Futbol hayatını Çin Ligi ekiplerinden Beijing Guoan'da sürdüren milli golcü Burak Yılmaz, TRT Spor'da yayınlanan Stadyum Özel programında önemli açıklamalarda bulundu.
Galatasaray'da forma giydiği 3,5 seneye her şeyi sığdırdığını söyleyen Burak Yılmaz, "Çok sevindim, üzüldüm, ağladım ve bu süreye başarılar sığdırdım" dedi.
"Menajerime Galatasaray'dan ayrılma zamanı geldi demiştim"
Osmanlıspor maçının bir hafta öncesinde taraftarların kendisine tepkisi olduğunu vurgulayan golcü oyuncu, "Son 1 ay zaten sakatlıklarla boğuşuyordum ve bir an önce dönmek için uğraşıyordum. Çok ağır bir sakatlıktan sonra Sivas maçına döndüm Sneijder'e bir pas attım orada çok büyük bir tepki oldu. Artık ben de dayanamadım ve karşılık vermiştim. Sonra gittim 4. yıldızı gösterdim tribünlere mesaj vermek istedim. Bana hem İtalya'dan hem İngiltere'den teklifler vardı. Biri West Ham, biri de İtalya'dan da. Sivas maçında ayrılmaya karar verdim. Menajerime Galatasaray'dan ayrılma zamanı geldi demiştim. Osmanlıspr maçındaki sevinç tamamen spontane gelişti. İçimden gelen bir şeydi. O Galatasaray'dan ayrılmamın simgesiydi. Sadece taraftarlara bağlamamak lazım ayrılışı" diye konuştu.
"Galatasaray'a 8 milyon Euro katkı sağladım"
Sarı-kırmızılı yönetimi eleştirmemek gerektiğini söyleyen Burak Yılmaz, "Ama bir futbolcunun ayrılması sadece tek taraflı olmaz. Satmayı uygun gördüler. Galatasaray'dan yola çıkmıştım. Yararımın olduğunu düşünüyorum takımıma. 8 milyon Euro ile katkı sağladım. Bana bonservisimi açıklayan başkanım ve yönetim kurulumuz. West Ham'ın teklifi o kadar yüksek değildi. Sezon başında yüksekti ama Hamza hocamız vermeyeceğini söyledi. Giderken de para kazandırdığım için mutluyum. İz bıraktığımı düşünüyorum, çok mutluyum" sözlerini sarf etti.
"Bana hayır diyemeyeceğim bir teklif yaptılar"
Transfer sürecinde İngiltere veya İtalya'ya istediğini söyleyen tecrübeli oyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çin ligine gitmek istemiyordum ama benimle yüz yüze konuşmak istediler. Bana hayır diyemeyeceğim bir teklif yaptılar, düşünmeme bile fırsat vermediler. Gösterdikleri sevgi ve saygı, aileme gösterdikleri sevgi ve saygı beni çok mutlu etti. Mustafa Denizli her maçta oynayacağımı ve ne zaman istersem o zaman oyundan çıkabileceğimi söyledi. "Sandalyeyi al, ceza alanında otur, yine sen oynayacaksın. Ne zaman istersen, oyundan çıkarsın" dedi. Mustafa Denizli'ye veda ederken çok zorlandım. Fatih Terim, Şenol Güneş ve Mustafa Denizli ile çalıştığım için çok şanslıyım. Gitme vaktimin geldiği Konya maçında locada ağladım. Tutamadım kendimi. İçime ateş düştü. Güzel bir anıydı. Galatasaray'a gelişim de güzeldi, vedayı da güzel yaptığımı düşünüyorum.
Gitme vaktimin geldiği Konya maçında locada ağladım. Tutamadım kendimi. İçime ateş düştü. Güzel bir anıydı. Ben çok duygusal bir insanım vedalar bana göre değil. Kendimi ayrıcalıklı görmüyorum. Böyle bir yapım yoktur. Daha güzel daha iyi bir veda olabilirdi. Kulübüme kırgın değilim. İsimler gelir gider. Hizmet ettik ve bitti. Asla kırgın değilim."
"Büyük konuşmak istemiyorum ama, Türkiye'ye dönmeyeceğim"
Türkiye'ye dönme gibi bir düşüncesinin olmadığını da ifade eden Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
"Büyük konuşmak istemiyorum ama Türkiye'ye dönmeyeceğim. Bir teklif vardı ama, Türkiye'ye dönmeyeceğim. Buraya gelmeden önce Şenol Güneş ile birlikte bir yemek yedik. Hep görüşürüz, ararım, sorarım. Şenol hoca bana transfer teklifi yapmadı. Hatta beni istemediğini söyledi. Şenol hoca ile beraberdim, transferle alakalı bir şey söz konusu değildi. Çin'de kalacak mısın diye sordu, kalacağım dedim. Türkiye'ye gelirsem, tekrar aynı şeyleri yaşayacağımı biliyorum. Dönersem de Galatasaray'da oynamak isterim. Orada takım arkadaşlarım beni kral diye çağırıyor. Yılmaz diyorlar bir de. Tercümanım var orada. Sıkıntımız yok."
Çin liginin, Türkiye ligine yaklaşabileceğini dile getiren Burak Yılmaz, her maçlarını 65 bin kişiye karşı oynadıklarını ve Çince öğrenmek istediğini de ifade etti.
"Kimsenin önünde eğilecek hata yapmadık"
Fatih Terim hakkında da görüşlerini bildiren Burak Yılmaz, "Bizim Fatih hocamızla hiçbir zaman iletişimsizliğimiz olmadı. Bize bağırır, çağırır ama biz ona hiçbir zaman karşı gelmedik. Hollanda'yı saf dışı bırakıp direkt gittik. O platformda Türk bayrağının dalgalanması çok önemliydi. Kesinlikle o turnuva bizim için iyi değildi. Hoca da belki bizi hazır görmedi. Fatih hoca biz senelerce tanıyor bunu dile getirmiştir. Yüzde yüz haklıdır. Ben bir arkadaşımın açığını gördüğüm zaman onu örtbas etmeye çalışırım. Onu uyarmaya çalışırım. Bizi basın önünde o kadar eleştirmenin yeri ve zamanı doğru değildi. Bizi yerden yere vurmak doğru değildi, o maçlar sırasında. Hocaya da yansıyordu bu. O dönemde futbolcuların çok üzerine gidildi, harap oldular. Şampiyon sonrasında da hocamız çok eleştirildi. Biz severken de döverken de ortayı bulamıyoruz. Hatayı görüp o zaman örtbas edebilirlerdi. Kimsenin önünde eğilecek hata yapmadık" dedi.