Siyaset

Kılıçdaroğlu’ndan Başbakan Yıldırım’a çağrı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ?Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki partisinin grup toplantısında konuştu.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’a çağrıda bulunarak, "Siyasi Ahlak Yasası’nı çıkarmaya var mısın? Hırsızların bu Meclis’te yeri yok, ihale takipçilerinin bu Meclis’te yeri yok, düzgün insanların bu Meclis’te yeri var. Açık ve net çağrı yapıyorum, Sayın Binali Yıldırım, Siyasi Ahlak Yasası’nı çıkarmaya var mısın?" dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki partisinin grup toplantısında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçilere seslenerek, "Bunlar kimin hükümeti iyi düşün. Sana tek bir örnek vereceğim. Milletvekili arkadaşlarım siz de her gittiğiniz yerde bunu anlatın. Yatın kotranın vergisini sıfırladılar. Senin mazotunun üzerindeki vergiyi sıfırlamadılar. Şimdi düşün bakalım bu hükümet kimin hükümeti? Senin hükümetin mi yatçıların, kotracıların hükümeti mi? İyi düşün. Nisan’da gideceksin sandığa bir ders vermenin zamanıdır artık. Artık bağımsız iradeni ortaya koymanın zamanıdır. Gelecek Türkiye’yi güçlü çizmenin zamanıdır. Demokrasiden vazgeçmiyoruz deminin zamanıdır. Senin mazotunda vergileri sıfırlamayıp yatta sıfırlıyorlarsa sende sandıkta onları sıfırla kardeşim" şeklinde konuştu.
"16 Nisan’da sandığa gideceksiniz bu faturayı artık ödemiyoruz, zamanı gelmiştir"
Uluslararası sermaye girişinin yüzde 64.4 oranında düştüğünü kaydeden Kılıçdaroğlu, yabancı yatırımcının Türkiye’den kaçtığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Cennet bir ülkede yaşıyoruz ama turist gelmiyor. Beş yıldızlı otellerimizin eksiği mi var, hizmette mi kusur var? Hayır ama gelmiyorlar. Bütün bunların sorumlusu Türkiye’yi yönetenlerdir. Fatura kime çıkıyor millete çıkıyor. Bunlar faturayı ödemiyorlar. O nedenle bütün milletime, vatandaşlarıma sesleniyorum. 16 Nisan’da sandığa gideceksiniz bu faturayı artık ödemiyoruz, zamanı gelmiştir. O kadar ağır bir faturayla karşı karşıya ki vatandaş. Vatandaş borç batağı içinde. Orta Doğu bataksa oraya asker göndermeyeceksin kardeşim. Rakka’ya asker göndermeyeceksin" açıklamasında bulundu.
"Bu hükümet kimin hükümeti?"
Vatandaşın 424 milyar lira kredi kartı tüketici kredisi borcu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu kadar büyük rakam. Peki vatandaşım kendisine sorsun 424 milyar lira benim borcum var bankalara. Benim bu borcumu sıfırladı mı bu hükümet. Sıfırlayacak mı? Hayır. Ama ben vatandaşıma bir tüyo vereyim, kimin borcunu sıfırlıyorlar ve sen şunu kendi vicdanında tart. Bu hükümet kimin hükümeti? Milletin anasına küfreden bir vatandaş vardı, bunların el üstünde tuttuğu bir müteahhit vardı onun 424 milyon liralık vergisini ve cezasını sıfırladılar. Şimdi düşün vicdanına sor bakalım, bu Ankara’daki beylerin hükümeti mi, kimin hükümeti? Kimden yana tavır alıyor? Vatandaşın mı yoksa birilerinin mi?" dedi.
"16 Nisan’da sandığa gideceksin hayırlı bir iş yapacaksın"
Kılıçdaroğlu, seçim meydanlarına çıkıldığını, sürekli kol kola mitingler yapıldığını belirterek, "Emin olun çok mutluyum, Sayın Cumhurbaşkanı meydan meydan geziyor, değişikliği anlatıyor, emin olun kendisine yürekten teşekkür ediyorum. Çünkü bu 18 yaşı bize anlatamazdı, sağolsun o anlattı, 18 yaşında biz çocuklarımızı milletvekili yapacağız askerlikten de muaf edeceğiz onları. Güzel, ben bunu anlatsaydım koro halinde üstüme gelirlerdi yok sen doğruyu söylemiyorsun, yalandır bunlar diye. Cumhurbaşkanına yalandır diyemiyorlar şimdi, adam doğruyu da söylüyor bunun için getiriyorlar. Bu milletvekilliğini niye arttırıyorlar? 550’yi 600’e çıkarıyorlar bunun cevabını hala bekliyoruz. Vatandaş da bekliyor ben de bekliyorum bir vatandaş olarak. Çünkü yükü sonunda bizim sırtımıza vuracaklar, 178 milyon lira vatandaşın cebinden milletvekili maaşı olarak çıkacak. Peki Meclis ne yapacak? Dişleri sökülmüş Meclis’in, al maaşı otur yerine. O zaman niye 600’e çıkarıyorsun? 550 neyine yetmiyor? 450 neyine yetmiyor neden 600’e çıkarıyorsun? Eğer 600’e çıkarıyorsa sen de buna hayır diyorsan sevgili vatandaşım 16 Nisan’da sandığa gideceksin hayırlı bir iş yapacaksın. Ben deseydim ki bu Anayasa değişikliği ile bütün yetkiler tek elde toplanıyor, kıyamet koparırlardı ne demek tek elde toplanıyor? Bak Meclis var, mahkemeler var, her şey var. Sağolsun Sayın Cumhurbaşkanı meydanlara çıktı ve dedi ki: ‘Biz bütün yetkileri tek elde topluyoruz’ dedi. Teşekkür ediyorum Sayın Cumhurbaşkanı bu kadar açık ve bu kadar net konuştuğunuz için. Ben diyordum ki bu bir rejim değişikliğidir, ‘yok’ diyorlardı, parlamenter demokratik rejimden tek adam rejimine geçiyoruz, bunu itiraf ettiğin için, bunu söylediğin için sana yürekten teşekkür ediyorum Sayın Erdoğan. Bu Anayasa değişikliği vatandaşın hangi derdini çözüyor? Vatandaşım kendisine sorsun, sorununu alsın vicdanında ölçsün, biçsin, tartsın kendisine sorsun bu Anayasa değişikliği Türkiye’nin gündemine geliyor benim hangi sorunumu çözecek? Borçlarım mı bitecek? Çocuğum iş mi bulacak? Terör mü bitecek? Türkiye uçacak mı? Türkiye batacak mı? Ne olacak bu halimiz? Sorsun kendine vatandaşım hangi sorununu çözecek? Bunun cevabı henüz yok, sadece bir laf var: ‘Türkiye’yi uçuracağız’ uçurduğunuz kadar uçurdunuz, Türkiye’yi felaketin eşiğine getirdiniz, Türkiye’yi bir darbe eşiğine getirdiniz" ifadelerini kullandı.
"Çift başlılık yok ki zaten"
"Siz 15 yılda Türkiye’yi büyütecektiniz de birisi gelip size engel mi oldu?" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Buna evet demek adaletsizliktir, hayır dediğiniz andan itibaren Türkiye’ye adaleti getireceksiniz o zaman. Diyorlar ki: ‘Bu Anayasa değişikliği ile istikrar gelecek’ ya 15 yıldır milletin kafasını ütülediniz, sabah, öğle, akşam istikrar dediniz, biz de dinledik. İstikrar dediniz, tek başınıza 15 yıldır memleketi yönetiyorsunuz, ya demek ki 15 yıldır bu memlekette istikrarsızlık varmış da sizin haberiniz yokmuş. Emin olun birgün gelecek şunu da söyleyecekler: ’15 yıldır Türkiye’yi biz yönetmiyorduk, başkaları yönetiyordu’ emin olun bunu da söyleyecekler. Şimdi arıyorlar acaba bunu kime ihale edelim? Birisine ihale edecekler ama eminim bize ihale etmeyecekler bu konuda memnunum. Diyorlar ki, ‘Anaysa değişikliği ile çift başlılık kalkacak’ ya çift başlılık yok ki zaten. Şimdi sen kalkıyorsun bütün yetkileri bir kişiye veriyorsun, olmaz. Aslında bununla çift başlılık getiriyor, onu da itiraf ediyorlar meydanlarda. Diyorlar ki, bakın ben hem Cumhurbaşkanı olacağım hem de bir partinin genel başkanı olacağım, yani ne demek? İki şapkam olacak, iki başım var benim. Bundan daha iyi çift başlılık mı olur? Vilayetler, orada da çift başlılık. İl başkanı ne? Partinin genel başkanını temsil ediyor, partinin genel başkanı kim? Cumhurbaşkanı. Diyelim ki başkan, o il başkanını başkan yardımcısı tayin etti, eder mi eder çünkü sayı yok. Vatandaşım da sorsun, ya arkadaş bu Anayasayı getiriyorsunuz da kaç tane başkan yardımcısı olacak? Bu belli değil, Sayın Cumhurbaşkanından istirham edelim de bu konuya da bir açıklık getirirse memnun oluruz. Ayrıca kaç bakan olacak? Onu da bilmiyoruz, Sayın Cumhurbaşkanından istirham edelim de bunu da açıklığa kavuştursun. Canı sıkıldığı zaman kaç bakanı kapının önüne koyacak? Kaç bakanlık yeniden oluşturmuş olacak? Bunları da öğrenmek isteriz."
"Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yemin ederken tarafsız davranacağına dair namus ve şeref sözü veren kimdi Allah aşkına?"
Cumhurbaşkanının bir ilin başkanının başkan yardımcısı tayin ettiğinde valiye kendine çeki düzen vermesi gerektiğini söyleyeceğini kaydederek, "Tamam ben il başkanıyım ama aynı zamanda başkanın da yardımcısıyım diyecek, vali ne yapacak? El pençe divan, emredersiniz diyecek. Bu mudur koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti? Tarafsızlık, yine Sayın Erdoğan’a yürekten teşekkür ediyorum gerçekten son derece samimi, güzel bir açıklama yaptı. Sayın Cumhurbaşkanı miting meydanlarında ‘Bir insanın karakterinde tarafsız olmak diye bir şey olur mu? Olmaz’ diyor. Merak ettiğim bir şey var, peki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yemin ederken tarafsız davranacağına dair namus ve şeref sözü veren kimdi Allah aşkına? Bu nasıl bir tarafsızlık? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı nedir? Tarafsızdır. Çünkü partisi olan her gruba eşit davranmak zorundadır, tarafsızlık üzerine böyle bir kural vardır. Cumhurbaşkanı da tarafsız olmak zorundadır, neden? Bütün Anayasalarımızda var çünkü cumhurun başkanıdır, halkın, onun partisi vesairesi olmaz, bütün halkı temsil eder. 80 milyonu değil de bana oy verenleri temsil edeceğim derseniz cumhurun başkanı olamazsınız, kendi partinizin başkanı olabilirsiniz. Hakemliği düşünün, Galatasaray ile Fenerbahçe’nin maç yaptığını ve bu maçta da Galatasaray Başkanı’nın hakemlik yaptığını düşünün. Olur mu? Olmaz, hakemin ne olması lazım tarafsız olması lazım, tarafsızlık ne demektir objektif olmak demektir" şeklinde konuştu.
"Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, bir maceraya teslim ediliyor"
"Neresinden tutarsanız dökülüyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Bir partinin mutfağında Anayasa hazırlarsanız işte böyle olur. Oturup tartıştılar mı? Hayır. Düşündüler mi? Hayır. Anayasa Hukuku hocalarına sordular mı? Hayır. Kendi kendilerine çaldılar, kendi kendilerine oynuyorlar. Nereye götürüyorlar Türkiye’yi? Bir maceranın içine götürüyorlar. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, bir maceraya teslim ediliyor. Daha da komiği, Sayın Cumhurbaşkanı meydanlara çıktı tabi, teşekkür ederiz, meydanlara çıkıyor, Anayasayı anlatıyor, hiçbir itirazımız da yok kendisine ama ben Anayasa referandumu için çıktım diyemiyor. Niye çıktı? Açılış törenleri yapacak. Buradan Sayın Erdoğan’a söz veriyorum, vallahi de billahi de çık arkadaş rahat rahat de ki; ben evet oyu için meydanlara çıkıyorum, bunu söyle vallahi ses çıkarmayacağım. Hiç değilse dürüst ol, nitelikli ol. Daha garip olanı bizim belediye başkanlarına valiler yazılar yazıyorlar, yeni açılacak yerler varsa bize bildirin, Cumhurbaşkanı gelecek onları açacak. Yani komedi bu kadar olur, nasıl bir hükümet, nasıl bir devlet, nasıl bir devlet anlayışı, nasıl bir yönetim anlayışı anlamakta zorluk çekiyorum. Bir kişiye koskoca Türkiye Cumhuriyeti teslim edilir mi? Eğer bir kişiye teslim edelim canım ne demek Türkiye, bırak Türkiye de onun olsun, tapusu da onun olsun diyorsan git evet oyunu kullan, sorumluluk sana ait. Hayır bu Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusunu 80 milyondan alıp bir kişiye testlim edemem diyorsan sandığa gideceksin, onurunla, namusunla, ahlakınla hayır oyunu kullanacaksın. Diyorlar ki; tek adam rejimi Türk tipidir diyorlar, Osmanlı’da bile tek adam yok, padişah var ama bir de veziri azam var yani sadrazam var. Padişah sefere çıkmasa sadrazam orduya komutanlık eder, en önemli kararları o alır yani veziri azam şimdiki başbakan demek. Yani Osmanlı’da da var bu ama biz bütün bunların hepsini atıyoruz, tarihini bilmeyen geleceği inşa edemez. Tarihini doğru bilmeyen bir toplumu felakete sürükler. Sen Osmanlı’yı bilmiyorsun, Selçuklu’yu bilmiyorsun, tarihteki hiçbir Türk Devleti’nin yapısını bilmiyorsun, emin olun en son kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, onun da yapısını bilmiyorlar" değerlendirmelerinde bulundu.
"Nisan ayında kaydınızı okuduğunuz yere alın ve referandumda oy kullanın"
Demokrasiden, hukuktan, hukukun üstünlüğü, insan haklarından yana olanların bütün dünyada zaten el üstünde tutulacağının altını çizen Kılıçdaroğlu, "Bunların tamamını kaybetmiş durumdayız. Üniversite gençleri, hocalarınızın kapının önüne konduğunu biliyorum, sizlerin hocalarınıza sahip çıktığınızı da biliyorum. Bu sizin bir gurur meselenizdir, onur meselenizdir ve siz yarın hayata atıldığınızda, benim hocam kapının önüne konduğunda ben onun yanında dik durdum, onurlu durdum diyeceksiniz ve çocuklarınıza bunu anlatacaksınız, bu sizin geleceğiniz açısından çok ama çok önemli bir süreçtir. Sizden isteğim şu: Altı milyon üniversite öğrencisi var, bunların büyük bir kısmının aileleri başka yerde, okudukları okul başka yerde dolayısıyla Nisan ayında kaydınızı okuduğunuz yere alın ve referandumda oy kullanın. Oy kullanın ki hocalarınızın hakkını teslim etme fırsatı bulalım. Biz şimdi hocalarımızın yanında duralım, oy kullanmaya da gitmeyelim. Oy kullanmaya gitmemek referanduma evet demektir, o nedenle bütün üniversite gençleri hepiniz kaydınızı alın, Türkiye bir kişiye teslim edilemez. Türkiye, devasa, güzel bir ülkedir, kör topal da olsa bir demokrasisi vardır. Bir kişilik bir rejim Türkiye’yi felakete sürükler, o nedenle hepimizin görevi vardır, bunu yapmak zorundayız. Diyorlar ki, hayır diyenler 82 Anayasası’nı savunuyor, böyle bir düşüncemiz asla olmadı, tam tersine darbe hukukundan Türkiye’nin tamamen arınmasını sağladık. Grup başkanvekili arkadaşlarım 5 kanun teklifi hazırladılar, Siyasi Ahlak Yasası. Sayın Binali Yıldırım, Siyasi Ahlak Yasası’nı çıkarmaya var mısın? Hırsızların bu Meclis’te yeri yok, ihale takipçilerinin bu Meclis’te yeri yok, düzgün insanların bu Meclis’te yeri var. Açık ve net çağrı yapıyorum, Sayın Binali Yıldırım, Siyasi Ahlak Yasası’nı çıkarmaya var mısın? Daha önce Sayın Davutoğlu, ‘Biz Siyasi Ahlak Yasası Teklifi’ni çıkaracağız’ demişti, fırçayı yedi ve o da bir başka darbeyle kapının önüne kondu. Siyasi Partiler Yasası’nı değiştirmeye var mısınız? Yüzde 10 seçim barajını kaldırmaya var mısınız? Siyasetin finansmanını ahlaki temeller üzerine inşa etmeye var mısınız? Yurtdışında çok sayıda vatandaşımız var, Yurtdışı Seçim Çevresi Yasası’nı çıkarmaya var mısınız? Bakın biz daha güçlü bir Parlamento, daha onurlu bir Parlamento, milli iradeyi temsil eden bir Parlamento, içeride ve dışarıda kim olursa olsun sorununu özgürce aktarabileceği bir Parlamentodan yanayız, tek adam rejiminden yana değiliz. 80 milyondan, 80 milyonun iradesinden yanayız bunu söylüyoruz. Hayır çıkarsa ne olur diyorlar? Hayır çıkarsa Sayın Cumhurbaşkanı yerinde kalır ama ne olur millet diyor ki, sen Anayasal sınırları içinde görevini yap, 80 milyonun Cumhurbaşkanı ol, tarafsızlık ilkesini koru ve yerinde kal, kimse sana saygısızlık yaparsa biz ona haddini bildiririz diyor. Vatandaş bunu söyleyecek hayır dediği zaman. Binali Yıldırım, Başbakan olarak görevini yapacak, o da rahatlayacak aslında. Diyecek ki, ya referanduma gittik benim Başbakan olarak kalmamı istediler herhalde Binali Bey’e karşı bir Davutoğlu darbesi yapılmaz, bu hayır bir anlamda onun da güvencesi olacaktır. Bakanlar görevinde kalacak, her bakan görevini yapacak. Parlamentoya gelecekler, Parlamentoda bütçelerini sunacaklar, gerekirse güven oylamaları yapılacak, Türkiye Büyük Millet Meclisi daha güçlü, daha görkemli şekilde faaliyetini sürdürecek, yasalar yapacak, özgürce tartışacak, görevini yapacak. Çift başlılık asla olmayacak, herkes kendi görevini yapacak, Anayasayla tanımlanmış görevlerini yapacak. Hiç kimse çıkıp da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ben arzu ettiğim zaman feshediyorum diyemeyecek, milli iradeye saygı hayır oylarıyla daha da güçlenmiş olacak. Milletvekili ile millet arasındaki bağ korunacak, ilişkiler kopmayacak. Eğer bunları istiyorlarsa sevgili vatandaşlarım, bunları istiyorsanız, bunlardan yanaysanız ölçün, biçin, tartın, düşünün ve sandığa öyle gidin. Bu bir siyasi partinin seçimi değildir, bu başka bir seçim de değildir, bu hak arama, adalet arama, birlikte yaşama, özgürce yaşama, kimlik sorgulaması yapmadan, kılık kıyafet sorgulaması yapmadan, inanç sorgulaması yapmadan 80 milyonun bir arada özgürce yaşayabileceği bir referandumdur. Hayır oyu bu kadar değerli, bu kadar güzeldir, onun için hep hayırlı olsun diyoruz. Gücümüz, geleceğimiz hayırlı olsun diyoruz" açıklamalarını yaptı.