Ekonomi

Dünyaca ünlü ekonomist: Obama’yı alın, Erdoğan’ı verin

ABD’li ekonomist Laffer, Türkiye ekonomisinin çok iyi durumda olduğunu belirterek, ’’Kötü ekonomi görmek istiyorsanız ABD’ye gelin. Sizlere şöyle bir teklifim var: Obama’yı alın, Erdoğan’ı verin' dedi

1972-1989 döneminde, aralarında eski ABD Başkanı Ronald Reagan ve eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’in de bulunduğu birçok ünlü lidere danışmanlık yapan Arthur Laffer, DEİK/Türkiye-ABD İş Konseyi’nin (TAİK) davetlisi olarak Türkiye’ye geldi. Ankara’da, JW Marriott Otel’de ’Maliye Politikası: Türkiye’nin Makroekonomik Başarı Hikayesinin Ana Direği’ semineri öncesi basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelen Laffer, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"DÜNYADAKİ TÜRKİYE ALGISI YANLIŞ"
Türkiye ekonomisiyle ilgili dünyada yanlış bir algı olduğunun altını çizen Arthur Laffer, şunları söyledi:
"Türkiye ekonomisi bana göre inanılmaz iyi durumda. Kötü ekonomi görmek istiyorsanız ABD’ye gelin. Buraya gelirken bir arkadaşım, ’Erdoğan’ı bize versinler durumumuz harika olur’ dedi. Kısa vade için teklifim şudur: ‘Obama’yı alın, Erdoğan’ı bize verin.’Türkiye’de hem vergi hem özelleştirme konularında yaptığınız çalışmalar alkışı hak ediyor. Bu şekilde devam ederseniz refah oranınız anlamlı bir biçimde artacaktır."
"BALIK VERMEYİN, BALIK TUTMAYI ÖĞRETİN"
Dünyadaki vergi politikalarını etkileyen ünlü ’Laffer Eğrisi’ teorisinin üreticisi Arthur Laffer, refah bir ekonominin 5 temel politika üzerinde yükseldiğini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Refah ekonomisi için düşük oranlar, geniş tabanlı sabit vergiler, harcama kısıtlamaları, sağlam para, serbest ticaret ve asgari düzenlemeler gerekmektedir. Bu 5 politika bizim kuzey yıldızımızdır. Kuzey yıldızını takip ederseniz başarıya ulaşırsınız. İnsanların vergiden kaçınmalarını, vergi kaçırmalarını ya da vergiye tabii gelirlerini beyan etmemelerini asgariye indirmek için vergi oranlarının düşük tutulması gerekmektedir. Geniş bir vergi tabanı, vergi mükelleflerinin vergi ödememek amacıyla paralarını değerlendirebilecekleri alanları en aza indirebilmek için gereklidir. Ülkelerin istihdam ve üretimlerini artırmak için vergi muafiyetleri, istisnaları ve indirimleri olmaksızın, düşük bir vergi oranına ve geniş bir vergi tabanına ihtiyaçları vardır. Benim felsefem şudur: İnsanlara balık vermeyin, balık tutmayı öğretin."
Laffer, "Türkiye’de bütçe gelirlerinin büyük bir bölümü dolaylı vergi gelirlerinden oluşuyor. Bu vergi gelirleri içerisinde de, özellikle birkaç sektörün -motorlu taşıtlar, tütün gibi- büyük bir paya sahip olduğu görülüyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine ise şunları söyledi:
"Mükemmel vergi sisteminde düşük oranlar, geniş tabanlı sabit vergiler olması gerekmektedir. Bana göre bu sektörlerde vergiyi yükseltirseniz, kuzey yıldızından uzaklaşırsınız. Türkiye’nin devlet başkanı olsaydım bu sektörlerde de ayrım yapmaz, düşük vergiyi onlar için de tutardım. Dolaylı vergilerde başı çeken otomotiv, tütün gibi sektörlerde vergilerin değere, fiyata bağlı değil, sabit bir tutarla elde edilmesinin daha doğru bir politika olacağını düşünüyorum."
“YATIRIM ORTAMINA GÜVEN TAZELENİR”
Arthur Laffer, darbe girişiminin ekonomiye etkisine ilişkin bir soru üzerine de, ’’Darbe girişiminin iyi atlatılması yatırım ortamına güveni tazeleyecek diye düşünüyorum. Türkiye’nin geleceğiyle ilgili çok iyimserim’’ dedi.