Üstün yetenekliliğin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Ömeroğlu, "Çok küçük yaştan itibaren bu çocukların keşfedilmesi ve topluma kazandırılması lazım çünkü özel bir gereksinim bu aynı zamanda, farklı çocuklar bunlar. Anne babalar, doğuştan itibaren çocuklarını en iyi tanıyan kişilerdir, onların en ufacık bir yüz hareketinden ne istediklerini çok iyi anlayabilirler, gelişimlerindeki farklılaşmayı çok iyi fark edebilirler. Eğer anne babalar, çocuklarının gelişimlerinde aynı yaşta olan ya da aynı ayda olan çocuklardan farklılık görüyorlarsa, bunlar; konuşmasında, agulamalarında ya da hareketlerinde olabilir. Küçük yaştaki çocukları tanılamak zor bunun için test yok, bir araç yok ancak gelişimlerine bakıp biz onları tanımlayabiliyoruz. Eğer anne babalar böyle bir farklılık görüyorlarsa mutlaka bir uzmana götürmeleri lazım. Bunlar, hastaneler olabilir, rehberlik merkezleri olabilir, çocuk ruh sağlığı uzmanları olabilir. Çünkü ülkemizin her yerinde çocuk ruh sağlığı uzmanlığı var hastanelerde, çocuk gelişimciler olabilir, okul öncesi eğitim alanında akademisyenler olabilir, özel eğitim bölümleri olabilir. Bunları söylüyorum ki anne babalar nereye gideceklerini de bilsin diye" şeklinde konuştu.
"Aynı yaştaki arkadaşlarıyla iletişimleri zor oluyor"
Üstün zekalı ve yetenekli çocukların tanılandıktan sonra okula başladıklarında ayrı problemlerin ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Ömeroğlu, "Daha sonra bu çocukları tanıladık, ortaya kondu ve ana okuluna başlıyorlar. Öğretmenler tabii bu konuda çok bilgili değil. Ne kadar derslerde hizmet içi eğitimler alsalar da, sınıflarımız kalabalık o da ayrı bir problem. O çocuğa özel olarak davranılması, sınıfa uyum sağlaması için ya da sosyal problemlerinin, bilişsel yeteneklerinin ortaya konması lazım çünkü o çocuklar, diğer çocuklardan farklı, daha çabuk öğreniyorlar, davranışları farklı, büyük gibi oluyorlar onun için o yaştaki arkadaşlarıyla iletişimleri zor oluyor. Bu yüzden öğretmenlerimizin bu konuda eğitim alması şart. Uzaktan eğitim, internet çok gelişti, eğitim siteleri, vakıflar var bu konuda eğitim veren, buralara başvurabilirler" ifadelerini kullandı.
"Sosyal yönden çevreye uyumları zor"
Anne babaların üstün zekalı ve yetenekli çocuklarına büyük bir insan gibi davranmamaları gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ömeroğlu, "İster zekaları daha ileride olsun ister yetenekleri daha fazla olsun sonuçta çocuk. Daha bilgili görülebilirler ama çocuk çocuktur. Her zaman ve çocukluğunu yaşamalıdır. Onlara farklı oyunlar gösterebilirler okul öncesi dönemde, onlarla oynamalılar, ilgilerini ve yeteneklerini keşfetmeliler. O ilgileri ve yetenekleri doğrultusunda örneğin dil gelişimi çok iyi. Onlara çeşitli hikaye kitapları alabilirler ve onları okuyabilirler. Eskiden ansiklopediler vardı, şimdi de bu ansiklopedilerin dijital olanları var. Onları alabilirler, birlikte onlar hakkında konuşabilirler. Sosyal yönden de çevreye uyumları zor, bunun için de çocuklarımızı aslında sosyal ortama çıkarıp, insanlarla bir arada olmalarını sağlamalılar ama tabii koruyup kollayarak" açıklamasında bulundu.
"Ülkemizin bu dahi, üstün yetenekli çocuklara çok daha fazla ihtiyacı var"
Temel eğitim döneminin de çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ömeroğlu, şunları kaydetti:
"Bu çocuklar okullarda diğer yaşdaşlarıyla birlikte bazen eğitim almakta çok zorluk çekiyorlar. Bunun için de birçok yerde bilim ve sanat merkezleri var, ilkokul dönemindeki çocuklar için. İlkokul birinci sınıftan itibaren bu çocuklar, okullarda rehber öğretmenin tanılamasıyla bilim ve sanat merkezlerine yönlendiriliyorlar ve orada özel eğitim alıyorlar. Sınıftaki uyumları için de öğretmenlerin, bilim ve sanat merkezindeki öğretmenleriyle iş birliği yaparak sınıfa uyum sağlamalarını gerçekleştirmesi lazım. Aslında kolay bir iş değil ama bu çocukların da topluma kazandırılmasını Türkiye’nin geleceğinde de çok önemli görüyorum. Türkiye’nin geleceğinde de rol alması lazım. Çünkü birçok dahi insan beyin göçüyle yurt dışına gidiyor ve yurt dışında oralara faydalı oluyorlar. Halbuki ülkemizin bu dahi, üstün yetenekli çocuklara çok daha fazla ihtiyacı var diye düşünüyorum."