Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TÜRGEV’in 20. kuruluş yıldönümü etkinlikleri ve Olağan Genel Kurulu’na katıldı.
Programda konuşan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde İSEGEV’i kurduklarını hatırlatarak, “Hamdolsun İSEGEV o zaman iki yurtta bu hizmetleri veriyordu. Şimdi TÜRGEV olarak bu hizmetlerini 45 ayrı noktada ve 17 vilayette sürdürüyor. Hedef, ülkemizin geneline yayılmak suretiyle hem ülkemizde, hem yurt dışında üniversite, yüksek lisansa kadar bu hizmeti yürütmesidir. Başkan ve yöneticilerine teşekkür ediyorum. 20 yıl önce bir avuç insan gençlerimize kendi değerlerimize uygun hizmetler verebilmek amacıyla kurmuştu. Bugün TÜRGEV çok iyi bir noktaya geldi. Yeterli mi değil. Daha da yayılacak inşallah” diye konuştu.
“PARALEL İHANET ÇETESİ, TÜRGEV’E YÖNELİK HER TÜRLÜ İFTİRANIN KAYNAĞI HALİNE DÖNÜŞTÜ”
20 yılın büyük mücadelelerle geçtiğini belirten Erdoğan, “Şahsıma, aileme yönelik saldırıların bir kısmına bu vakfımız alet edilmeye çalışıldı. Özellikle paralel ihanet çetesi TÜRGEV’e yönelik her türlü iftiranın kaynağı haline dönüştü. Bu saldırıların dorukta olduğu günlerde 2014 Ramazan iftarında TÜRGEV yöneticisi arkadaşlara ‘Daha çok çalışın, daha çok hizmet verin ve sizden rahatsız olanları daha da rahatsız edin’ demiştim. Onlar ne kadar rahatsız olursa bilin ki gençliğimiz o kadar doğru istikamettedir. Siz daha çok çalıştınız onlar daha çok rahatsız oldu. Öyle rahatsız oldu ki bir kısmı ülkeyi bırakıp başak ülkelere kaçtı, bir kısmı da adalet önünde hesap veriyorlar. Menzil doğru olunca yol da doğru oluyor” şeklinde konuştu.
Konuşmasında Necip Fazıl Kısakürek’in “Sakarya” şiirinden alıntılar yapan Erdoğan, “Sizler nur akan olukların temsilcilerisiniz. Allah hayırlı işlerinizde sonuna kadar yardımcınız olsun. Fiziki olarak büyürken sorumluluk da veballer de büyüyor. TÜRGEV çatısı altında görev yapan, hizmet yapan her kardeşimin bu bilinçle hareket ettiğini biliyorum. Bugüne kadar örnek bir hassasiyet ile yürütülen çalışmaların bundan sonra da aynı şekilde yürütüleceğine inanıyorum. Buradaki azimden şüphe duymuyorum. 20 yıldır olduğu gibi desteğim, duam sizlerle beraber olmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESECEĞİZ, BAŞKA ÇARESİ YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaşanan her hadisenin yeni dersler bıraktığını vurgulayarak şunları söyledi;
“TÜRGEV’in 20 yılık tarihi ile birlikte ülkemizin son 13 yılı ve özellikle son 3 yıldır ardı ardına gelen hadiseler bizler için önemli dersler içeriyor. Bu süreçte şunu gördük. Kendi meselelerimizi kendimiz çözmeliyiz. Bu ister öğrenci yurdu gibi spesifik bir mesele olsun, ister savunma sanayii gibi kompleks bir konu. Hepsinde iş dönüp dolaşıp aynı yere çıkıyor. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Başka çaresi yok. İdealimizdeki gençliği mi yetiştirmek istiyoruz. Aileden başlayarak, okul öncesinde üniversitesinde, tüm aşamalarda kendi müesseselerimizi kurup geliştirmemiz gerekiyor. Öğrencilere barınma imkanından, sosyal, kültürel, sportif ihtiyaçlarına kadar yeterli hizmet sunamıyorsanız kurullarınızı cazibe merkezine dönüştüremezsiniz. Destek veremediğiniz öğrenciye haksızlık etmiş olursunuz. Günümüzde hizmet standartları yükselmiş durumda. Geçmişte hangi sorunun çözümünü başka birilerine havale ettiysek sıkıntı yaşadık. Özellikle temel konularda asgari müştereğin yetmediğin gördük. Sadece altyapıyı kurmanın yetmediğini gördük”
“YENİ DÖNEMDE OKUL YAPMAKTAN ZİYADE MÜFREDATIN İÇERİĞİNE YOĞUNLAŞACAĞIZ”
Gençlere uyarılarda da bulunan Erdoğan, “İtikadi noktada çok sağlam olacağız. Bizim itikadımızı, imanımızı evelallah kimse terziye çıkaramayacak kadar sağlam kılacağız. Ahlakta örnek bir gençlik inşallah TÜRGEV’in yetiştirdiği gençler olacak. İbadetinden taviz vermeyen bir gençlik olacak. Muamelatta inanıyorum ki sağlam bir gençlik olacak. Gençler inanın bunu başardığınız anda sizden de çok farklı bir nesil tevarüs edecektir. Bunun için yeni dönemi okul yapmaktan ziyade milli eğitim bakanım ile de konuştum. Okul müfredatının içeriğine yoğunlaşma dönemi olarak ilan ettik. Kültür alanında da arzu ettiğimiz mesafeyi henüz kat edemedik. Kendini maddi ve manevi ilimler konusunda iyi yetiştirmiş gençlerimiz elbette var ama yeterli değil” dedi.
“GENÇLERİ BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ DEVŞİRİYOR, ZEHİRLİYOR, KULLANIYOR”
Erdoğan gençlerin terör örgütleri tarafından kullanıldığına da dikkat çekerek, “Aynı zamanda maddi manevi eğitim konusunda çok eksikleri olan, rüzgarın önünde savrulan yapraklar gibi savrulan gençler olduğunu biliyoruz. Bu gençlerin bir kısmını bölücü terör örgütü devşiriyor, zehirliyor, kullanıyor ve onları acı bir akıbete doğru sürüklüyor. Eğer bugün dağlara giden gençler varsa, bu şuurdan nasibini almadığı için gidiyor. Onların gidişini durduracak bir birikime şiddetle ihtiyaç var. Aynı şeklide DAİŞ gibi dinimizi istismar eden terör örgütlerinin ağına düşen gençlerimiz de var. Bunlar bakıyorsunuz inancı olan gençler. İnancı var ama şuuru yok. O işin hazzına tam manasıyla ulaşamamış. Bakıyorsunuz bir de uyuşturucu kumar çeşitli dünyevi zevkler hatta teknoloji bağımlılığı sorunu yaşayan gençlerimiz var. Bu ülkeni tek bir evladının zayi olmasına gönlümüz razı olmaz. Ulaşma imkanı olup da ihmalimizden dolayı bu tür felaketlere sürüklenen gençlerimiz varsa işimizi iyi yapmıyoruz demektir” ifadelerini kullandı.
“ZÜRRİYETİMİZİ ARTTIRACAĞIZ, NESLİMİ ÇOĞALTACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında nüfus planlamasını da eleştirerek şunları söyledi; “Açık söylüyoruz zürriyetimizi arttıracağız, neslimizi çoğaltacağız diyorum. Nüfus planlaması, doğum kontrolüymüş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayış içinde olamaz. Rabbim ne diyorsa, sevgili peygamberimiz ne diyorsa biz o yolda gideceğiz. Bunun için de birinci derecede görev annelerindir. Neslin asıl sahibi annedir. Anne olduğu için cennet ayakları altındadır. Onun için annelerin ayaklarının altı öpülür. Babanın değil. Siz anne adaylarından hele hele yetişmiş anne adaylarından ayrıca bunu da bekliyoruz. Burada geleceğe atacağımız adımlar işte bununla güç bulacaktır”
“2071 NESLİNİ SİZLER YETİŞTİRECEKSİNİZ”
İstanbul’un fethinin yıldönümü nedeniyle düzenlenen kutlamaları da hatırlatan Erdoğan, “İstanbul’u fethetmek için pek çok teşebbüs oldu ama hiçbiri başarılı olamadı ta ki Fatih’e kadar. Peki Fatih’i İstanbul’a fethetmek için surların önüne gelen diğer kumandanlardan farklı kılan neydi. Fatih İstanbul’u fethettiğinde TÜRGEV yurtlarında kalan siz üniversite öğrencilerimizin yaşındaydı ama Fatih kendini çocuklarından itibaren fethe adamıştı. Demek istediğim şu. Şayet gelecek için hedefleriniz varsa, bugünden gereken bilgi donanım ve pratiğe sahip olmak için çalışmanız gerekiyor. Hiçbir başarı kendiliğinden elde edilmez. Hiçbir zafer yoktur ki gerisinde büyük bir alın teri, azim, mücadele olmasın. Her mücadele elbette zaferle sonuçlanmaz ama her zaferin arkasında böyle bir hazıklık vardır. Ömrünün 40 yılını siyasi mücadele ile geçirmiş bir büyüğünüz olarak bunun örneğini defalarca yaşadım. Okulumda mücadele verdim, gençlik kollarında ilçemde şehrimde ülkemde mücadele verdim. Davos'ta, BM’de ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyerek bunun mücadelesini verdim. Kimi zaman üzüldüm, kimi zaman sevindim ama asla mücadeleden vazgeçmedim. Bugün Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını gerçekleştirmiş bir siyasetçi olarak karşınızda isem önce yüce yaradan, sonra milletimle omuz omuza verdiğim mücadeleye borçluyum. Kendinizi hedefinizdeki fetihler için hazırlayın. Okuyun, araştırın, tefekkür edin, pratik yapın. Sizler milletimizin umudu, geleceğisiniz. 2055 vizyonu diyoruz ya, 2071 vizyonu diyoruz ya bunları biz göremeyeceğiz. İnşallah sizler bunu göreceksiniz. 2071 neslini sizler yetiştireceksiniz. İşte 1453 tarihi bizim için nasıl bir dönüm noktası olmuşsa, 2053 tarihini de sizlerin bir dönüm noktasına dönüştürmesini Rabbimden temenni ediyorum” şeklinde konuştu.