Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Büyükçekmece’de gerçekleştirdiği dört yeni ileri biyolojik atıksu arıtma tesisi ve çevre yatırımları toplu açılış törenine katıldı.
"Ey AP, siz terör örgütüne çanak mı tuttunuz, hayırlı olsun"
Törende yaptığı konuşmada Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye kararını değerlendiren Erdoğan, "AP’nin son kararını gördünüz. Neymiş Türkiye’de olağanüstü hal varmış. Teröristlerin üzerine çok sert gidiliyormuş. Terör örgütleri ile ilişkileri olanlar görevlerinden alınıyormuş. Medyaya kısıtlama varmış. Vize serbestisinin 72 şartında 7’si yerine getirilmemiş. Gümrük Birliği görüşmelerine atıfta bulunarak bizi ekonomi ile tehdit ediyorlar. Silah veriyorlarmış da bundan sonra artık silah verilmemesi konusunda da karar alacaklarmış. Türkiye gibi topraklarında neredeyse her gün terör eylemi yapılan bir ülkeye ‘terörle mücadele etme’ demek, aslında dükkanı kapatıp git demektir. Terörle mücadele etmemek terör örgütlerine teslim olmaktır. Ey Avrupa Parlamentosu siz terör örgütlerine çanak mı tuttunuz, hayırlı olsun. Hani PKK terör örgütü olarak ilan edilmişti. Nasıl olur böyle bir karar alırsınız. Siz teröre yardım yataklık yaptığınızın farkında mısınız?" diye konuştu.
"Bu ülkeyi AP mi yönetiyor, yoksa ülke hükümeti mi, haddinizi bilin"
Fransa'da sürekli uzatılan olağanüstü hale dikkat çeken Erdoğan, "Fransa bir kaç terör eylemi oldu diye uygulamaya olağanüstü hali sürekli uzattı. Siz Fransa için böyle bir karar aldınız mı? Önümüzdeki yıl yapılacak Fransa seçimleri sebebiyle olağanüstü hali yeniden uzatmayı düşünüyorlar. Türkiye yaşadığı darbe girişimine rağmen olağanüstü halini ikinci 3 ayında bulunuyor şu an. Bununla bitecek değil belki bir üç ay, hatta bir üç ay daha uzatılacak. Size ne bunun kararını hükümet verir, parlamento verir. Bu ülkeyi AP mi yönetiyor, yoksa bu ülke hükümeti mi yönetiyor, size ne. Haddinizi bilin. Geçti o. Onlar mazide kaldı. Avrupa’da hangi devlet ülkemizin şartlarında bulunsa değil olağanüstü hal ilanı, daha ağır yaptırımlara gider" şeklinde konuştu.
"Koridorları terör örgütü militanlarının posterleri ile süslü AP’de alınan kararlarla Türkiye’ye hizaya sokacaklarını zannedenler yanlış içindeler"
"Eğer AB bize ‘başınıza ne gelirse gelsin sesinizi çıkarmayın’ demeye getiriyorsa kusura bakmasın" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Ne diyor Mehmet Akif ‘yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum, kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum’. Peygamberimiz 'haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır' buyuruyor. Hz. Ali ise ‘Haksızlık önünde eğilmeyiniz, çünkü eğilirseniz hakkınız ile beraber şerefinizi de kaybedersiniz’ buyuruyor. Gerek ülke içindeki terör şebekeleri ile mücadelemizde, gerek dış politikada ülkemizin çıkarlarını savunurken bu iki emri kendimize rehber ediniyoruz. Ne haksızlık ettik, ne hakkımızın yenilmesine sessiz kaldık. Sizin emanetinizi canımız pahasına koruduk. Dik durduk ama diklenmedik. 40 yıllık siyasi hayatımız boyunca milletimizi utandıracak bir adım atmadık. Sizler de bizi yalnız bırakmadınız. Onun için milletimle iftihar ediyorum. Seçimlerde oylarınızla 15 Temmuz’da olduğunuz gibi canlarınızı ortaya koyarak bizi desteklediniz. İşte yüzde 34.3 ile yola koyulduk, sonra yüzde 40’lara çıktık, sonra yüzde 50’ye ulaştık. Bu kardeşinizin yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı yaptınız. Bugün de aynı şeklide hareket ediyoruz. Hak bildiğimiz yolda yürümekten bizi hiçbir güç alıkoyamaz. Batıdan gelen hiçbir kurusıkı tehdit, bizi bu ülkenin menfaatini canımız pahasına savunmaktan alıkoyamaz. Buradan bir kez daha ilan ediyorum. Koridorları terör örgütü militanlarının posterleri ile süslü AP’de alınan kararlarla Türkiye’ye hizaya sokacaklarını zannedenler büyük bir yanlış içindeler. Türkiye ve bu aziz millet, sizin bu ilkesiz tutumuzun karşısında geri adım atmaz. Bugün sırf size zarar vermiyor diye koynunuzda beslediğiniz eli kanlı katiller bir gün silahlarının namlularını size de doğrultacak"
"Terörist köşe yazarı müsvettesi"
Konuşmasında AP'de Türkiye'ye kötüleyen gazeteci yazar Can Dündar'ı da sert şekilde eleştiren Erdoğan, "Bir tane terörist köşe yazarı müsvettesi 5 yıl 10 aya mahkum oluyor. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor, kaçarak Almanya’ya gidiyor. Almanya’da Alman Cumhurbaşkanı bunu ağırlıyor. Bu ne menem iştir. Daha sonra İngiltere’de AP’de yaptığı konuşmalarla Türkiye’yi bir açıkhava gazeteci cehennemine benzetiyor. Bu naslı hapishane ki sen kaçıp gittin. Demek ki bu ülkede bir hukuk var seni serbest bırakıyor. Niye kaçtın kalsaydın ya. Karakter meselesi bu. Benim için gazetesinde ‘diktarör’ başlığını attı. Diktatörün olduğu bir ülkeden kaçıp gidebilir misin. Nasıl kaçıp gittin. Bu ülkede diktatör olsaydı hangi zindanlarda olacaktı. Batı bu. Şimdi koynunda bunları besliyor. Bunları dolaştırarak yaptırdıkları konuşmalarla zannediyorlar ki Türkiye değişecek" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'dan AP'nin Rusya kararını örnek gösterdi
Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye oylamasından bir gün önce Rusya'ya karşı alınan bir kararı örnek gösteren şunları söyledi;
"Kararın adı propagandaya karşı AB strateji iletişim kararı. Bu kara önemli. Bu karar medya özgürlüğü, ifade özgürlüğü açısından AB’nin bize dayattıklarının tam tersi tehditlerle dolu. AP konu kendi çıkarları olunca ne kadar tehditkar, kısıtlayıcı olabileceğini ortaya koymuştur. Herkese ve özellikle AB ilişkilerimizde ahkam kesenlere bu kararı okumalarını tavsiye ediyorum. Kararda ne diyor. 'Nefret, şiddet ve savaşın kışkırtılması ifade özgürlüğü kılıfına saklanamaz' diyor. Sizde olunca bu ifade özgürlüğü kılıfına saklanamıyor da, bizde olunca niye buna siz kılıf uyduruyorsunuz. Biz terör örgütlerini ve eylemlerini övenler için hukuk mekanizması işlettiğimizde hemen ifade özgürlüğü diye karşımıza çıkıyorsunuz. Devam ediyor karar. 'Dezenformasyon ve propaganda hibrit savaşının bir parçasıdır' diyor. Bizde olanlar ne, dezenformasyon değil mi? Bunlar hibrit savaşına girmiyor mu? Bu kavramlar bizim yıllardır yaşadıklarımızı ne kadar güzel ifade ediyor. Bu propagandaya karşı geliştirilecek stratejik iletişim çalışmalarında savunmacı değil, saldıran olması isteniyor. Kim diyor Avrupa. Bütün bu ithamlar Avrupa'nın doğusunda, bizim kuzeyindeki Rusya’ya yönelik. Bu tespitleri hepsini biz kendimize yönelik isabetli buluyoruz. Terör örgütlerini yıkıcı propagandalarına karşı savunma değil saldırı konumunda bulunma teklifini de yerinde buluyoruz. Bir gün önce böyle bir karara imza atan bu parlamento, ertesi gün Türkiye'yi basın, medya ve ifade özgürlüğüne yönelik sözüm ona sert kısıtlamalarından dolayı eleştiriyor. Biz de bu kararı ve bu kararı veren parlamentoyu ciddiye almadığımızı söylediğimizde beyefendilerinin morali bozuluyor. Siz kendinizi ciddiye almıyorsunuz ben sizi ciddiye alayım. Bir gün önce hibrit savaş tekniklerinden bahsedip, ertesi gün Türkiye’yi terör mücadelesi nedeniyle eleştirirseniz sonuç fiyasko olur. Biz kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Bu yolda AB bizimle olursa hem o kazanır, hem biz kazanırız. AB illa 'başka bir istikamete gideceğim' diyorsa biz de kendimize yeni yol arkadaşları bulur, gerekişe tek başına yolumuza devam ederiz"