Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası Kuran-ı Kerim Güzel Okuma Yarışması finalinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kur’an-ı Kerim’in hüsnü niyet, temiz kalp, temiz ağız, kemalü hürmet ve edeple tilavet edilmesi gerektiğini belirterek, “Allah’ın insana bir lütfu ve ikramı olan güzel ses en çok da Kur’an-ı Kerim’e yakışır” ifadelerini kullandı.
“Bismillahirrahmanirrahim” diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, beşincisi düzenlenen bu yarışmanın giderek güçlü bir şekilde devamının Türkiye’de çok daha güçlenmesine ve geleceğe yönelik farklı sinyaller oluşmasına vesile olacağını belirtti. Erdoğan, “Dünyanın 62 farklı ülkesinden gelen tüm misafirlerimize hoşgeldiniz diyorum. Yarışmalara katılarak dereceye giren tüm kardeşlerimi gönülden kutluyorum ve tebrik ediyorum. Bu güzel faaliyetin düzenlenmesinde emeği, katkısı olan herkese şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Elbette en büyük taktir ve teşekkürü davudi sesleri ile kalplerimizi ve kulaklarımızı mest eden karilerimizi tebrik ediyorum. Çünkü bunu onlar hak ediyor. Bu buluşmamızın bir anlamlı özelliği daha var, 15 Temmuz şehitlerimizin aziz ruhlarına ithafen sundukları bu Kur’an ziyafeti için özellikle teşekkür ediyorum. Zira bu Külliye gazi bir Külliye. Çevresinde 29 şehidimiz, 36 gazimiz var. Rabbimiz Müzzemmil suresinde bize mukaddes Kur’an-ı Kerim’i tertil üzere okumamızı emrediyor. Tertil ile okumak, tecvit ile sarih kıraat ile her harfinin edasının, nazmının ve manasının hakkını vere vere okumak demektir. Kur’an-ı Kerim’in hüsnü niyet, temiz kalp ve temiz ağız ile hepsinden önemli kemalü hürmet ve edeple tilavet edilmesi gerekir. Allah’ın insana bir lütfu ve ikramı olan güzel ses en çok da Kur’an-ı Kerim’e yakışır. Bunun için Fahri Kainat Efendimiz ‘Kur’an-ı sesleriniz ile güzelleştiriniz, çünkü güzel ses Kur’an’ın güzelliğini daha da artırır’ buyuruyor. Asırlardır Müslümanlar bir taraftan Kur’an-ı Kerim’i anlamanın, hayatlarında tatbik etmenin, diğer taraftan onu en güzel şekilde okumanın gayreti içinde olmuşlardır. Bize düşen bitmez tükenmez bir ilim, hikmet ve saadet kaynağı olan Kur’an ile rabıtamızı her daim güçlü tutmaktır. Bir Müslüman olarak vazifemiz günlük hayatın içinde her an yıpranan, kararan, örselenen ruhlarımızı Kur’an-ı Kerim tilaveti ile tedavi etmektir. Bu tür faaliyetlerin nefsimizi sigaya çekmek ve Kur’an ile bağımızı perçinlemek için çok kıymetli birer fırsat olduğunu düşünüyorum. Rabim hepimize Kur’an ile yaşamayı, nuru ile aydınlanmayı, son nefesimizi Kur’an ile vermeyi nasip etsin” diye konuştu.
“Onu anlamak bizim hayatımızı daha da zenginleştirecektir”
Kur’an-ı Kerim’in sadece evin duvarına asmak için bulundurulmaması gerektiğini belirten Erdoğan, “Bazı alışkanlıklarımız var, bunları aşmamız gerek. Kur’an-ı Kerim’i sadece evimizin duvarlarına asmak için mi bulunduracağız, yoksa hem güzel okumak hem anlamak, bunlarla beraber mi yaşayacağız? Akif merhumun ifade ettiği gibi ‘İnmemiştir Kur’an bunu hakkı ile bilin ne mezarda okunmak ne de fal bakmak için.‘ Olaya buradan yaklaşacağız. Onu anlamak bizim hayatımızı daha da zenginleştirecektir” şeklinde konuştu.