Gündem

Müezinoğlu’ndan 1 Mayıs kutlamalarına ilişkin açıklama

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarına ilişkin, ''1 Mayıs'ı Ankara Tandoğan Meydanı'nda kutlayacağız' dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü” toplantısında Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve bağlı sendikaların genel başkanları ile bir araya geldi. Toplantıda konuşan Bakan Müezzinoğlu, 2017 yılı Ocak ayından bu yana toplu iş sözleşmeleriyle ilgili çalışmaların başladığını ve sürdüğünü belirterek, Türk-İş ve bağlı sendikalardan önerilerini alacaklarını ifade etti.
Türk-İş Başkanı Atalay ise, 2017 yılı kamu sözleşmelerinde 200 bine yakın işçiyi ilgilendiren toplu sözleşme taslağını Kamu Koordinasyon Kurulunun hazırladığını söyleyerek, taleplerini şöyle aktardı:
“Birinci madde iyileştirme, brüt 2 bin 200 TL’nin altında ücret alan işçi arkadaşlarımıza 400 TL, 2 bin 250, 2 bin 550 arasında brüt ücret alan arkadaşlarımıza 200 TL, 2 bin 500, 2 bin 800 TL arasında brüt ücret alan arkadaşlarımıza 2 bin 850 lirayı geçmemek şartıyla 100 TL. Birinci yıl ücret zammı 31 Aralık 2016 tarihinden itibaren iş yerinde çalışan işçilerimize 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren yüzde 18 ücret zammı. İkinci yıl ücret zammı, 31 Aralık 2017 tarihinde iş yerinde çalışan işçi ücretleri 2017 yılında gerçekleşen enflasyon oranına 4 puan ilave ederek ücret zammı yapılır. Denge ödeneği, geçen sene özellikle vergiden dolayı ortalama 2 bin 550 lira ücret alan arkadaşlarımız Ocak ayında 2 bin 500 TL alıyorlar Sayın Bakanım. Bu ücret Mayıs ayından itibaren Aralık ayına kadar 350 TL, yüzde 15 civarında ücretimiz aşağı düşüyor. Geçen sene onunla ilgili 500 TL denge ödeneği konmuştu, bu sene bin lira talep ediyoruz. Sosyal yardımlar, birinci yıl 400 TL, ikinci yıl 500 TL; yemek parası birinci yıl 15 TL, ikinci yıl 16 TL.”
“Çalışmaları 1 ay içinde tamamlamayı ümit ediyorum”
Bakan Müezzinoğlu da taleplerin güzel olduğunu ama yapılabilir mi ona hep beraber bakacaklarını kaydederek, “Makul talepleri imkanlar çerçevesinde makul düzeyde birbirimizi anlayarak çözme gayreti içinde olacağız. Teklifleri, talepleri aldık ve inşallah biz ve ekonomik kurullarla gerekli değerlendirmeleri yaparak arzu ettiğimizin azamisini başarabilmiş noktada sonuçlandırmayı da ümit ediyorum. Çalışmaları önümüzdeki süreçte çok da uzatmadan bir ay içinde tamamlamayı da ümit ediyorum” şeklinde konuştu.
“1 Mayıs’ta Ankara Tandoğan’dayız”
Türk-İş Başkanı Atalay, 15 Temmuz sonrası en uygun yerin Ankara olduğunu ve 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Ankara Tandoğan Meydanı'nda olacaklarını, çalışma hayatıyla ilgili sıkıntıları kamuoyuna anlatacaklarını da bildirdi.
“Önemli olan 1 Mayıs’ın huzur ve güvenlik içinde kutlanabilmesi”
Bakan Müezzinoğlu ise, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde nerede olacağını ve Taksim kutlaması ısrarı ile ilgili sorulan soru üzerine, “Önemli olan 1 Mayıs'ın emeğin bayramı olarak kutlanabilmesi, yurdun her bir köşesinde huzur ve güvenlik içinde kutlanabilmesi. Bunun için huzurun ve güvenin merkezde olduğu bir anlayışta o günün hakkıyla, yalnız çalışan, emeğin hakkı olarak değil, 80 milyonu ilgilendirir. Taksim bizim emekçilerimiz adına 1977 yılından bu yana taşıdığımız bir acımızdır. O gün orada gerçekten olağan dışı bir katliama muhatap olundu. Bir tuzaktı o, onun unutulmaması önemlidir. O unutulmadan emekçinin hak ve hukukunun korunması, geleceğe güvenli bakması mutlaka önemli ama kutlamaların Taksim'de olacak ısrarı güvenlik ve emniyet açısından sıkıntı yoksa yapılabilir ama güvenlik açısından sorun varsa orada önemli olan ülkenin her bir köşesinde bu kutlamaların güven içinde yapılabilmesidir, ki emekçinin bugününü biz AK Parti olarak zaten tatil olarak da ilan ettik. Dolayısıyla Türkiye genelinde huzur ve emniyet içinde kutlanabilmesi, anılabilmesi, hakların savunulabilmesi, dile getirilebilmesi ve bu mücadelenin yapılabilmesi anlamında özü budur. Dolayısıyla inşallah huzur içinde, bayram şenliğinde taleplerin dile getirildiği, mücadelesinin verildiği güzel bir 1 Mayıs kutlaması olacaktır. Şahsımla ilgili programı henüz netleştirmedim ama şu ana kadar Türk-İş ile bir sendikamızdan davet aldım, değerlendireceğim” açıklamasında bulundu.
Kıdem tazminatı
Müezzinoğlu, kıdem tazminatı fonunun tekrar gündeme gelmesi ve devlet katkısının olacağı yönündeki iddialara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Önümüzdeki hafta ana ilkeler çerçevesinde bakış açılarımızı paydaşlarımızla paylaşmaya başlayacağız. Burada dört tane temel cümle söylüyorum; hakkaniyet, güvence, şeffaflık, sürdürülebilirlik. Bu dört temel ilkeyi merkeze alacağız. Bu dört kolonu ne kadar birlikte şekillendirebilirsek bunu yapma gayreti içinde olacağız. Şu anda onun dışında diğerleri paylaşarak şekillendireceğimiz detaylardır. Şu anda kendi iç çalışmalarımızı, temel prensiplerimizi, dayanaklarımızı tespit edip paydaşlarımızla masanın etrafında toplanmaya başlayacağız.”
“Bu millet bu taktiklere teslim olmaz”
Bakan Müezzinoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin (AKPM) Türkiye’yi siyasi denetim altına almak ile ilgili kararına ilişkin ise, “AKPM’nin aldığı karar siyasi bir karar. Bunu daha önce de 1996 yılında almıştı yanılmıyorsam, sonra 2004 yılında kaldırdı. 2010-2012 yıllarında biz AKPM’nin Meclis Başkanlığını şu andaki Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu yaptı. Esasında 1996’da niye siyasi denetime aldı? Bu yıl niye aldıya baktığımızda reel olarak bu toplumun yüzde 80’inin şurada haklı bir gerekçesi var diyebileceği hiçbir gerekçe yok. Tamamen stratejik, siyasi, bunun arkasında ekonomik kararları da zaten görüyoruz. Türkiye’yi ve bu büyük Türk milletini köşeye sıkıştırma taktikleridir bunlar. Bu millet bu taktiklere teslim olmaz. Kendi dinamikleriyle güçlü bir şekilde mücadelesini verir. O nedenle biz işimize bakalım, bu ülkenin standardını yükseltelim. AKPM’nin 15 Temmuz sonrası ilk bir ay içinde ne yaptığına bakmak lazım. 15 Temmuz sonrası ertesi gün veya ertesi hafta AKPM toplanıp da Türkiye’de yapılan bu hain darbe girişiminin karşısında biz demokrasiden yana, hukuk devletinden yana, milli iradeden yana bir duruş dolayısıyla bu hainleri kınıyoruz, Türkiye’nin arkasındayız deyip diyemediğine bir bakmak lazım. O nedenle bütün bu süreçlerden Türkiye, hele 16 Nisan’dan sonraki süreci de yaşadıktan sonra göreceksiniz Türkiye’nin bu anlamdaki yolculuğu çok daha güçlü ve başarılı olacaktır” diye konuştu.
“Sayın Cumhurbaşkanı istediği her an partiye gelebilir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partiye dönmesi yönünde herhangi bir hazırlık yapılıp yapılmayacağı ile ilgili soruya da Bakan Müezzinoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımız bu partinin kurucusu, bu partinin misyonunun da, vizyonunun da temel direği. Dolayısıyla referandumdan sonra, resmi sonuçlar açıklandıktan sonra istediği her an partiye gelebilir ve bu anlamda tasarruf yetkisi kendisindedir, partinin yetkili kurullarındadır. Şu anda resmi sonuçlar açıklanmadığı için ne kendisi ne de partinin yetkili kurulları bu anlamda bir resmi değerlendirme yapmadı. Bu süreç önümüzdeki günlerde netleşir” ifadelerini kullandı.
Bakan Müezzinoğlu’nun soruları cevaplamasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.