Merkez Sur ilçesinde dededen kalma mesleğini sürdüren 30 yaşındaki Bilal Erdin, Sivas, Konya ve Malatya’da getirdiği odun kömürlerini satarak geçimini sağlıyor. Teknolojinin ilerlemesinin kömüre de yansıdığını ve yapay, sıkma kömürlerin yanında ızgaralı mangalların da yapıldığını anımsatan Erdin, odun kömürünün ete ve çaya verdiği lezzeti teknolojik ürünlerin veremediğini aktardı. Erdin, “Teknoloji ilerlemiş ilerleyeceği kadar, ama odunun ete verdiği lezzeti ete veremiyor. Demliği odun kömürünün üzerine bıraktığımız zaman çok güzel bir çay çıkıyor. Közün üzerinde suyu kaynatın. O su, üstünde kaynasın. Demini atın ve için aradaki farkı ölçersiniz. Dışarıdan ithal kömürler geliyor, makineden sıkma kömürler var. Oysaki Bunlar zararlı ve ilaçla yapılıyor. İlaç olmasa onu birleştiremezler. Odun doğal ve kömüre dönüşüyor” dedi.
“Odun kömürü ağacın dallarından yapılıyor”
Odun kömürünün yapılışını da anlatan Erdin, kömürün ağacın kökünden değil de dallarından yapıldığını belirterek, “Seyrekleme yapılır. O seyreklemeleri traktörlerle düz bir yere çekerler orada hepsini çatı olacak şekilde çatarlar. Etrafını komple taşla örerler. Üstüne saman ve yaprak atarlar. Onun üstüne de elekten geçmiş toprak atarlar. En üstte de yuvarlak bir boşluk bırakırlar hava alsın diye. Taşların olduğu kısımdan yavaşça ateşini verirler. O saman yandıkça. Samanın siyahlığı odunu kömüre dönüştürür. Bu yanar ama alev almaz. Bazı yerde patlar. Patladığı zaman da hemen ona toprakla müdahale ediliyor. Sonra toprak odunun üzerine çöküyor onu orada söndürüyor. Belirli bir süresi var. O süresi bittikten sonra onu alırlar yavaşça toprağı kaydıra kaydıra açarlar. Odunu nasıl koymuşa odun o şekilde çıkar. Bunları Sivas, Konya ve Malatya’dan getiriyoruz. Daha çok lokanta ve pikniğe çıkanlara satıyoruz. Kışın da pasaj gibi dükkanı açık olan ve dışarıda çalışan esnaf ısınmak için mangallarına koyar. Kışın da yazın da satışlarımız aynı bir düşme olmuyor” diye konuştu.