Yasa ile ilgili kaygılarını dile getiren Erdoğan, "Biz de çıkaracağımız bir parlamento kararı ile Amerika'yı mahkum edebiliriz" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın organizasyonunda gerçekleştirilecek 9. Avrasya İslam Şurası’na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katılımcılara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9. Avrasya İslam Şurası’nda katılımcılara hitap etti. İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak 56 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarına bir mektup göndereceğini aktaran Erdoğan, mektubun metnini de okudu.
"ABD Kongresinde kabul edilen yasaya ilişkin kaygılıyız"
Erdoğan mektupta şu ifadelere yer verdi; “En kalbi selamlarımı sunarak, ABD kongresinde kabul edilmiş bulunan terörizme destek verenlere karşı adalet yasasına ilişkin kaygılarımı, çağrımı sizinle paylaşmak istiyorum. Bu konuda ülkem tarafından 23 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan ve tüm islam işbirliği teşkilatı üyelerine dağıtılmış olan açıklamanın vurguladığı üzere, bu yasanın uluslararası hukuka, suçun şahsiliği ilkesi başta olmak üzere BM şartında yer alan temel ilkelere uygun olmadığı inancındayız. Bunun yanı sıra çifte standartlı yaklaşımların ürünü olan bu yasanın, uluslararası işbirliğine ciddi zararlar verme potansiyeli taşıdığını da düşünüyoruz. Önemli tehlikelerle baş etmeye çalışan uluslararası toplumun ilgili yasanın yol açması muhtemel bölünmelerden olumsuz etkileneceğinden endişe etmekteyiz. Nitekim bu hatalı yaklaşıma karşı uluslararası düzeyde ilk tepkilerden biri 14 Eylül 2016 tarihli açıklamasıyla İslam İşbirliği Teşkilatı'nın genel sekreterinden gelmiştir. İslam ülkeleri olarak aramızdaki dayanışmayı pekiştirmemiz, bu yasanın uluslararası terörle mücadeleye olası tehlikelerine karşı ortak bir tutum belirlememiz gerektiğine inanıyorum"
"Biz de çıkaracağımız bir parlamento kararı ile Amerika'yı mahkum edebiliriz"
İslam ülkelerin ABD kongresinin bu kararını gözden geçirerek geri çekmesi için ortak bir tavır ortaya koyacağını söyleyen Erdoğan, “Neden. Hep sessiz kalınmıştı. Bir yanağa vurulmuştur öbür yanak çevrilmiştir. Artık bizler haklarımıza sahip çıkmasını bilmeliyiz. Bir terörist Müslüman ülkeden çıkmış olabilir. Benim ülkemde Amerikalı bir terörist bir yeri bombalarsa ki bombalıyorlar, o zaman biz de çıkaracağımız bir kongre kararı ile, parlamento kararı ile Amerika’yı mahkum etme yoluna gidebilir miyiz? Aynı şeklide gideriz. Bu bu demektir. Bunun yolunu bunlar açmış oluyorlar. Suçların uluslararası hukukta şahsiliği ilkesi vardır. Kimse suçu işleyen bedelini o öder. Siz bunu bir devlete ödetemezsiniz. Bireysel davalar açılmaya başladı Suudi Arabistan’a. Sayın Obama tek başına kaldı. 1 kişi daha ona katıldı. O da ‘bakın bu yarın size döner’ diye şerhinde bunu ifade etmiş. Vaka da bu zaten döner” diye konuştu.
"Türkiye'nin kimsenin bir karış toprağında gözü yok"
Benzer bir durumun da Irak ve Suriye’de yaşandığını vurgulayan Erdoğan “Teröristin iyisi kötüsü olabilir mi. Senin teröristin iyi, benimki kötü. Böyle bir mantık olabilir mi. Şu anda Irak’taki bu gelişmeler karşısında Irak’a ırak kalamayız. Oradaki kardeşlerimizin çağrısına sağır kalamayız. Suriye ve Irak yönetimlerinin ülkemize yönelik itham ve ifadelerinin hiçbir makul tarafı bulunmuyor. Irak ve Suriye’de terörle mücadele için bulundukların söyleyen çoğu ülkenin derdinin buradaki insanlar olmadığını acı bir şekilde gördük. Bu tablo karşısında azıcık vicdanı olan, mensubu bulunduğu dine hürmeti olan kimse Türkiye’ye destek olur. Buradan bir kez daha ifade ediyorum. Türkiye’nin kimsenin bir karşı toprağında gözü yoktur, egemenliğinde gözü yoktur. Bin yıldır kardeşçe yaşadığımız bu coğrafyada kaderimiz de, kederimiz de ortaktır” ifadelerini kullandı.
"Bizim için kendine tabi olmayanı katleden DEAŞ neyse, kendi halkına ateş açan FETÖ de aynıdır"
İslam dünyasını bir silkinişe ihtiyacı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Sahih İslam geleneği etrafından bütünleşerek kendimize yeni bir gelecek inşa etmeliyiz. Yereli inkar etmeden, geleneği yok saymadan, zamanın ruhunu ıskalamadan geleceğe yürümeliyiz. Bunun yolu itikadi sapmalara karşı çelik gibi sert, yorum farklılıklarına karşı hoşgörülü olmaktan geçiyor. Teröre bulaşan her örgütün aynı zamana itikadi sapma içinde olduğu gerçektir. Haksız yere insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmek olarak kabul eden bir dini mensupları katliam yapmaz, yapamaz. Başka kültürlerde bir kişinin ölümü trajedi, bir milyon kişinin ölümünü istatistik olarak görenler olabilir. Müslüman için her bir masumun canı dünyaya bedeldir. Bizim için kendilerine tabi olmayan herkesi katleden DEAŞ neyse, 15 Temmuz’da kendi halkının üzerine ateş açan FETÖ de aynıdır. Müslüman toplumların kanaat önderlerinin her türlü itikadi sapkınlığa karış uyanık olması gerekiyor. Bu çerçevede kesin bir tavır sergilemeye herkes tarih önünde hesap vermekten kurtulamayacaktır. Cumhurbaşkanı olsan da kurtulamazsın, başbakan da olsan kurtulamazsın. Ne olursan ol kurtulamazsın”