Barcelona forması giyen Arda Turan, NTV Spor'da yayınlanan %100 programında Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay'ın konuğu oldu. Milli oyuncu, İspanya günleri, 2016 AvrupaŞampiyonası'nda yaşananlar, Fatih Terim'in açıklamaları ve bundan sonraki hedefleri konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı. İşte Arda'nın o açıklamaları:
"BEN ORADA OLMASAM DA O TAKIMIN KAPTANIYIM"
(Milli Takım'ın Hırvatistan maçı kadrosuna alınmaması ile ilgili soru üzerine) "Öğlen uykusundaydım. Telefonum 50 kere çalınca dedim ki; 'Allah korusun ya biri öldü ya da milli takıma çağrılmadım.' Şaşırdım mı? Futbolun içinde böyle şeyler var. Birilerine fatura kesilecekse böyle şeylerle karşılaşabilirsiniz. Önemli olan böyle olaylara nasıl tepki verdiğiniz, nasıl duruş sergilediğiniz. Neden konuşmadım? Konuşmamamın sebebi, ben orada olmasam da o takımın kaptanıyım. O takımın maçları varken bana konuşmak asla yakışmazdı."
"BAZI ŞAHISLARDAN HESAP SORACAĞIM"
"Bu Milli Takım olaylarının başında, hesap sorma diye bir şey söylemiştim. Hoş olmayan, aslında beni de rahatsız eden bir şeydi. Ben asla Türk halkı ve milleti için böyle bir şey demedim. Onlar benim baş tacım. Islıkladıkları gün soyunma odasında şöyle söyledim; "Ben neden üzülüyorum, biliyor musunuz? Avrupa'daki insanlar bizi böyle görüyorlar diye." Benim ıslıklanmam hiç önemli değil. Biz her gün ıslıklandık. Galatasaray taraftarı ıslıkladı. Ama ben, "Beni kim paracı primci yaptıysa hesap soracağım" dedim. Burada demek ki benim muhatap olduğum şahıslar var. Ben şahıslar için söyledim. Hala da hesap sorma konusunda fikrimin arkasındayım."
"İNSANIMIZIN VERGİSİNDEN PAY ALMIYORUZ"
"Kariyerim boyunca Galatasaraylı yöneticiler, federasyondaki yöneticilerle kontratlarla primlerle ilgili asla konuşmadım. Konuşacağım maksimum şudur. Kaptan olarak takım arkadaşlarımı bilgilendirme amacıyla bir prim yatıyorsa, onlara iletebilmek için bunları öğrenmek ve sormak zorundayım. Para istemek ve para pazarlığı yok. Biz federasyonumuzun yönetimimizin belirlediği primi UEFA'dan gelen katılım hakkıyla alıyoruz. Kimseden istemiyoruz ki. Biz ülkemizin, insanımızın vergisinden para falan almıyoruz. Biz prim için oynayacak oyuncular olabilir miyiz? Kazandığımız paranın yanında o primin lafı bile edilmez."
"BUNLARIN HEPSİ İFTİRADIR"
Parayla, primle, pazarlıkla,trip atmayla, hatta üstüne para istedi laflarıyla. Bunlar iftiradır. Yapmayın böyle şeyler. Bunlar gencecik adamlar. Ben Barcelona'ya gelip bunu kaldırabiliyorum. Ama o futbolcular o ülkenin formasını giymeye çalışan gencecik çocuklar, aslan gibi çocuklar... Hocam basın toplantısında şöyle çok güzel şeyler söyledi. "Benim onlar üzerinde çok emeğim var." Emeğine sonsuz saygım var. Ama biz de her platformda onun emeğini dünyanın her yerinde aslan gibi çıkıp oynayarak karşılık verdik.
"NE İSTEMİŞ DE YAPMAMIŞIZ"
(En çok etkilendiğin sözler sorusu üzerine) "Burada üzücü ifadeler var. Hocanın tabii ki de ilkeleri olacak. "Bundan sonra benim ilkelerimde şerefle..." diye bir cümle var. Sonsuz şeref sahibi benim gönlümde ve kalbimde Allah'tır. Biz fanilerin herhangi şerefle ilgili belirleme konusu olamaz. Gerçekten böyle bir ifade kullanıyorsa bu hiç hoş değildir. Neden değildir? Biz onun evladı yaşındayız. Ne zaman kulağımızı çekmiş de, hayatımız boyu oğlum buraya gelin demiş de yapmamışız."
"HALKTAN ÖZÜR DİLERİM AMA ASLA YANLIŞ YAPMADIM"
"Ülkemizin yaşadığı bu sıkıntılı günlerde bizi bu şekilde gösterip, benden değil de halktan özür dileyecekmiş gibi sözler... Gerçekten hocam ile hayatım boyunca çok iyi ilişkilerim oldu. Beraber mücadelelere girmiş bir insanım. Ama bunlar iyi cümleler değil. Bizim de anamız babamız var. Biz onların evladı yaşındayız. Bizi bu şekilde halktan özür dileyecekmiş şeyler yapmış gibi göstermek.... Biz asla öyle şeyler yapmadık. Onların hiçbirisini kabul etmiyorum. Ben hata yapmışımdır. Yüzde 100 hatalarım için de halktan özür dilerim; ama asla yanlış yapmamışımdır."
"O LAFLAR AĞIR GELDİ"
"Kavga her gün olur. Ben gittiğim günden beri kavga var. Kavga etmeyen takım mı olurmuş. Mutlaka kavga edeceksin. Hocam bu olaylarda bire bir kimseyle muhatap olmak istemedi. Basın toplantısı yaptı. Milli Takım için konuşmadım. Ama şimdi söylenen şeyler karşısında konuşmak zorundayım. Çünkü hayatım boyu prim konuşmadım. Konuşursam anam babam beni eve koymaz. Ağır geldi. Biz de 29 yaşındayız. Herkesin, arkadaşlarımızın anası babası var, çoluğu çocuğu var. Bu lafları kimse kaldırmaz.
"15 TEMMUZ'DAN SONRA SOKAĞA ÇIKTIĞIMDA..."
"Bende de hatalar var. Çok fazla iyi niyetliyim. Hayır yok bende. Neden yok!.. Arada hayır olmalı. İnsanlara mesafe koymalıyım. Kıramıyorum insanları. 15 Temmuz'dan sonra sokağa çıktığımda, ülkemde her zaman kahraman kral gibi karşılanıyorum. El bebek gülbebek muamele ediyorlar. Ülkem insanı hakkında hiçbir şey söyleyemem. Yapımla uğraştıklarımla kariyerim boyunca adımlarımı hiç maddiyet üzerine yapmadım. Hep kariyer, hedef, ülkeyi temsil etme, hep bunun uğruna gittim. "
"O GÜN İÇİN INIESTA'YA TEŞEKKÜR EDERİM"
"İspanya maçında Iniesta'nın, Busquets'in maç içinde davranışları takdire şayandı. Bunlar aramızda kalacak özel şeyler. Ama o gün Iniesta'nın liderliğinde bana gösterdikleri saygıdan dolayı teşekkür ederim. Başka şeyler de var sahanın içinde. İspanyol taraftarları da ülkelerinde spor yapan yabancı bir oyuncuya destek çıktılar. Şöyle de bir şey var. Baktığınızda içeride dışarıda 8-9 tane önemli kupa kazanmışım İspanya'da. Seramoni'de 8-9 Türk bayrağı var. Türkiye tarihinin Avrupa'da 2 tane önemli başarısı var."
"ÇAĞRILMAZSAM HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAMAM"
(Ekim ayındaki Ukrayna ve İzlanda maçı kadrosuna çağrılmazsan hayal kırıklığı yaşar mısın, sorusu üzerine)Yaşamam hiç. Öyle hayal kırıklığı. Ülkeye hizmet bu şekildeymiş. Bu şekilde karar vermişler hocamız ve yetkililerimiz. Hayal kırıklığı kesinlikle yok. hayal kırıklığı, adamlığımıza yönelik olursa yaşarım. O imalar olursa, biz bunlara üzülebiliriz. Öteki türlü, biz zaten emir kuluyuz. Hayatımız boyunca milli takım için emir kulluğu yaptık. 2008'de de bu çocuk Arda'ydı. 2010'larda... Hep böyle hizmet ettik."
"OTURUP KONUŞMAYA RAZIYDIK"
"Eğer bir sorun varsa da bunları ben söylemedim. Karşı taraf söyledi. Bir sorun varsa oturup konuşmaya razıydık; ama bizim büyüğümüzdür. Ona karşı saygısızlık yapmamız söz konusu değildir. Hiç beklemediğim bir hamleydi. Milli Takıma hoca bizi 100 kere, 1000 kere çağırmayabilir. Helali hoş olsun. Yine çağırmaz. Biz dışarıdan aslan gibi hizmetimizi yaparız. Oradaki herkes bizim kardeşimiz. Ama ben bir şey yapıyorsam arkadaşlarıma yardım etmek için, olmayan arkadaşlarım için de söylüyorum. İyi niyetli hatalar için özür diliyorum. Ama kötü niyetli hatalar asla olmadı. Bazı söylemleri kesinlikle kabul etmiyorum."
"BİZİ ARASALAR KÖTÜ MÜ OLURDU!"
Şundan dolayı bir kırgınlığım var. Milli takımdan herhangi bir yetkili 'Evladım, olur böyle şeyler' diye bir telefon açmadı. Olur, hocan böyle karar vermiş. Ne olacak. Kenardan ucundan biri bizi arasaydı kötü mü olurdu. O kadar hizmet etmişiz. İçeriğe girip baktığımda düşündüğümde insanın kendi gönül rahatlığından daha güzel daha onurlu bir şey olabilir mi? Çok şükür."
"N'APTIN ALLAH AŞKINA!.."
"İspanya'da 6 yıl oldu. İlk geldiğim günleri hatırlıyorum da Madrid'in kuzeyine inmiştik.Madrid'in kuzeyinde ışık da yok. Dedim ki,'Ya n'aptın Allah aşkına. Galatasaray'dan ayrılıyorsun. İyi bir durumdasın. Niye yeniden mücadele ediyorsun. Önemli bir macera. Yabancı dil de sıkıntılı. Gelirken küçük bir sakatlığım da vardı. Onun da psikolojisi önemliydi. Sağ olsun Ağustos ayında İspanya'da kimse olmaz; Hamit Altıntop çok yardımcı olmuştu.
"ATLETICO'NUN BENDEN SONRA KUPASI YOK"
"Her dönem çok sayıda transfer teklifi aldım. Atletico Madrid'i tercih etmiştim. ÇünküMiguel Angel iyi bir dost her şeyden önce. İstanbul'a geldi defalarca dışarı yemeğe çıktık. O yüzden çok iyi dostluklar durduk. Yıllar sonra tekrar Atletico Madrid'in atağa geçtiği bir dönem oldu ve o dönemdeki önemli mimarlardan biri oldu. Beraber kupalar kazandık. Hatta benden sonra kupa yok. Başarı çok ama kupa yok. (Gülüyor) Bazen şakalaşıyoruz çocuklarla. Çok keyifli."
"KEŞKE 20 YAŞINDA GELSEYDİM"
"Barcelona her şeyiyle büyük bir kulüp. Keşke buralara gelme fırsatım 20 yaşında olsaydı. Her şey çok daha farklı olabilirdi. Burası dışarıdan bakıldığı gibi 'Aaa tiki taka oynuyorlar' denilen bir yer değil. Tamamıyla pozisyon alması gereken, hele üçlüyü çıkartırsak arkadaki yedi oyuncunun top rakipteyken sarf ettiği çok büyük efor var. Çünkü 3-5 saniyede hemen topu geri almanızı istiyorlar sizden. Önde oynamak daha avantaj."