Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaret için Türkiye’ye gelen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlediği ortak basın toplantısında, Filistin hükümetine acil ihtiyaçlarında kullanılmak üzere 10 milyon dolarlık hibenin transferinin önümüzdeki günlerde yapılacağını söyledi.
“İsrail yönetiminin bu işgal teşebbüslerine artık bir son vermesi gerekiyor”
Harem-i Şerif’te Müslümanları derinden etkileyen kriz yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerilimin ilk anlarından itibaren yoğun bir diplomatik temaslar zinciri içinde olduk. O süreçte gerek kardeşim Abbas ile gerekse İsrail Cumhurbaşkanı ile telefon görüşmelerimiz oldu. Bunun yanında Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüşmelerimiz oldu. İslam Zirvesi Dönem Başkanı olarak Müslümanların ortak hassasiyetini ve beklentilerini dile getiren bir açıklama yaptık. Çağrımız üzerine konuyu ele almak maksadıyla İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi olağanüstü toplantısı düzenlendi. Her platformda tepkimizi güçlü bir şekilde ortaya koyduk. Hamdolsun hem Filistinli kardeşlerimizin kararlı mücadeleleri hem de İsrail’in aklıselime dönmesi neticesinde kriz atlatılmış oldu. Başkan Abbas ile bugünkü görüşmemizde Kudüs’ün ve Harem-i Şerif’in kutsiyetinin korunması noktasındaki hassasiyetimizi ele aldık. 21 Ağustos günü Ürdün ziyaretimiz sorasında da kardeşim Kral Abdullah ile aynı şekilde mutabakata varmıştık. 4 asır boyunca Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya hizmet etme şerefine nail olmuş bir ülke olarak bu mukaddes şehrin asla çatışma, kan ve gözyaşı ile gündeme gelmesini istemiyoruz. Bölgede kalıcı barış ve huzurun yolu bellidir.
Bu yol 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin vücut bulmasıdır. İki devletli çözüm aynı zamanda uluslararası toplumun Filistin halkına karşı tarihi bir yükümlülüğüdür. Soruna çözüm bulunması, barışın sağlanması sadece Filistinli kardeşlerimizin değil aynı zamanda İsraillilerin de hayrınadır. Gerilimi tırmandırmanın kimseye faydası yoktur. Türkiye olarak her zaman barış sürecini canlandırmaya yönelik çabalara destek verdik, vermeye de hazırız. Burada başarının anahtarının Filistinlilerin hak ve hukukunun korunmasından geçtiğinin de bilinmesi gerekiyor. Filistinli kardeşlerimiz bu sorunun çözümü için daima olağanüstü çaba gösterdiler. Ancak gayretlerinin karşılığını yeterince alamadılar. Filistinli kardeşlerimize ait topraklarda İsrail’in yasa dışı yerleşim faaliyetlerini artırarak sürdürmesi bunun en müşahhas örneğidir. İsrail yönetiminin iki devletli yönetim ihtimalinin altını oyan bu işgal teşebbüslerine artık bir son vermesi gerekiyor.
Filistin bağlamında öne çıkan diğer bir husus Filistinli kardeşlerimiz arasında vahdettir, birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır. Gerek Filistin halkının günlük hayat şartlarının iyileştirilmesi gerek Filistin davası bakımından bu birlikteliğin sağlanmasını gerekli görüyoruz. Tüm Filistinli kardeşlerimize İslam Zirvesi dönem Başkanı olarak aynı arzumuzu, beklentimizi ifade ediyoruz. Bugünkü istişarelerimizde Başkan Abbas ile mevcut durumu ve atılabilecek adımları ele aldık. Türkiye olarak önümüzdeki dönemde de bu husus üzerine eğilmeye, temaslarımızı yoğunlaştırmaya gayret edeceğiz” diye konuştu.
“Filistin hükümetine acil ihtiyaçlarında kullanılmak üzere 10 milyon dolarlık hibenin transferini önümüzdeki günlerde yapacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kurban Bayramına sayılı günler kaldı. Bayramlar dayanışma ve paylaşma zamanlarıdır. Bizim en büyük arzumuz tıpkı kendi evlatlarımız gibi Filistin’deki çocukların bayram sevincini yaşamasıdır. Bunun için elimizdeki tüm imkanları seferber ediyoruz. Son olarak 10 bin tonluk üçüncü yardım sevkiyatımızı Gazzeli kardeşlerimize ulaştırdık. TİKA başta olmak üzere AFAD, Kızılay, Yunus Emre Enstitüsü gibi resmi kurumlarımız Filistin’e yönelik projelerini devam ettiriyor. Farklı STK’larımız da sahada çalışmalar yürütüyor. Bu çerçevede Tubas’ta bir hastanenin inşaatını tamamladık, diğer bir hastaneyi Gazze’de inşa ettik, tıbbi donanımını tamamlıyoruz. Evlerini kaybeden Gazzeli kardeşlerimiz için 320 konut inşası projesi de son aşamadadır. Filistin ekonomisinin kendi insan gücünü harekete geçirerek bir büyüme ivme kazanmasına büyük önem veriyoruz.
Bu maksatla Cenin’de 5 bin Filistinli kardeşimize iş imkanı sağlayacak ve bölgesel ekonomik entegrasyon bakımından merkez haline gelecek bir sanayi bölgesi TOBB tarafından yürütülüyor. Kudüs tarihi şehir merkezinin ve buradaki İslam kültürel tarihi mirasının muhafazası da üzerinde özellikle durduğumuz bir konudur. UNESCO’nun da bu bağlamda aldığı karar büyük önem taşıyor. Gerek Kudüs gerek bu çerçevede Harem-i Şerif bağlamında ülkemizce yapılabilecek katkıları Filistinli ve Ürdünlü kardeşlerimizle istişare içinde yürüteceğiz. Filistin hükümetine acil ihtiyaçlarında kullanılmak üzere 10 milyon dolarlık hibenin transferini önümüzdeki günlerde yapacağız.
Ekim ayından itibaren Filistinli kardeşlerimizi elektronik vize uygulamamıza dahil edeceğiz. Bu şekilde ülkemize geliş gidişlerini biraz daha rahatlatmış olacağız. Hatırlanacağı üzere aziz kardeşim Abbas, geçtiğimiz Ekim ayında Filistin halkının FETÖ darbe girişimi karşısında ülkemiz ve halkımızla dayanışma sergilemek üzere ülkemize bir ziyaret gerçekleştirmişti. Filistin makamlarına bu vesile ile bir kez daha FETÖ karşısında izledikleri net ve kararlı tutum için şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bizler de tüm uluslararası platformlarda Filistin devletinin tanınması yönündeki çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Filistin halkı ile dayanışmamızı ve bu tarihi kardeşliği, gönül birlikteliğini güçlendirerek geleceğe taşıyacağız” şeklinde konuştu.
Erdoğan Filistinlilerin Kurban Bayramlarını da tebrik etti.
“Filistin halkı Gazze’siz bir Filistin devleti kurulmasını kabul etmez”
Ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan ile paylaştığı konular hakkında bilgi veren Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, resmi karşılama töreninden dolayı teşekkür ederek, bunun Filistin davası ve Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık arzusuna ne kadar destek verildiğini gösterdiğini söyledi. Abbas, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte iki ülkeyi ilgilendiren birçok meseleyi ele aldık. Kendisine bölgemizdeki son gelişmeleri özetledim. Özellikle ABD’nin tarafımıza yaptığı son ziyaretle ilgili bilgileri verdim. Başkan Trump’ın bizimle İsrail arasındaki barışın tesisi ile ilgili çabaları hakkında bilgileri ilettim.
Bizler tarihi bir barış sürecini Trump’ın liderliğinde aşmaya hazırız. Bizim tek arzumuz bağımsızlığa sahip ülkelerin de Filistin’de 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bir ülkede yaşama hakkının kendilerine sunulmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanım size, Türk halkına, İsrail’in Mescid-i Aksa’da yaptığı ihlaller karşısındaki net ve sağlam tutumunuzdan dolayı teşekkür ederim. Bu süre içindeki yoğun diplomasi temasları ve Müslümanların duygularının sömürülmeden aklıselim bir şekilde sorunun çözümüne yönelik katkılarınızdan dolayı teşekkür etmek isterim. Filistin’de birçok projenin hayata geçirilmesine yaptığınız katkılar, inşa ettiğiniz hastaneler, okullar, sanayi bölgesinin kurulması konusundaki desteklerinizden dolayı teşekkür ediyorum. Türkiye’nin İslam Zirvesi’ne dönem başkanı olarak başkanlık etmesini önemsiyoruz. Tüm İslam İşbirliği Teşkilatı ve üye ülkelerin Kudüs konusunda topluca hareket etmeleri bağlamında Türkiye’nin rolünü önemsiyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Filistin Milli Meclisini en yakın zamanda toplantısını gerçekleştirme arzusunda olduğumuzu ilettim. Özellikle Filistin iç meselelerinin bitmesi için bu toplantıyı önemsediğimizi ifade ettim. Bizim de ortak arzumuz Gazze’de de aynı bağlamda ikili yönetim komitesinin bir an önce bitirilerek hızlı bir şekilde ulusal birlik hükümetinin kurulması ve beraberce Filistin’de birliğimizin gerçekleşmesini istiyoruz. Filistin halkı Gazze’de bir devlet kurulmasını kabul etmez, Gazze’siz bir Filistin devleti kurulmasını kabul etmez. Bizim görevimiz ulusal uzlaşıyı ve birliği tesis etmektir. Bunun bedeli ne olursa olsun bunu yapmamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.