Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın, Fenerbahçe Dergisi'nde yer alan yazısı:
"Değerli Fenerbahçeliler,
Bütün samimiyetimle ifade etmek isterim ki; toplumsal tüm alanlarda düşünce ve ifade özgürlüğünün üstün ve vazgeçilmez haklar olduğuna tüm benliğim ile inanıyorum. Farklı dünya görüşüne sahip Fenerbahçe taraftarlarının tribünlerde dünya görüşlerine bağlı olarak ortaya koymuş olduğu çok sesliliğin hiç kimseyi rahatsız etmemesi gerektiğini kamuoyunda değişik vesilelerle ifade ettim. Stadımızda ya da salonumuzda münferit taraftarların şahsıma ve yönetime karşı söylemlerini de bu çerçevede görmekteyim.
Ancak, dışarıdan manipüle edilen ve farklı amaçlar ile tribüne gelip, özellikle müsabakalar devam ederken takımımızı sabote edenleri bu kapsamda değerlendirebilmem mümkün değildir. Bu durum tarihimizin tozlu sayfalarında kalmış ve büyük çabalar ve fedakarlıklarla ortadan kalkmış kötü bir alışkanlıktır. Bu kötü alışkanlıkların Kulübümüzden sökülüp atılması uğruna yapılan fedakarlıklar ilerleyen yıllarda herkesçe görülüp daha iyi anlaşılacaktır. Bugün münferit taraftarlar dışında kalan ve fakat onların aralarına karışarak onların masumiyetini kendilerine kalkan olarak kullanan bu organize yapı ilk kez ortaya çıkan bir yapı değildir. Esasen önemli olan bu yapı da değildir. Önemli olan bu yapıyı bugün kimlerin bir kez daha kullanmaya başladığıdır. Bu yapıyı kullananlar kimdir?
Bu yapıyı kullananlara Fenerbahçe camiası aşinadır. Bunlar, kendi kulüplerine her türlü iftirayı atan, Başkan ve yöneticilerinin “Futbolun Ergenekonu” olduğunu tavla arkadaşları FETÖ/PDY uşağı Zekeriya Öz’e anlatan, 3 Temmuz operasyonunun her adımını FETÖ/PDY mensubu polisler ile dizayn eden, 3 Temmuz sonrasında şeytanla kol kola girip, Fenerbahçe’nin, Başkanının ve yöneticilerinin uluslararası spor mahkemelerinde ceza almasına maddi ve manevi destek verenlerdir. Bunlar, Denizli’yi, 12 Mayıs’ı dizayn edenlerdir. Bunlar, seyircisiz maçta dışarıdan stadyuma havai fişek atılmasına, Fenerbahçe’nin 1 yıl UEFA’dan men cezası almasına maddi kaynak sağlayanlardır. Bunlar kolektif sosyal medya hesapları açtırarak, yedi gün yirmi dört saat Fenerbahçe Başkanı’na ve yönetimine küfür eden, akıl almaz iftiralar atan tetikçilere maddi kaynak sağlayanlardır. Bunlar Abdi İpekçi’de Fenerbahçe Başkanı’nın rahmetli annesine küfür edenleri o maça yollayan, onlara maddi destek sağlayanlardır. Bunlar köprüye çıkan taraftarların içine karışan sözde grupları yolun karşısına dönmeye ikna eden, yolun karşısına dönenlere hamilik yapan ağabeylerdir. Bunlar mahkeme yolu ile Fenerbahçe Spor Kulübü Genel Kurulu’nu olağanüstü toplantı yapmak zorunda bırakan ve Fenerbahçe Başkanı ve Yöneticilerinin şöhretini Fenerbahçe Spor Kulübü Genel Kurulu’na oylatarak, çıkacak kararla Fenerbahçe Spor Kulübü’nü küme düşme ile bitecek bir sürece sokmak isteyenlerdir. Bunlar UEFA’ya FIFA’ya mail organizasyonu tertip ederek, Fenerbahçe’nin uluslararası spor mercileri tarafından cezalandırılmasını göze almış azgınlardır. Bunlar ofislerine davet ettikleri sözde tribün liderlerinin yancılarına sınırsız maddi kaynak sunan sözde Fenerbahçeli işadamlarıdır. Bunlar, şampiyonluk kutlamasında iplerini tutturdukları sözde tribün liderlerini telefon ile yönlendiren sözde Fenerbahçelilerdir.
Bunlar, iktidar olmak için Fenerbahçe’nin her türlü değerini silip atıp bir kenara bırakacak kadar gözü dönmüş, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kurumsal yapısında kalıcı zararlar vermeyi iktidar olabilmek için kolaylıkla göze alabilen, kaostan beslenen ve istikrarı sabote eden hainlerdir. Bunların Fenerbahçe’nin iyiliği ile ilgileri yoktur. Bunların tek düşüncesi içlerindeki düşmanlıktır. Münferit taraftarın sevgisi, tutkusu, sevinci, üzüntüsü bunların derdi değildir.
Bunlar, kendilerine bir gelecek inşa edecekleri uygun bir ortamı yaratma dışında hiçbir şeyi düşünmeyen azgın elit bir gruptur. Bunlar aslında belli resmi çevreleri kendilerine kalkan yapan; esasen çapı büyük olmayan bir oluşumdur. Bunların amacı çelik leblebi olarak düşündükleri bizden sonrası değil, ardımızdan geleceklerden sonrası için kendilerinin iktidar olmasına olanak verecek ortamı sağlamaktır.
Münferit taraftarlarımızın beklentisi her zaman Fenerbahçe’nin iyiliğidir. Bu yüzden onların düşüncesi lehte-aleyhte bizim için önemli ve değerlidir. Bu düşünceler önümüzdeki sezonda tarafımızca değerlendirilecek ve uygulamaya geçirilecektir. Yukarıda tarif ettiğimiz azgınlar ile mücadelemiz ise her platformda ve özellikle hukuk önünde devam edecektir. Fenerbahçe bizler için bu kirli ellere terk edilmeyecek kadar değerlidir.
Münferit taraftarlarımızı, 3 Temmuz ruhu ile bu azgın güruha ve bunların iktidar oyununa karşı uyanık olmaya davet ediyorum. Fenerbahçe bir tanedir ve asla bu güruhun karanlık emellerine terk edilmeyecektir.
Geçtiğimiz ay içinde aldığımız çok önemli iki haber bizleri ve camiamızı ziyadesi ile memnun etmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yeniden yargılama sonucunda verilen beraat kararlarının onanması istemli tebliğnamesini hazırlamış ve dosyayı Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne göndermiştir. Bir diğer önemli haber ise; CAS’ın Trabzonspor tarafından yapılan temyiz başvurusunu reddetmiş olmasıdır. Bu iki önemli gelişme 3 Temmuz 2011’de başlayan hukuki süreçler bakımından önemli kilometre taşlarıdır. Camiamızın büyük bir inanç ve kararlıkla sürdürdüğü bu mücadele sonunda baştan beri haykırdığımız haklılığımız hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ortaya çıkacak ve Fenerbahçe’ye kurulan kumpasın sorumluları layık oldukları cezayı alacaktır.
Dergimiz vesilesiyle, bu ay içerisinde yer alan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyor, ülkemizin geleceği olan çocuklarımıza sağlıklı ve başarılı bir yaşam diliyorum.
Tüm taraftarlarımıza saygı, sevgi ve selamlarımla"