Ebeveynlerin çocuklarının öz güvenli, başarılı, yaşamdan zevk alan mutlu yetişkinler haline getirmek için çaba sarf ettiğini söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, “ Ancak sevgiyle büyütmek için gösterilen bu çabanın dozu aşırıya kaçtığında çocuklar benmerkezci ve alaycı davranışlar sergileyebiliyorlar. Okulda, arkadaşları arasında ve aile içi iletişimde alaycı davranışlar sergileyen çocuklar zamanla sosyal çevreleri tarafından da kolayca dışlanabiliyorlar” dedi.
-AİLENİN YANLIŞ DAVRANIŞ TUTUMLARI, ÇOCUKLARIN DAVRANIŞLARINA YÖN VERİYOR
Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz belirli bir disiplin içerisinde yetişmeyen çocukların sorumluluk alma duygusundan da giderek uzaklaşabildiğini ifade ederek, “Çocuklar nasıl iletişim kurmaları gerektiğini ailelerini gözlemleyerek öğrenirler. Doğru iletişim kurmayı başarabilen ebeveynlerin çocukları da sosyal çevrelerinde doğru iletişim kurmayı öğrenirler. Ailesinden gerekli disiplini almamış, kural tanımayan, her istediği yapılmış ve aşırı ilgi ve sevgi gören çocukların sorumluluk duygusu yeteri kadar gelişemez. Çocuk dünyanın kendi etrafında döndüğünü zannettiği için benmerkezci ve alaycı olma eğilimi içine girer. Yeterli disiplin almamış, eleştirilmeden yetişen, yaptıklarının sorumluluğunu almayan ailelerin çocuklarında bu tip davranışların görülmesi aslında beklenen bir sonuçtur. Empati duyguları gelişmediği için kendilerini alay ettikleri insanların yerine koyamaz bu yüzden de onları ne kadar kırdıklarını anlayamazlar. Bir an için sevginizden ötürü çocuğunuzun her istediğini yerine getirdiğinizi farz edelim, ancak onun yaşamındaki diğer insanlar onu her koşulda onaylamayacaklar, benmerkezci ve alaycı tavırların bir bedeli olacaktır. Bu nedenle ebeveynler çocuklarını gerekli olan disiplini vermeli ve sağlıklı davranış modellerini öğretmeleri gerekir” dedi.
ALAY ETME DAVRANIŞININ ALTINDA YATAN NEDEN ÜSTÜNLÜK MÜCADELESİ
Alay etme davranışının iki nedenden kaynaklanabildiğini söyleyen Dr. Yavuz, rdaha sonra şunları söyledi; “Özellikle çocuklar kendi cinsinden akranlarının onayını almaktan mutlu olurlar. Arkadaş grubunda yer edinmek, kendini ön plana çıkarmak, arkadaşlarını etkilemek için bu tür davranışlar sergileyebilirler. Alay etme davranışının altında yatan başka bir nedende reddedilme korkusudur. Hangi duyguyla yapılmış olursa olsun alaycı bir tutumla güç gösterisi yapan çocuklar çevresindekilere “ben buradayım” diyerek üstünlük mesajı vermeye çalışırlar. Çocuk bu tip davranışları yaş gözetmeden akranlarına bazen de kendinden yaşça büyük kişilere de gösterebilirler.
AİLELERİN OLUMSUZ TAVIRLARI VE KARDEŞ KISKANÇLIĞI ALAYCI DAVRANIŞLARDA ETKİLİ OLUYOR
Kardeş kıskançlığının dışa vurum şekliden birisi de alaycı tavırlardır. Ailede başka çocukların olması ya da yeni katılan kardeşin varlığı çocukta çok da sevilmediği hissine neden olabilir. Kardeşini kıskanan çocuk alaycı bir tavır içine girebilir. İlgi ve sevginin bölünmüş olması çocuğu derinden sarsıp, güven duygusunu zedeleyebilir. Kendini sürekli yarışmak zorunda olduğunu hissetmesi ve onaylanmama endişesinin dışa vurumu ise alay etmek, paylaşamamak, çabuk öfkelenmek, karşı gelmek şeklinde ortaya çıkabilir.
Bu noktada ailenin hem sözel hem de fiziksel anlamda çocuğun seviyesine inmesi gerekir. İletişim sırasında iyi bir dinleyici olmak en az iyi bir konuşmacı olmak kadar önemlidir. Ebeveynler peşin fikirli olup çocukların duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmadan varsayımlarda bulunarak, nasihat vermeye çalışabilirler. Nasihat verici şeyler söylemek yerine çocuğunuzu dinleyin ve onu anlamaya çalışın. Çünkü düşüncelerinin önemsenmediğini zanneden çocuklar ailelerine karşı bir duvar örerek içine kapanıp, düşüncelerini paylaşmamayı seçebilir.
ÇOCUĞUN HER İSTEDİĞİNİN YAPILMASI SAĞLIKLI GELİŞİMİ ENGELLİYO
Çocukların tüm isteklerini her türlü zorluğa göğüs gerip yapmaya çalışmak, mutlu olabilmesi için eldeki her türlü imkanı onlara sunmak hayatın zorluklarına karşı yeterince dirençli olmasına engel olacaktır. Çocuklar hayata atıldıklarında çevrelerindeki insanlar, ebeveynleri kadar fedakar olmayacaktır. Bu yüzden gerektiğinde çocuğunuza hayır demekten çekinmeyin. Hayır dediğinizde çocuğunuza sınır koymuş oluyorsunuz. Belirgin sınırlar çocuğunuzu incitmez tam tersine güven verir. Çocukların toplum içinde uyumlu yaşayabilmesi için ebeveynlerin çocuklarına sağlıklı davranış modellerini öğretmesi gerekiyor. Çocuğun sağlıklı bir ruh yapısına sahip olması için erken yaşlarda ertelemelere, beklemelere, vazgeçmelere ve kurallara uymaya alışmalıdır.
SEVGİ EKSİKLİĞİ DE ÇOCUKLARDA ALAYCI TAVIRLARIN NEDENLERİNDENDİR
Sevgi deposu dolu olmayan ve aşırı katı disiplinle yetişen çocukların vicdan duygusu yeterince gelişemez. Değer yargıları yeterince gelişmediği için okuldan kaçma, huy ve alışkanlıklarda değişim, kendine zarar verme gibi davranışlar görülebilir. Eğer çocuğunuzda bu tip sorunların gözlemliyorsanız bir uzmana başvurmak faydalı olacaktır.
ANNE BABALAR NE YAPMALI?
Ebeveynler çocuklarına kendi davranışlarıyla örnek olduklarını asla unutmamalılar. Çocuk konuşurken sözü kesilmemeli, söyledikleri sözler dikkate alınmalı, duygu ve düşünceleri sabırla dinlenmelidir. Ayrıca eleştirilerin belli bir dozda yapılmasına dikkat edilmelidir. Aşırı eleştiri çocukta düşük özgüven olarak geri dönecektir. Çocuk yetiştirirken aşırı katı ya da aşırı sevgi dolu bir yaklaşım yerine yeterli sevgi, disiplin ve hoşgörünün içinde bulunduğu bir eğitim verilmesi en idealidir.”