Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, aralarında TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın da olduğu televizyon ve gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Darbe girişimiyle ilgili değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, medyaya ve millete teşekkür ederek konuşmasına başladı.
Kurtulmuş, “Hiçbirimiz burada olmayacaktık, milletin feraseti ve cesareti olmasaydı. Çok darbe ile karşılaştık, siyasi partiler kapatıldı, hükümetler devrildi, bunların hepsi çok kötüydü ama Türkiye tarihi böyle bir kötülüğü görmedi. Bunların amacı öyle anlaşılıyor ki, Türkiye’yi karıştırmak, Cumhurbaşkanımızı 15 dakika geç kalsaydı öldürmek, almak ve Suriye gibi her silahlı gücün alanda olduğu ve Türkiye’nin bir taktım güçler tarafından işgal edilmesine sebep olacak bir ihanet içinde olmuşlardır. Herkese teşekkür ediyorum buna direnen, siyasi partiler, medya ve başta milletimiz. Türkiye bu badireyi atlatmıştır. En büyük teşekkür millete” diye konuştu.
"Bu millet eli değil ayağı öpülesi millet"
Hastanedeki yaralıları ziyaret ettiklerini kaydeden Kurtulmuş,”Rusların Çekoslovakya’yı işgali karşısındaki kahramanlık hikayelerini dinlerdik, aynısı oldu. Bu milletten Allah razı olsun, millet ne kadar destan yazdıysa, bu hainler işgalci gibi davrandı. TSK’yı tenzih ederek söylüyorum, üç beş çapulcu bu memleketi yıkmak istedi. Ne hikayeler var garip vatandaşta, duydum, ‘kendimi Beştepe’ye attım, bir bomba attılar, ikinci bomba gelince kurtulamadım, yaralandım, hemen yakınımdaki öldü.’ Birisi Köln’den gelmiş, ayağı parçalanmış. Birinin bağırsakları dışarı çıkmış. Böyle yüzlerce hikaye… Bu millet eli değil ayağı öpülecek millettir. Vaktinde Rahmetli Menderes‘e sahip çıkamamasından dolayı içinde ukde kalmıştı. Allah razı olsun, sahip çıktı” ifadelerini kullandı.
“3 aya bile gerek kalmadan 1, 1,5 ay içinde işimizi bitirip süreci tamamlarız”
“Şimdi milletimize yansıtmadan yaraları sarmak, izleri silmek lazım” diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“MGK tavsiye kararı ve Bakanlar Kurulu kararı ile bugünden geçerli olmak üzere 3 aylık bir olağanüstü hal ilan ettik. Meclis’te onaylanacak ve yürürlüğe girecek. Amaç 3 aya bile gerek kalmadan 1, 1,5 ay içinde işimizi bitirip süreci tamamlarız. Türkiye 20 Temmuz’dan bu yana iki terör örgütünün son derece yoğun saldırısı altındaydı şimdi bunlardan daha büyük tehlike arz eden ve her yere sirayet etmiş olan, bazı saflar diyordu ki, “Bunları nasıl silah örgütü yapıyorsunuz silahları mı?” Var, evet, bunların böyle silahları var, gördük. Şeyh Sait isyanlarından bu yana birçok olağanüstü hal ilan edilmiştir. Ama bunların hepsi millete karşıdır. Bu millete karşı değil, millet için ve devlete karşı örgütlenmiş yapılara karşıdır. Milletin günlük hayatını etkileyecek hiçbir uygulama olmayacak bunun garantisini veriyoruz sözünü veriyoruz, demokratik kazanımlardan, serbest piyasa kurallarından asla taviz verilmeyecektir. En ufak bir kısıtlama söz konusu olmayacaktır. Vatandaşlarımız günlük hayatlarına devam edeceklerdir. Anayasa 20 madde de 4 neden var, bir tanesi birinci madde ikinci bend, ‘Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini ve temel hak ve hürriyetlerine yönelik yaygın şiddet hadiselerine yönelik belirtilerin ortaya çıkması, kamu düzeninin ciddi bir şekilde bozulması.’ Biz bu maddeden dolayı olağanüstü hal ilan ediyoruz. Bundan sonraki süreçte nasıl topyekun durduk millet olarak, medya, medya kuruluşları, sivil toplum kuruluşları çok büyük oranda bir bütün olarak durduysak bundan sonra da bu bütünlüğün korunmasına özen göstereceğiz. Başka bir partiden arkadaşımızın rahatsız olmaması, farklı hayat tarzları ve düşüncesine sahip olan vatandaşlarımızın rahatsız olmayacağı uygulamalar olacak.”
“Ekonomide bir miktar etkilenme var ama şok etkisi yok"
En önemli hususlardan birisinin piyasanın bu işe nasıl reaksiyon göstereceği olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Çok büyük etkiler ortaya çıkmamıştır. S&P Türkiye’nin notu ile ilgili malum tasarrufta bulunmuştur, Borsa İstanbul’da ortalama yüzde 4 civarında bir düşüş söz konusu dövizdeki yükseliş mutedil, bu da inşallah önümüzdeki günlerde 3’ün altına inmesini bekliyoruz. Faizlerde minimal yükseliş var, burada bir miktar etkilenme görülüyor ama şok etkisi diyebileceğimiz bir durum söz konusu değildir ve inşallah olmayacaktır. Biliyorsunuz Fransa’da da terör saldırıları sonrasında olağanüstü hal ilan edilmişti, AİHM 15. Maddesine göre bazı olağanüstü durumlarda olağanüstü hal söz konusu oluyor. Bu darbeye niyetlenenler evet Türkiye’yi bölüp parçalamak istemişlerdir. Geçiş süreci niyetleri olmadığı ayan beyan görülüyor. Toplumsal fay hatlarını körükleyerek kalıcı toplumsal çatışmaları hazırlamaya çalışıyorlardı. Normal siyasetin hiçbir şekilde hareket edemeyeceği bir tabanı oluşturmaya çalışıyorlardı. Çok şükür tam tersi ortaya çıktı. Siyasi partiler arasında bir diyalog zemini ortaya çıktı, bütün partilerin liderlerine de bu diyalog zeminin sürdürülmesi için kararlılığı sürdürmelerini rica ediyoruz. Birbirimizden farklı düşünebiliriz ama birbirimizin ve demokrasinin düşmanı değiliz. Varlıklarını demokratik sisteme borçlu olan partilerin diyalog zemini sürdürmesi lazım. Bunlar, Türkiye’nin uluslararası zeminde yalnızlaşmasını istediler. Tam tersi olacak. Zaten yakın komşularımız da içinde olmak üzere normalleşme sürecine girilmesinin bunları rahatsız ettiği anlaşılıyor” açıklamasında bulundu.
“Rus uçağını vuran pilotlar gözaltına alındı”
“Rus uçağını vuran pilotlar gözaltına alındı buradan da belki başka neticeler çıkacak” ifadesini kullanan Kurtulmuş, “Sonuçta bu teşebbüsün hayırlar doğurduğunu görüyoruz, tehlikenin büyüklüğünü daha birçok şeyi paylaşacak durumda değilim” dedi.
“Gözaltına sayısı 9 bin 194”
Darbe girişimiyle ilgili son rakamları da paylaşan Kurtulmuş, darbe kalkışmasında 241 kişinin şehit olduğunu, bin 537 kişinin yaralı olduğunu açıkladı. Gözaltına sayısının 9 bin 194 olduğunu ifade eden Kurtulmuş, 2 bin 591’inin tutuklandığını kaydetti. Kurtulmuş, ölü ele geçirilen darbecilerin sayısının 24 olduğunu, yaralı ele geçirilen darbeci sayısının ise 50 olduğunu ifade etti. Hakim ve savcılarla ilgili toplamda 2 bin 277 kişiden bin 270’inin tutuklandığını, 730’nun gözaltı durumlarının devam ettiğini söyleyen Kurtulmuş, gözaltında olan asker sayısının 6 bin 823, tutuklu sayısının bin 457, adli kontrolle serbest bırakılan 246 ve serbest kalan 87 kişi olduğunu açıkladı.
Kurtulmuş, bu cunta ile milim ilişkisi olan kim varsa, hepsini çıkartıp hesap soracaklarını bunu yaparken de hukuk içerisinde yapacaklarını ifade etti.
“Sokağa çıkma yasağı öngörülmüyor”
OHAL ile ilgili soruları da yanıtlayan Kurtulmuş, sokağa çıkma yasağıyla ilgili soruya, sokağa çıkma yasağının öngörülmediğini belirterek, “Hayır, çok net hayır. Bu bir sıkıyönetim ilanı değildir, olağanüstü hal ilanıdır. Millete değil, devlete olağanüstü haldir” yanıtını verdi.
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterindeki her şey yerli yerindedir”
Kayıp helikopter, uçak ve tankın olup olmadığı sorusuna Kurtulmuş, şunları kaydetti: “TSK envanterinde kayıtlı olan kayıp hiçbir araç yoktur. Mermi vesaire eksiklikler de minimal düzeydedir. Bazı silahlı kuvvetler. Eksik olan askeri personel var. Bütün komutanlıklar da duruma hakimdir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterindeki her şey yerli yerindedir. TSK’nin içinde bu darbeye teşebbüs edenlerin var olması terörle mücadelede zafiyete yol açmaz. Çok kalın bir kitabın kapağını kaldırdık şimdi, bu kitabın içinde neler var neler. Sonuna kadar gidileceğinden şüphe olmasın. Cunta, cuntanın arkasındaki FETÖ örgütü, dünyanın her yerinde içeride ve dışarıda ne kadar Türkiye düşmanı varsa onlarla işbirliği içinde olmuştur. İhanet ilişkisi ortaya çıkartabilecek.”
9 bin kişilik infaz listesinden bahsedildiğinin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, “Çok sayıda delil elde edildi. Bir tanesi darbe olsaydı hangi ile hangi sıkıyönetim komutanı, nereye, kim atanacak, birçok delil var. Çıkacak yeni deliller var. Belki daha fazla insanı infaz edecek bir liste de olabilir” dedi.
“Ortada devletin kurumları bakımından maalesef ciddi bir takım eksikliklerin olduğu aşikardır”
Darbe girişiminin istihbarat tarafından ciddiye mi alınmadığı, yoksa bilgi alınıp da gereğinin yapılmadığı ve istihbarat alanında nasıl adımlar atılacağı sorusuna Kurtulmuş, “Milli Güvenlik Kurulu’ndaki konular mutlak gizlilik içindedir. Ortada devletin kurumları bakımından maalesef ciddi bir takım eksikliklerin olduğu aşikardır. Zaten bu dönemde ilk işimiz bu hala bir takım yerlere sızmış olan FETÖ mensuplarının tasfiyesini hızlı bir şekilde yakalamak ve hemen ikinci işimiz de yapı içinde eksiklikler kişilere indirgemeden söylüyorum, bunları giderecek olan her türlü çalışmanın yapılması. Bunlar üzerinde çalışılacak. Bunun bir kısmı zafiyetten bir kısmı da devletin işleyişinden kaynaklanan sıkıntılar. Birinci kısmı kişilerle ilgili daha kolay, öteki, böyle bir sistem kuralım ki darbe kimsenin aklından geçmesin. Bunu yapamazsınız, bugün bunu savarsınız, yarın bir başkası çıkar ve darbeye teşebbüs eder” değerlendirmesinde bulundu.
“Örgütün değirmenine su taşımış kişilere merhamet olmaz”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapatma kararı aldığı 600 küsur okul olduğu ve TSK’ya eleman gönderen yerler olduğu belirtilerek, cemaat okulları kapatıldığında öğrencilerin ne olacağı sorusuna Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Ben genel kural olarak şunu söyleyeyim, artık cemaat lafını kullanmayalım, FETÖ terör örgütü. Bunlara mensup olan hiç kimsenin masumiyetinden söz edilemez. Ama yaş ile kuruyu ayırt etmek zorundayız. Suçlu olana merhamet etmeden, ama suçsuz olanı da karıştırmadan. Bu örgütle bir türlü irtibatı olanlar hesabını verecekler. Hiçbir masumun zarar görmeyeceğini söyleyebilirim. Örgütün değirmenine su taşımış kişilere merhamet olmaz. Medya boyutu, okullar…Aynı evde kalan adamların hepsi 99 almış, biriniz yüz alın, biriniz 98 alın. Yok. 1989 yılından girmiş. Türk Silahlı Kuvvetleri insan kaynağını nasıl düzenleyecek.”
“Bireysel ve kurumsal zafiyetler olabilir, yapısal zafiyetler söz konusudur"
MİT’in saat 16.00’da darbe girişimiyle ilgili bilgi sahibi olması ve Cumhurbaşkanının ise olaydan daha geç haberdar olması gibi iki flu konu olduğu sorusuna Numan Kurtulmuş, “Ciddi boşluklar var. Soruların hepsi çok önemli. Bireysel ve kurumsal zafiyetler olabilir, yapısal zafiyetler söz konusudur. Yapısal eksiklikleri cesaretle ortadan kaldırılacaktır. Devletin yapısını nasıl dizayn edelim ki… Devletin sivil tarafının kuvvetlenmesinden geçiyor. Asker sivil ilişkileri mekanizmalarının yeniden gözden geçirilmesi, ilgili askeri birimlerin sivil otoritenin” şeklinde konuştu.
“4 dosya gönderilmişti, bir kapsamlı dosya daha gönderilecek”
Fethullah Gülen’in iadesiyle ilgili soruya ise Kurtulmuş, “Dosya hazırlanıyor ümit ediyorum ki 10-15 gün içinde darbe soruşturmaları sonucunda elde edilen yeni bilgiler doğrultusunda yeni başvuru yapılacak. 4 dosya gönderilmişti, bir kapsamlı dosya daha gönderilecek. Amerikalıların empati yapmasını istiyorum. ABD’yi yıkmaya çalışan bir papazın örgütlediği bir örgüt var. Bu papaz, Amerika’dan kaçarak, Çankaya, İncek veya Etiler’deki villada kalıyor, ABD’deki dostlar ne hissederse, biz de aynısını hissediyoruz. Hukuk, dostluk, stratejik ortaklık gereği iade istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili Kurtulmuş, “O zaman da paylaşıldı, angajman kuralları Hava ve Deniz kuvvetleri otomatik prosedür. 17 saniyedir. Hepimizde tereddütler vardı, aydınlanmaya başlıyor. Rusya ile aramızda, dışişleri bakanımızın söyledikleri Rusya ile aramızdaki tansiyonun düşürülmesine dönüktür. İç kamuoyu bakımından siyaseten riskli bir sözdü, dış politika bakımından doğru bir yaklaşımdı. Uçağın düşürülmesi meselesi, şu andaki bilgilerimizle” dedi.
"Orduyu kime emanet edeceksiniz"
“Orduyu kime emanet edeceksiniz” sorusuna Numan Kurtulmuş, “Ordu millete emanet edilmelidir. Ordu milletin bütün fertlerine açık olmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin eleman havuzunun oluşmasında ilticayla mücadele diye bir histeri ile hareket edildi. Sıradan Anadolu çocukları eşi başörtülü çocuklara dokunuldu. FETÖ mensupları ise valla billa biz onlardan değiliz diyerek sızdı. Ordunun büyük çoğunluğu Anadolu çocuklarıdır” açıklamasında bulundu.
“Meclis tatil yapmayacak”
Ekonomi açısından dışa açılmayla ilgili soruya Kurtulmuş, “Bunlar yapılacak yurt dışında ekonomide Türkiye’nin attığı atmakta olduğu adımları anlatacak ayrıntısıyla. Olağanüstü hali şöyle görüyorum. Günlük hayatlarını olumsuz yönde etkileyecek adımların atılmaması esastır. AİHM 15. Maddeye göre askıya alma olacak. Sivil darbe deniyor? Bu milletin aklı ile dalga geçmektir. Bu örgütün değirmenine su taşımak, 15 Temmuz akşamı… Akılla insafla, vicdanla, insafla bağdaşmaz. Ölümden kıl payı kurtulmuş. O akşam 5.30’a kadar oradaydık, içeriye alınmış Başbakan konvoyu kurşunlanmış, genelkurmay başkanı kuvvet komutanları, orada insanlar olmasa Çankaya Köşkü’ne gireceklerdi. Bunlar mı sivil darbe. Böyle bir şey olmaz. Türkiye açık bir şekilde katliama varan bir şekilde millet düşmanlığı ile hareket eden bir terör örgütünün saldırısından kurtuldu. Olağanüstü hal ilan edildi. Hukuki ve siyasi reformlar, Türkiye’de üretim esaslı ekonomi döneminin önünü açmak, bunlara OHAL devam ederken de devam edilecek. OHAL darbelerle mücadelede elimizi güçlendirecek. Meclis tatil yapmayacak. Utanmasalar darbe kararını Erdoğan verdi, uyduruk darbe yaptırdı diyecekler” değerlendirmesinde bulundu.
“Meclisi bombalayan pilotlar ele geçirildi mi, ne kadar helikopter düşürüldü bilgisi var mı” sorusuna Kurtulmuş, “Hepsi var, şunu söyleyelim, her kalkan helikopterin kayıtları, ne zaman nereden kalktığı, herkes hakkında gözaltılar ve soruşturmalar başlatıldı. Her bir aracın kaydı var, kimler kullandı, nasıl oldu” karşılığını verdi.
FETÖ ile mücadelede nasıl etkin olunacağı konusunda yeni ne olacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, “Bir kısmı soruşturmaların hızlanması, esas önemli olan kısmı devletin içinde yuvalanmış olan bu yapının devletin içinden kazınması. OHAL çok daha önemli bir imkan sağlamış olacak. Hayali bir şey ile ilgili konuşmuyoruz, bu tablo ile ilgili olarak kim nerede durdu, bunlar belli” diye konuştu.
"Şura vaktinde yapılır mı? Şu an aksi kararlaştırılmış değil"
“YAŞ yapılabilecek mi, bir dolu tutuklanan general var. Zamanında yapılabilecek mi? Personel zafiyeti çok ciddi emekli personelin, Ergenekon da emekli edilmişlerin geri alınması söz konusu mu? Genelkurmay başkanı dahil bir tasarruf söz konusu olabilir mi” sorularına ise Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Benim de kişisel görüşlerim var tabii, burada net olan hususları söylemek lazım. Zafiyet noktaları görüldü, bundan sonra böyle yanlışlıkların içine girilmesin diye. TSK’da çok sayıda tutuklama var, ama TSK hiçbir şekilde personel zafiyeti içine girmeyecektir. Görevden alınan herkesin yerine hiç vakit kaybetmeksizin atamalar yapılıyor. Bu adamlar öyle bir yara açtı ki. Şura vaktinde yapılır mı? Şu an aksi kararlaştırılmış değil. Ama bu şartlar neyi gerektirir öne alınır, sona alınır. Bazı işler şuraya bile gerek kalmadan halledilebilir, OHAL böyle imkan sağlıyor” yanıtını verdi.
Şehir içindeki askeri birliklerin dışarı alınmasıyla ilgili soruya Kurtulmuş, “Fiziki tedbirler de dahil her şey masaya yatırılabilir. Bu örgütün 79 milyonun nezdinde FETÖ olarak tescil edildiği ortada. Sanki kendilerinden değilmiş gibi başlarını da kullanarak mümkün olduğu kadar kendilerini kurtarmak isteyebilirler. Bu adamların bundan sonra yapacakları algı operasyonlarına karşı dikkatli olmak lazım” değerlendirmesinde bulundu.
"Arkadaşlar aradılar. Ben öğrendiğimde hareketlilik başlamıştı"
Darbe girişimini kimden öğrendiğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, “Eve gittim, bizim oradan uçakların sesleri duyulmuyor, arkadaşlar aradılar. Ben öğrendiğimde hareketlilik başlamıştı. İnsanı hislendiren, yolu sivil vatandaş araçları ile kapatmışlardı, TRT’ye giderken, çok sayıda vatandaş, yaşlı amcalar, gencecik çocuklar… Tankın biri üç kere havaya ateş açtı, çok yakından” diye konuştu.
Ergenekon, balyoz mağdurlarının olup olmayacağıyla ilgili, “İhtiyaç yok” dedi.
Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Çankaya, TBMM’nin korunması gösterdi ki, bunlar Meclis’e, Köşk’e çok daha büyük saldırı yapabilirlerdi. Hava ve kara savunmasının da çok özel birliklerle özel harekât grupları ile korunmasının çok gerekli olduğu görülüyor. Cumhurbaşkanının, Genelkurmay Başkanının, çok yakınlarında darbecilerin olması çok acı. Sapkın bir dini inanışa bağlı, askeri diktatörlük peşinde koşan bir grup. Hepimiz insanız, hepimizin amiri var, üstü var, insani ilişki içinde… Yarı tanrısal bir güç bunlar için. Cumhurbaşkanı emir verse, imamı var. İşin dini tarafı hiç konuşulmadı. Şimdi bizim Türkiye topraklarında Anadolu Müslümanlığı dediğimiz bu topraklardaki Müslümanlık geleneğinin temel özelliği herkese açık olmasıdır, Dergahlarımız herkese açıktır. Gelene de gidene de kapı açıktır. Medreselerimiz vardır, bunlar da işin ilim kısmıdır, ilim okumaya gelene de eyvallah, gidene de eyvallah. Ahaliye ise açık olan camilerimiz vardır, gelir hoca vaaz eder, isteyen gelir, isteyen gelmez. Kapalı değildir gelenek, içe dönük değildir. Horasan erenlerinin o anlayışının payı vardır. Ancak, bu insanda 99 İslam dışı husus vardı, bir Müslümanlığına doğru emare varsa onun Müslüman olduğuna inanırız. IŞİD teolojisi ile bunlar arasında fark yok temelde. IŞİD ile mücadele de yanıldığımız taraf şu. Teolojik kısım vardır, bunu hiç konuşmadık. Kendisini mehdi zanneden bir adam, bağlıları tarafından da yarı tanrısal olarak kabul ediliyor.”