Acıbadem Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma İlhan, bayramda tüketilen besinler ve tüketim sıklığı ile ilgili önemli bilgiler verdi.
İlhan, "Türkiye’de bayram denince akla ilk olarak donatılmış zengin sofralar geliyor. Misafirperverliğiyle tanınan Türk insanı bayram ziyaretlerinde baklavadan sarmaya, pastadan böreğe pek çok çeşit ikram ile yakınlarını memnun etmek istiyor. Ramazan ayının bitimiyle kişiler de psikolojik olarak aşırı yemek yeme eğilimi gösteriliyor. Ancak kızartma, kavurma, hamur işleri, tatlı gibi bayramlarda tüketmeye alışkın olduğumuz besinler, önemli ölçüde sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Sindirim sorunu olan veya yaşlı kişilerde ise tehlike daha da artıyor" dedi.
Hafif bir kahvaltı ile güne başlayın
Güne peynir, zeytin, domates, salatalık, kepek ekmeği, buğday gevreği, haşlanmış yumurta, süt ve meyve gibi besinlerden oluşan dengeli ve hafif bir kahvaltı ile başlamak gerekiyor. Özellikle gün boyu aç kalmaya alışan mideye bir anda yüklenmemek için yemek miktarlarının azaltılıp öğün sıklıklarını artırılması önem taşıyor. 3 öğün ana, 3 öğün ara olmak üzere günde 6 öğün yenmesi gerektiğini söyleyen Dyt. İlhan, “Ara öğünlerde meyve, kepekli tost, kepekli bisküvi, peynir, sade veya meyveli yoğurt, ayran gibi besinler tüketilmeli. Ana öğünlerde ise kızartma ve kalorisi yüksek ağır yemekler yerine, hafif, ızgara, buğulama, haşlama yöntemleriyle pişirilmiş yemekler tercih edilmeli. Besinleri iyi çiğneyerek yavaş yemek yenmesi de önem taşıyor” diye konuştu.
Fazla yemek mide sorunlarına yol açıyor
Fazla miktarda çikolata ve tatlı tüketimi mide yanması, barsak bozukluklarına yol açabiliyor. Yine fazla miktarda ve yağlı besin tüketimi kişilerde gaz, hazımsızlık, mide bulantısı gibi mide ve barsak sistemi rahatsızlıklarını tetikliyor. Bunlara ek olarak tansiyon yükselmesiyle de karşılaşılabiliyor. Ramazan’dan önceki yemek alışkanlıklarına yavaş yavaş geçiş yapmanın önemine dikkat çeken Dyt. İlhan, özellikle bayram ziyaretlerinde çok fazla çay ve kahve içilmesinin doğru olmadığını şu sözlerle aktarıyor: “Sürekli yüksek miktarda kafein içeren çay ve kahve tüketmek uykusuzluk, çarpıntı, anksiyete gibi pek çok sağlık problemine yol açabiliyor. Çayın mümkün olduğunca açık, kahvenin de şekersiz veya kafeinsiz hazırlanması öneriliyor. Günde 3 bardaktan fazla çay, 2 bardaktan fazla kahve tüketmemek gerekiyor. Bunun yerine bitki çayları tercih edilebiliyor.”
Tatlılar kilo ve yağ artışına sebep oluyor
Şeker, yağ ve kalori içeriği yüksek hamurlu tatlılar kan şekerini hızla yükseltiyor. Az miktarları bile yoğun kalori içeren bu besinlerin tüketimi, günlük kalori gereksiniminin üzerine çıktığında kilo ve yağ artışına sebep oluyor. Bu yüzden sütlü veya meyve tatlılarının tercih edilmesi öneriliyor. Ramazan ayı boyunca su ve sıvı tüketiminin azalmasından dolayı vücutta oluşan sıvı kaybının yerine konması gerektiğini söyleyen Dyt. İlhan, günde en az 2-2,5 litre su içilmesini öneriyor. Hazır meyve sularını şeker içeriklerinden dolayı ve asitli içecekleri de hem şeker hem de asit içeriklerinden dolayı tüketmemek gerekiyor. Bu içeceklerdeki şeker ve asit seviyelerinin sindirim sistemini olumsuz etkiliyor. Bunun yerine ayran, taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli limonata ve az şekerli komposto gibi sıvı gıdaların öğünlere eklenmesinde sakınca görülmüyor.
Ziyaretlerinize yürüyerek gidin
Gece yarısından sonra olan sahur öğününde yemek yeme alışkanlığının Ramazan bitiminden sonra sürdürülmemesi önem taşıyor. Ramazan ayında beslenme düzeninden dolayı metabolizma yavaşlıyor. Bu süreçte günlük aktivitenin de azaldığını ifade eden Dyt. İlhan, özellikle gidilecek yakın mesafeler için araç kullanmak yerine yürüyüş yapılmasını öneriyor.