İşitme kaybı erken teşhis edilmeyen ve tedavisine başlamayan çocuklar dil gelişiminde geri kaldığını belirten uzmanlar, bebeklerde işitme problemleri ve tarama testlerinin çok önemli olduğunu söyledi. Yeni doğan bebekler işitme duyusunda herhangi bir sorun yoksa seslere tepki vermeye başladığını belirten Acıbadem Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Osman Korkmaz, "2 aylık bebekler annesinin sesini duyduğu zaman sessizleşiyor. Yaklaşık 4-5 aylık olduğunda ise sesin geldiği yöne bakıyor. 9 aylık bebekler daha düşük seslere de dikkat edebiliyorken, 1 yaş civarında müziklere ve etraftaki seslere cevap vermeye başlıyor” dedi.
İşitme kaybı olup olmadığını belirlemek için hastanede yapılan işitme testinin, bebek dünyaya geldiğinden itibaren 1 ay içinde yapılması gerektiğini ifade eden Dr. Osman Korkmaz, işitme kaybı olan bebeklerde görülebilecek belirtileri şöyle açıkladı:
"Bebekler beklenmedik yüksek sesli gürültülerde irkilmiyor, ağlamıyor ya da herhangi bir tepki vermiyorsa, seslenildiğinde başını ses gelen yöne doğru hareket ettirmiyorsa, 6-12 ay arasında konuşma sesi çıkarmıyorsa, sorulduğunda tanıdık eşya veya kişileri gösteremiyorsa işitme kaybından şüpheleniliyor. Türkiye’de işitme kayıplarını erken tespit edebilmek için yeni doğanlarda Oto Akustik Emisyon denilen tarama testi zorunlu olarak bebek hastaneden taburcu olmadan önce yapılıyor. Hastanede tarama testi ünitesi bulunmuyorsa mutlaka işitme taraması için uygun merkeze sevk ediliyor. Yenidoğanlara yapılan işitme testinde geçerli ve güvenilir sonuçlar elde etmek için özel test teknikleri gereklidir."
Tarama testinde, bebeğin kulaklarına belli şiddette sesler verildiğini ifade eden Korkmaz, "İç kulak hücrelerinin verdiği cevap ölçülerek duyup duymadığı anlaşılıyor. Bebeği rahatsız etmeyen test sırasında anestezi veya sakinleştirici uygulanmıyor. Bebeğin kulağının dış kısmının içine yumuşak uçlu bir alet konulduktan sonra, kulağa bazı sesler gönderiliyor. Kulak bu sesi işittiğinde iç kısmı yankı yapıyor ve test uzmanı bilgisayar aracılığıyla bebeğin kulağının sese nasıl karşılık verdiğini inceleyebiliyor. Eğer bu testte başarısızlık söz konusu olursa 2 hafta sonra tekrarlanıyor. Başarısızlık tekrar ederse, İşitsel Beyin Sapı Cevapları Testi (ABR) ile işitme kaybı olup olmadığı araştırılıyor” dedi.
İşitme kaybının şiddetini ölçen ABR, en sık kullanılan objektif testler arasında ilk sıralarda yer aldığına dikkat çeken Korkmaz, "ABR testinde başa yerleştirilen elektrotlar ile uykuda olan yenidoğanın beyin sapında oluşan elektriksel dalgaların ölçümü ve değerlendirilmesi yapılıyor. BERA ya da BAEP olarak da bilinen yüksek tanısal değerlere sahip test, diğer odyolojik testlerin sonuçları ile birlikte yorumlandığında işitmenin objektif değerlendirmesini sağlıyor. Annenin hamilelik sırasında gibi kızamık, kızamıkçık, frengi, CMV, toksoplazma gibi enfeksiyonlar geçirmesinin bebekte işitme kaybına yol açabileceği de göz önünde bulundurmalıdır. ABR tarama testinin yapıldığı bebekleri ise, Otoakustik Emisyon Testi’nden geçemeyen bebekler, ailesinde kalıtsal işitme kaybı olan bebekler, bin 500 gramdan daha düşük kilolu bebekler, yüz, kafa, kulak kepçesi ve kulak kanalında gelişimsel anormallik olan bebekler, kandaki sarılık değerlerinin yükselmesi nedeniyle fototerapi alan bebekler, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan ve tedavi alan bebekler" dedi.
İşitme testleri yalnızca doğumsal işitme kaybı riski olan bebekleri belirleyebildiğini belirten Korkmaz, "Bu sebeple ebeveynlerin bebek dünyaya geldikten sonra ilk zamanlarda özellikle bu konuda dikkatli olmaları gerekiyor. Bebeğin seslere reaksiyon göstermediği fark edildiğinde, vakit kaybetmeden doktora başvurulmasını öneriliyor" diye konuştu.