Konya'da yaşayan 49 yaşındaki Şükran Kutlu obezite hastalığına yakalanarak 280 kiloya çıktı. 3 yıl önce mide küçültme ameliyatı olan kadın Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi hekimlerinden Doç. Dr. Ertuğrul Kafalı tarafından uygulanan tedavilerle 180 kilo vererek 100 kiloya düştü.
Aşırı kilolu haliyle fotoğraf çektirmeyen ve büyük gelen elbiselerini de eski günleri hatırlamak istemediği için yaktıran Şükran Kutlu yaşadığı zor yıllardan bahsederken göz yaşlarını tutamadı. Kızı olmadan hiçbir şekilde hareket edemediğini söyleyen Kutlu, “Sanki kızım anne ben ise onun çocuğuydum. Bir yandan benim tüm ihtiyaçlarımı karşılıyor, diğer yandan ise evin her türlü işi ile ilgileniyordu. Yürüyemiyordum, ellerimin üzerinde sürünüyordum. Kimse benim zayıflayacağıma inanmadı. Şimdi beni tanıyamıyorlar, inanamıyorlar. Beni şişmanlığım süresince en çok etkileyen ve üzen şey eşime evlatlarıma kendi ellerimle yemek yapamıyor olmaktı.
Bir anne olarak bunun ne demek olduğunu yaşamayan anlayamaz. Kızım tüm bu sorumlulukları yerine getiriyordu. Kendi bedenime göre kıyafet bulamadığımız için sürekli özel diktiriyorduk ve ne yazık ki pantolon giyemiyordum. En çok özlediğim şeyleri sıralayacak olursam ilk sırada eşime ve evlatlarıma yemek yapmak sonrasında ise pantolon ve topuklu ayakkabı giymek geliyor" dedi.
Kızı Hanife Özmen ise, annesinin 280 kiloya ulaşınca son çare olarak gördükleri ameliyata karar verdiklerini söyledi. Özmen, "Gerçekten insanın hayatı duruyor, yaşama sebebi gidiyor elden. Kenara çekilip ben hayattan soğudum diye düşünmesinler. Şu kadar kilom var yürüyemiyorum demesinler. En son çare olarak gördük ameliyatı artık annem 280 kiloya çıkmıştı. Bu çok kötü bir rakam" diye konuştu.
“Obezite ölüme yol açabilecek sağlık sorunlarını da beraberinde getirir”
Hasta yatağında Şükran Kutlu'yu ziyaret eden Selçuk Üniversitesi Rektörü ve SÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, obezite hastalarında uygulanan medikal tedavilerin, diyetlerin hiç birinin kalıcı çözümler üretemediğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Şahin, “Hastalar çeşitli yöntemlerle verdiği kiloları bir süre sonra geri alıyorlar. Obezite tedavisinde kalıcı başarıyı ancak obezite cerrahisi ile elde ediyoruz. Cerrahi yöntemler farklılık arz edebiliyor, biz bunları çeşitli gruplara ayırdık. Sadece alımı kısıtlayan yöntemde mide küçültme işlemi yapılıyor. Tüp mide ya da kelepçe yöntemi, emilimi bozan by-pass yöntemi de uygulanan diğer yöntemlerden. Bugün ise bunlar içinde en kabul görmüş yöntemlerden kombin şekilde hem alımı kısıtlayan hem de emilimi bozan by-pass yöntemleri tercih edilmektedir. Bu yöntemle hastanın kilo vermesi sağlanmakta hem de var olan metabolik sorunlar ortadan kaldırılmaktadır. Obezite cerrahisinde de bir takım riskler var. Ancak hastanın ameliyat olmasında var olan risk cerrahi tekniklerden ya da uygulanacak yöntemlerinden değil hastanın obez olmasının beraberinde getirdiği sorunlardan kaynaklanıyor. Bu nedenle obez hastalarda cerrahi riskler normal hastalardan daha fazladır.
Ancak 20 yılı aşkın bir süredir yapılan çalışmalarda, hiç tedavi edilmeyen obez hastaların ölüm oranının tedavi edilerek kilo vermiş hastalara göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla kilo vermek bir yerde ölüm oranını da düşürmektedir. Çünkü obezite bugün dünyanın en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelmiştir. Beraberinde ölümcül sonuçlara varan birçok sağlık sorununu da getirir. Bunların en büyüğü kanser olmak üzere safra taşı, şeker, tansiyon, kolesterol gibi birçok soruna yol açar. Örneğin obez olan bir hastanın safra taşı riski normal insanlardan 6 kat daha fazladır. Obezite cerrahisi ile tüm bu riskler ortadan kalkar ve hasta normal bireyler gibi yaşamına devam eder” ifadelerini kullandı.