Müslüman işadamları arasında global iş ağı oluşturmak amacıyla bu yıl 20'incisi düzenlenen Uluslararası İş Forumu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in katılımıyla başladı. Bu yıl inovasyon ekonomisi ve yatırım ekosistemi temasıyla gerçekleştirilen forum, Kur'an- ı Kerim tilaveti ile başladı. Programa Başbakan Yardımcısı Şimşek'in yanı sıra , Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Ahmed Bin Jassim Bin Mohammed Al Thani, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Uluslararası İş Forumu IBF Başkanı Erol Yarar ile yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda işadamı katıldı.
"Türkiye kendi küresel ticaret payını büyüttü, ihracat payımız ikiye katlandı"
Yaptığı sunumda küresel ticaret ve küresel büyümeye bakıldığında ortaya çıkan eşitsizliğin sorun oluşturduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Biz küresel ve bölgesel entegrasyondan yanayız. Ticaret büyümenin motoru bizler küreselleşme ve ticaretin faydaları eşit dağıtılmalıyız, biz siyasetçiler olarak buna değinmeliyiz. Dünya bu tip zorluklar yaşarken Türkiye kendi küresel ticaret payını büyüttü. Bizim ihracat payımız ikiye katlandı, pazar payımız arttı. AB bizim en büyük ticari ortağımız. Küresel alanda Türk ihracatı oldukça dirençli oldu. Türkiye çok fazla rekabet avantajını kaybetmedi. İhracat yaptığımız ülkeler arttı ve bir milyar doların üzerinde ihracata ulaştık ve ürün çeşitliliği sayısı 8'den 31‘e çıktı. Küresel anlamda çok değişik zamanlardan geçiyoruz. Küresel finansal krizin ardından parasal anlamda çok ciddi bir genişleme oldu. Burada çok büyük bir sermaye var" dedi.
"Türkiye ekonomisi darbe girişimi ve yaşanan zorluklara rağmen güçlü durdu"
Türkiye’nin küresel alanda güçlü bir parasal pozisyonu olduğuna vurgu yapan Şimşek, geçmiş yıllara göre ekonomide önemli yollar kat edildiğini ifade etti Şimşek, "Bir önceki 10 yıl sonunda Türkiye sınırdaydı biz bunu düzelttik. Başka ülkelerle kıyasladığımızda geçtiğimiz sene dengeli olan bir hükümet bütçemiz vardı. Darbe girişimi ve pek çok terör saldırılarına rağmen çok büyük jeopolitik sorunlara aynı zamanda iç siyasetteki dalgalanmalara rağmen Türk ekonomisi güçlü durdu. Büyük resme baktığımız zaman siyasi belirsizlik politika belirsizliğini de destekliyor. ABD‘de seçimler bitti ama diğer seçimler var önümüzde. Küresel anlamda aşırı sağ ya da aşırı sol kazanıyor, merkez kaybediyor. Bizim düşük büyüme kapanından kurtulmak için yapısal formlara ihtiyacımız var. Türkiye’de verimlilik artıyor. Şuanda doğru çözümleri bulmamız gereken bir dönemdeyiz. Türkiye’nin karşısındaki zorluk, daha fazla reform yapmak ve daha yüksek gelirli ülkeye dönüşmek bu yapılabilir bir şey. Türkiye zor bir dönem yaşadı. Dışarıdan bakıldığında olumsuz algılandı ama biz bunu değiştirebiliriz" şeklinde konuştu.
"Başkanlık sistemi kişisel bir hırs değil"
Ülkede çok ciddi demokrasi saldırıları ve hukukun egemenliğine saldırı olan bir dönemde büyük reformlara imza atıldığını söyleyen Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Türkiye’nin en büyük avantajı güçlü hükümeti olması ve bu hükümetin büyük bir desteğe sahip olması. Türkiye bir başkanlık sürecine geçmek istiyor, bunun sebebi siyasi istikrarın kalıcı olmasını sağlamak. Koalisyon hükümetleri krize yol açtı, başkanlık sistemi kişisel bir hırs değil, siyasi sistemdeki sorunları çözmeye yöneliktir. Başkanlık sisteminde kaç kişi yarışırsa yarışsın bir kişi seçiliyor ve bu kişi ülkeyi 5 yıl yönetiyor. Bugün koalisyon hükümetlerine karşı olan korku Türkiye gibi ülkelerin parlamentoda çok ciddi barajlar kurmasına sebep oldu. Türkiye’nin başkanlık sistemi istemesinin en büyük sebebi siyasi istikrar ve adil bir temsiliyet olması. Bu da çok önemli bir reform olacak. Bunu önümüzdeki senenin ilk veya ikinci çeyreğinde hayata geçirmeyi umuyoruz" diye konuştu.
"Hukuk reformunda özelleşmiş mahkemeler olsun istiyoruz"
"Hukuk reformunda özelleşmiş mahkemeler olsun istiyoruz" diyen Şimşek, "Bunun için reformlar yolda. Küresel anlamdaki en iyi uygulamaları alıyoruz ABD'den. Kamu ihalelerinin artmasını istiyoruz, KOBİ durumunu iyileştirmeye yönelik reformlarımız var. Zor bir dönemden geçiyoruz küresel anlamda. Yerel anlamda da zorluklarımız var. Çözüm, daha fazla ticarete açık olmak ve daha fazla reform yapmak. Türkiye çok badire atlattı. Türkiye’yi anlamak istiyorsanız bunu güç açlığı olan gizli bir cemaatin varlığını anlamadan anlayamazsınız. Türkiye’nin bütün varlığını meşruiyetini riske atmış bir cemaat bu" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA