Çanakkale Bölge

Bisikletli üniversite öğrencisinin ölümüne neden olan sürücü konuştu

Şehitliklerde bisikleti ile dolaşan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) öğrencisi Zeliha Güneş'e (23) çarpıp ölümüne neden olduğu ileri sürülen kamyonet sürücüsü S.Ç. (56), yargılandığı davada açıklama yaptı.

Şehitliklerde bisikleti ile dolaşan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) öğrencisi Zeliha Güneş'e (23) çarpıp ölümüne neden olduğu ileri sürülen kamyonet sürücüsü S.Ç. (56), yargılandığı davada açıklama yaptı.

 

Kaza, 28 Nisan'da saat 19.00 sıralarında Eceabat ilçesi Kocadere köyü yakınlarında meydana geldi. S.Ç. yönetimindeki 17 UR 284 plakalı kamyonet, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Zeliha Güneş'in kullandığı bisiklete çarptı. 5 Mayıs'ta düzenlenen 11'inci Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu'na katılmak için antrenman yapan Güneş, kaldırıldığı Eceabat Devlet Hastanesi'nde kurtarılamadı. Kazanın ardından gözaltına alınan S.Ç., çıkarıldığı mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Kazaya ilişkin bilirkişi raporu hazırlandı. S.Ç. hakkında Zeliha Güneş'e karşı 'Taksirle ölüme neden olma' suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle 2'nci Asliye Ceza Hakimliği'nde dava açıldı.

Davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmaya sanık S.Ç. ve hayatını kaybeden Zeliha Güneş'in yakınları katıldı. S.Ç., duruşmada olay gününü şöyle açıkladı; “Olay günü kullandığım 17 UR 284 plakalı kamyonetim ile Gökçeada'dan Eceabat istikametine gidiyordum. Kamyonetim boştu. Olay yeri olan eski toprak mahsulleri ofisi mevkiine geldiğimde yolun sağ tarafında yani tali yolda 2 bisikletliyi gördüm. Bisikletliler yan yana tali yoldaydı. Kamyonetimle en fazla 60-70 kilometre hızımla seyir halindeyken birden maktul bisikleti ile kamyonetimin sağ tarafına çarptı. Sola manevra yapmaya çalışsam da kazaya mani olamadım. Bisiklet sürücüsü birkaç metre sağ tarafa savruldu. Az ileride durdum. Hemen düşen yolcunun başına geldim. Baktığımda maktul cansız vaziyette, genç bir delikanlının kucağındaydı. Hemen 112'yi aradım, ambulans çağırdım. Ambulans geldi, onları alıp götürdü ve jandarma geldi. O sırada alkollü değildim. Ehliyetimi 2012 yılında aldım. Daha önce hiç kaza yapmamıştım. Suçsuzum. Kazada kusurum yoktur. Bu nedenle beraatimi istiyorum. Ben de trafik kazasında 4 yaşındaki torunumu kaybettim. Bu acıyı bilirim, huzurunuzda müştekilerden özür diliyorum, acılarını paylaşıyorum, başsağlığı diliyorum. Kazadan sonra kendilerine ulaştık. Taziye için görüşmek istedik fakat kabul etmediler. Buna da saygı duyuyorum.” dedi.

 

Duruşmaya katılan Anne Gülsüm Güneş, “Kızımın ayakkabıları ve her yeri kana bulandığı halde sırt çantasında en ufak bir kan izi yoktur. Ve gördüğünüz gibi sırt çantasının askıları kopmuştur. Bu çantayı delil olarak dosyaya sunuyorum. Demek istediğim kamyonetin aynası veya başka bir yeri sırt çantasına takılmış ve sırt çantasının bağcıkları, askıları böylelikle kopmuştur. Kızımın bütün kemikleri kırılmış, çok feci halde can vermiştir. Kendisi durduğunu ve 112'yi aradığını söylemektedir fakat bu beyan yalandır. Olay yerinden kaçarken motosikletli bir çocuk kendisini durdurmuş. 112'yi de oradan geçen bir kadın avukat aramış, buna dair çokça görgü tanığımız vardır. Bu avukat kadın bizimle iletişime geçmiştir. 5 aydır 1 saat uyku uyumuş değilim, acım çok büyüktür. Kendisi tutuklanmamıştır. Bizim manevi acılarımızı bir nebze hafifletmek istiyorsanız bu kişinin tutuklanmasına karar vermenizi talep ediyorum dedi.

Duruşmayı 6 Aralık'a ertelendi.

 

Bünyamin Nami Tonka