Muğla'nın Ula ilçesine bağlı kırsal Yeşilçam Mahallesi'nde 2015 yılında önce fideleri toprağa diken, iki yıl sonra da ilk ürününü alan Aslı Aksoy, 2,5 dönüm ile başladığı kuşkonmaz üreticiliğini bugün kiraladığı 40 dönüm arazide sürdürüyor. Ünlü bir firmanın pazarlama müdürlüğü gibi kariyerli bir mesleği bırakıp, ayaklarına çizmeyi giydi, başına yazmasını takarak tarlaya inen Aslı Aksoy, toprakla uğraşmaktan son derece memnun.
Dönümde 750 kilo ürün
Türkiye'de henüz tanınmayan kuşkonmazın her geçen gün tanınırlığının artması nedeniyle üretimin de her geçen arttığını söyleyen ODTÜ'lü kuşkonmaz üreticisi Aslı Aksoy, dönüm başı 750 kilo ürün aldıklarını söylerken, toptan satışlarda kilosunu 25-30 liradan, perakende satışını ise 40 liradan sattıklarını belirtti.
Türkiye'nin ikinci büyük kuşkonmaz üretim alanı
2015 yılında 20 dönümde ilk büyük kuşkonmaz ticari alanını kurduğunu belirten Aslı Aksoy, “2017 yılında ilk hasadımızı aldık. 2018-2019 üçüncü hasat yılındayız aynı arazi içerisinde. 2016 yılında bir 20 dönüm daha ilave ederek üretim alanlarımızı toplam 40 dönüm alana ulaştık. Şu anda büyüklük olarak Türkiye'nin ikinci büyük kuşkonmaz üretim alanında bulunuyoruz” dedi.
Üretimin yüzde 10'u ihracata
Türkiye pazarının her geçen yıl büyüdüğünü, üretimin yüzde 10'unu ise Hollanda, Romanya ve Almanya‘ya ihracat yaptıklarını söyleyen Aslı Aksoy, “Ürettiğimiz kuşkonmaz Türkiye'de her geçen sene daha da artan bir kitle ile buluşmaya başladı. Kuşkonmaz sağlık üzerine çok daha fazla bilinir hale geldikçe müthiş lezzeti ile sofralarımızda daha çok yer almaya başladı. Her sene yüzde 30-40 büyüyen bir Türkiye pazarı söz konusu. Bunun dışında erkenci üretim avantajını yakalamış olduğumuz Muğla tarlasındaki üretim ile Eskişehir üretimleri ile birlikte hareket ederek ihracata da ürün göndermeye başladık. Almanya, Romanya, Hollanda'ya üretimimizin yaklaşık yüzde 5-10 oranındaki miktarını ihracata yönlendiriyoruz” diye konuştu.
Hedef organik tarım
İyi tarım uygulamaları sertifikası aldığını da belirten Aksoy, “Sürdürülebilir tarım için, çevre ile dost, insana saygılı, hayvana saygılı, bir üretim için kayıt altı bir tarım sistemi kurmak için çok anlamlı bir uygulama. Biz bu şekilde faaliyetlerimizi sürdürürken şahsi olarak inancım ilaç adını verdiğimiz aslında özünde zehir olan uygulamaları da yapmamak adına toprağımızın nesiller boyu beslenecek olan gelecek nesillere aktarabilmek için kimyasal gübreyi tamamen bırakarak organik tarıma başladık. Artık tarlamızda hiçbir şekilde kimyasal gübre ve ilaç kullanımı yapmıyoruz. İyi tarımdan organik tarıma doğru çevreye, insana, doğa ile dost bir üretim modelini uyguluyoruz” dedi.