı sürekli test edilmiştir. Bugün aynı kibirli tavrı mülteciler ve göçmen krizi meselesinde bir kez daha yaşıyoruz. Şimdi de niye erteliyorlar biliyor musunuz? 3 milyon mülteci var ya. ‘Şu anda eğer müzakere biter bunlar kapıları açarsa biz bu mültecileri nereye koyacağız’ diyorlar. Ondan dolayı bu iş için nihai noktayı koyamıyorlarmış. Göçmenlere yönelik tutumu batının gerçek yüzünü ifşa etmesi açısından ibretlik. Suriyeli kardeşlerimiz adeta bir varlık mücadelesi veriyor. 600 bin insan devlet terörü ve terör örgütlerinin eylemleri sonucu hayatını kaybetti. Binlerce yıllık şehirler, kütüphaneler, camiler enkaza döndü. Hal böyleyken krizin başından bu yana insan hakları, demokrasi, özgürlük gibi sözüm ona batılı değerler, Avrupa ülkelerinin gündemine dahi gelmedi. 6 yıldır siviller üzerinde her türlü silahı kullanmaktan çekinmeyen bir rejimin insafına terk edildi. Hangi ülke bu teröristlere silah veriyor bunları biliyoruz. Hepsinin adresi bizde biliniyor. Son günlerde bize güya insan hakları demokrasi dersi veren batılı vicdan, yıllarca Akdeniz ve Ege’de yitip giden on binlerce insan için bir damla gözyaşı döktü mü? Avrupa’ya ulaşmış olup da her türlü incitici tavra karşı harekete geçmeyenler bize aslan kesildi" diye konuştu.
"Varsa yoksa Nazi, ta kendisi sizsiniz"
Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn’ın Türkiye karşı 'Nazi' benzetmesi yaptığını hatırlatan Erdoğan "Utanmadan arlanmadan ellerinden damlayan kana aldırmadan bize ‘nazi’ benzetmesi yapıyorlar. Varsa yoksa Nazi, ta kendisi sizsiniz. Hiç yüzleri kızarmadan siyasi sığınmacı adı altında kim gelirse bağırlarına basacaklarını ifade ediyorlar. Hale bak hale. Nazi zihniyeti doğuda değil batıda ortaya çıkmış ve felaketlere yol açmış bir zihniyettir. İnsanların inançları ve kökenleri sebebiyle toplu şekilde katledilmeleri fikrinin kaynağı doğu değil batıdır. Onların bu tür insanlık dışı sebeplerle kovduğu kesimlere bizim ecdadımız sahip çıkmıştır. Avrupa’da Neonazi zihniyeti tekrar hortlamışken, ırkçı partiler siyasetin merkezi oturmuşken, Türkiye’ye ‘nazi’ benzetmesi yapmak, ancak bir hezeyanın eseri olabilir. Yakılarak katledilen bizim vatandaşlarımızın, ‘dönerci cinayetleri’ denilerek üstü kapatılmaya çalışılan suçların hesabını vermemiş olanlar bize dil uzatamaz" şeklinde konuştu
"Kucak açacaksanız Suriyeli mazlumlara kucak açın"
"Madem Avrupa’da birileri ‘kim gelirse kucak açmaya hazırız’ diyor. Biz diyoruz gelin hayırlı bir iş yapın. Siyasi sığınmacı adı altında teröristleri değil, 6 yıldır zulüm gören Suriyeli mazlumlara kucağınızı açın" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İmkanlarınız teröristlere dahi sahip çıkacak kadar genişse, neden mültecilere sınırlarınızı kapatıyorsunuz. İlla birilerini bağrınıza basacaksınız savaştan size sığınan insanları bağrınıza basın. Madem ülkenize birilerini kabul edecekseniz, teröristleri değil, terör mağdurlarını kabul edin. Türkiye’den kaçan teröristlere yer bulanlar, her halde birkaç milyon mülteciyi ağırlamak için de hazırlıkları vardır. Biz bunların asıl niyetlerini iyi biliyoruz. Afrikalı Asyalı mazlumların dramlarını zerre umursamadıklarını gayet iyi biliyoruz. Dertleri Türkiye’yi sıkıntıya sokmak. Yiyecek ekmek bulamadığı için kapılarına gelenlere bir lokmayı çok görenleri, terörist yardakçılarını saraylarında ağırlamasının başka izahı yoktur. Kendi ülkesinde sağa sola hırlayan o terörist yardakçıları da Avrupa’daki saraylarda süklüm püklüm ağırlanmaktan gurur duyuyorlar herhalde. Biz batının bu riyakarlığını yüzlerine vurunca hemen rahatsız oluyorlar. Bizi eleştiren çevreler Türkiye’de PKK’lı teröristler tarafından şehit edilen 800’e yakın güvenlik görevlimizi hiç görmezler. Utanın ya. Sabah namazına giderken şehit edilen imamla, 15 ton bomba ile parçalara ayrılan Kürt kardeşlerimle, kurban eti dağıtırken şehit edilen 15 yaşındaki Yasin Börü ile hiç empati kurmazlar. Aynı kesimler terör destekçilerini hukuk önünde hesap vermeye çağrıldığında ayağa kalkarlar. Tercihlerini demokrasiyi savunanlardan değil terörden ve teröristten yana kullananlar kendi elleriyle kendi sonlarını hazırlıyorlar haberleri olsun. Çünkü hesapları yanlış. Biz bu badireyi de atlatırız fakat onlar terörün pençesinde kıvranmaya başladıklarında, kendilerine uzanan bir yardım eli bulamayacaklar."
"Bizi de Avrupa’daki gelişmeler endişelendiriyor"
Avrupa Birliği’nin gidişatından endişelendiğinin altını çizen Erdoğan "Bizde olanlar beyleri endişelendiriyor ya. Ben de şimdi buradan onlara bir yollama yapıyorum. Bu gelişmeler bizi endişelendiriyor. İyi yolda değilsiniz. Günümüz dünyasında kimse kendisini layüsel göremez. Ülkemizin doğusunda yaşanan sıkıntılar bizi ne kadar yakından ilgilendiriyorsa, yarın batıda ortaya çıkacak krizler de bizi alakadar ediyor. Bizim batı ile yakın ilişkilerimiz var. Balkanlar ve Avrupa’da milyonlarca soydaşımız ve dindaşımız yaşıyor. Bunların her birinin meselesi bizim meselemizdir. Türkiye olarak ihracatımızın yarısını avro bölgesine yapıyoruz. Ekonomik olarak da batı ile gözden çıkaramayacağımız ilişkilerimiz var. Bu bakımdan AB ve batı coğrafyası ile ilgili endişelerim samimidir. Biz rol yapmıyoruz, demokrasi kılıfı altında terör destekçiliğine kaşı çıkarken, kendi çıkarlarımız ile birlikte muhataplarımızın geleceğini de düşünüyoruz. Anlatmaya devam edeceğiz. Onun için BM kurulunda ‘Dünya 5’ten büyüktür’ dedik. 196 ülkenin kaderini bir ülkenin iki dudağı arasına mahkum edemezsiniz. Gelin artık 2. Dünya Savaşı sonrası şartlar yok. Bunu gözden geçirelim ve reforme etmek suretiyle tüm dünya ülkeleri BM güvenlik konseyinde yer alsın. 20 ülke mi 20 ülke dönerli yer alsın ve karar sürecine katılsın. Bunlar tabi istemiyor, yakaladıkları bu fırsatı kolay kolay teperler mi. 20 ülke her yıl, artık burada daimi geçici olmayacak. 2 yıl orada yönetimde kalacaklar. 2 yıl sonra bunların 10’u değişik 10’u kalır ve bu şekilde değişmekle böyle bir süreç devam ettirilebilir. BM Güvenlik Konseyi’nde de her ülke ‘varım’ der. Aksi takdirde BM adalet dağıtamaz. MÜSİAD ve benzeri kuruluşlarımıza bu konuda önemli görevler düşüyor. Her gidilen yerde bunların anlatılması lazım. Madem hepimiz aynı gemideyiz o zaman bu mücadeleyi de birlikte vermeliyiz” ifadelerini kullandı.