Gündem

Batuhan Yaşar: 'ABD’nin yeni stratejik ortağı PYD ve Reza olayı'

İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar,'ABD, PYD’ye neden bu kadar yaklaşıyor',' O fotoğraf karesinde dikkat çeken asıl ayrıntı neydi?' sorularına cevap aradı.

Batuhan Yaşar'ın, 'ABD’nin yeni stratejik ortağı PYD ve Reza olayı' başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:
"Sevgili stratejik ortağımız ABD ile son yıllarda özellikle de Suriye ve Irak ekseninde ciddi sıkıntılar yaşamaya başladık.
AFP’nin dün geçtiği bir fotoğraf karesi, ABD ile PYD ilişkisinin artık bir başka boyuta geçtiğini net bir şekilde ortaya koyuyordu.
Fotoğrafı dikkatli bir şekilde inceleyince, karşımıza iki soru çıkıyor:
1-Bunlar Amerikan özel kuvvetleri askerleri mi? (Delta veya Seal-6)
2-Amerika’ya çalışan paralı askerler mi? (Blackwater ve benzerleri)
Her ikisi de olabilir.
Dün bu konuyu Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar ile de uzun uzun konuştuk.
ABD Savunma Bakanlığı, Irak’taki askerî kayıplarının hesabını vermekte çok zorlanmıştı.
Senato, Savunma Bakanına hesap sormuştu. Yakasını zar zor kurtarmıştı hatırlarsınız.
Bu gerçek gün gibi ortada iken, ABD Genelkurmayı, cephenin en ön safına özel birliklerini sürer mi?
Tabii ki hayır..
İşte bu yüzden, ABD 2002’den beri Irak ve Suriye’de “PARALI ASKERLERİ” çok etkin bir şekilde kullanıyor.
Irak’taki operasyonlar için Blackwater isminde bir şirket kurulmuş ve paralı askerleri sahaya sürülmüştü.
O fotoğraf karesindeki tek önemli olan şey YPG arması değildi..
YPG armalı askerlerin elindeki otomatik silahları es geçmeyelim.
O ellerindeki silahın adı MK-19 otomatik bomba atar.
O silah öyle böyle bir silah değil.
Teknik özellikleri çok ama sadece birini yazalım:
MK-19 ile el bombası büyüklüğündeki bombaları tam 1.5 km uzağa atabiliyorsunuz.
Aklımıza hemen bir soru daha geliyor:
Bu ve benzeri silahlar PYD veyahut YPG’ye verilmiş midir?
Cevabı biliyorsunuz değil mi?
Artık hiçbirimiz saf değiliz..
O zaman bu silahlardan PKK’nın da elinde vardır.
Kesinlikle!..
Askerî terminolojide taktik ortaklıklar vardır.. Sürelidir.. Belirli bir zaman sonra herkes kendi yoluna gider.
Ama stratejik ortaklıklar buna pek benzemez.. Süreklidir.. Bazen istemeseniz de stratejik ortağınızın tarafında yer almak zorundasınızdır.
Son dönemde Türkiye ile ABD arasında bir stratejik ortaklıktan bahsetmek mümkün mü?
Hayır, diyorsunuz ben de duyuyorum.
Ama ABD, Türkiye ile arasındaki mesafeyi giderek açarken, PYD ile ilişkisini hızla stratejik ortaklığa doğru götürüyor. Geçen hafta ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) Joseph Votel Ankara’ya geldi.
Karargâhta Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile görüştü..
Bildik şeyleri, klişe lafları tekrarladı.
Özetle Türkiye’yi de yanında tutmaya çalışıyor Washington.
Aklınca Türkiye’nin ağzına bir parmak bal çalıyor.
Ama Ankara bu hamlelerin hiçbirini yemiyor.
Kilis’e roket yağarken Ankara, İncirlik’ten beklediği desteği alamadı.
Hani ABD’nin PYD ile aralarında mesafe vardı?
Çok ilginç bir durum daha var..
Son 6 aydır, ABD’li siyasetçilerin tam 180 derece tersini söyleyen bir ABD bürokrasisi ile karşı karşıyayız.
Rakka’nın DAEŞ’ten alınması için havadan ve karadan PYD’ye verilen müthiş bir destek hiçbirimizin gözünden kaçmadı.
Emin olun Washington’dan birileri diyecektir ki, bakın sizin ılımlı muhalefet bir şey yapamadı ama bu PYD var ya bu PYD.. Müthiş adamlar...
Sonra sıra Cerablus’a gelecektir.
ABD, Cerablus’ta da PYD ile aynı iş birliğine gidecektir.
Görünen köy kılavuz istemez.
ABD’nin Türkiye’ye stratejik dayatmaları bunlarla da bitmiyor...
Adı Rıza veya Reza tam olarak bilmiyorum..
ABD’de tutuklanan İran asıllı iş adamından bahsediyorum.. Sorgusu veya yargılama süreci ile ilgili bazı haberler sızdırılıyor.
Paralel yapı ile bir iş birliği kokuları ta 10 bin kilometre öteden geliyor.
Sanki 17 Aralık süreci yeniden hortlatılmaya çalışılıyor.
Bir başka versiyonu ile.
Olayda birçok soru işareti var.
Paralel yapı ile mücadele 3 yıldır tek başına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sırtına yüklendi.
Durum tam da böyle.
Ne bir eksiği ne de fazlası var.
Şimdi bu yük paylaştırılıyor.
Cumhurbaşkanı dün Kırşehir’de konuştu..
MGK’da tavsiye kararı aldıklarını açıkladı:
“Fetullahçı Terör Örgütü olarak tavsiye kararı aldık ve hükümete gönderdik.”
Daha önce alınmıştı demek ki yetersiz kalmış.
Bu karar hem bürokrasiye hem de 17 Aralık’ı hortlatmaya, paralel yapıyı yeniden ayağa kaldırmaya çalışan Washington’daki birilerine mesaj olarak algılandı.
Sıcak ve hareketli günler bizi bekliyor olacak yine."