Başbakan Binali Yıldırım, Okan Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi açılışına katıldı. Düzenlenen törende konuşan Başbakan Yıldırım, Dünya Koah Haftası’nı hatırlatarak tüm vatandaşlara sigarayı bırakma çağrısında bulundu.
Türkiye’nin tütün kontrolünde dünyanın bir numarası olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, “Ama işimiz henüz bitmedi. Eğer biraz gevşetirsek kolayca sigara kullanma oranı yukarı tırmanabilir. Devlet olarak ne yaparsak yapalım, bireysel bir gayret yoksa netice zor. Buradan vatandaşlarıma sesleniyorum. Bağımlılık yapan tüm zararlı, öldürücü maddeler önce sağlığınıza, sonra da kesenize zarar verir. Yanlışın neresinden dönersek kardır diyorum. Bugün bir karar alın ve başta sigara olmak üzere kötü alışkanlıklarınıza son verin” diye konuştu.
AK Parti hükümetinin Türkiye’de eğitim alanında yaptığı yatırımları anlatan Başbakan Yıldırım, üniversite sayısında da iktidara geldiklerinden beri ciddi bir artış yaşandığını vurguladı.
FETÖ’nün hastanelerinin kapatıldığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, “Alçak FETÖ terör örgütünün üniversiteleri, o zaman biz üniversite kuruyor diye teşvik ettik. Onları kapattık ama bugün onlar kapanmış olmasına rağmen 189 üniversitemiz var. Daha geçtiğimiz 1.5 ayda 7 yeni üniversite kurduk. Önümüzdeki aylarda da belki bir o kadar daha üniversite açacağız. Her ilimizde üniversite var. Sadece devlet üniversiteleri değil, vakıf üniversiteleri de önemli bir yer tutmaya başladı. Bu üniversiteler çok daha hızlı gelişiyor çünkü ellerindeki imkanlar ve karar süreçleri çok daha hızlı. Üniversitelerimizi açmak sadece gençlerimizin yüksek öğrenime geçişlerini kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda ülkemizin gelişmesine, büyümesine, refah toplumu olmasına da katkı sağlıyor. Bir ilde üniversite demek, o ilin bir anlamda sınıf atlaması demektir. Öğrenci sayımız 7 milyonu bulmuş durumda” şeklinde konuştu.


“Sağlık ve ulaşımda memnuniyet yüzde 70’in üzerinde”
Sağlık alanındaki yatırımların da devam edeceğini vurgulayan Yıldırım, “22 bin aile hekimimiz var. Aile hekimi alışkanlığını oturtmak için az uğraşmadık. Türk insanının özelliği yani koruyucu sağlık hizmetine pek itibar etmiyor. Son dakikaya kadar bekliyor. Dönülemez bir noktaya gelince hastaneye gidiyor. Halbuki aile hekimliğinin amacı sağlığın korunması, takibinin belirli bir düzen içinde yapılması, diğer yandan hastanelerin gereksiz yere meşgul edilmemesi. Bu 14 yılda bin 900 tane birinci kademe sağlık tesisi inşa ettik. Sağlık tesislerinde çalışanların sayısı iki katına çıktı. Birinci en büyük bütçemiz milli eğitim, ikincisi ise sağlık. Biri 122 milyar, diğeri 110 milyar. Avrupa’nın en büyük medikal kurtarma ekibi Türkiye’de. Ayrıca sağlık turizmini geliştirecek çalışmalara hız verdik. Tüm bu yapılanlar sonunda sağlıktaki memnuniyet yüzde 39’dan yüzde 74’e çıktı. Sağlık gibi, ulaşım gibi konularda memnuniyeti arttırmak kolay değil. Ulaşımda da bugün memnuniyet oranı yüzde 70 üzerindedir. Sağlık ve ulaşım baş başa gider. Bunlar 79 milyon vatandaşımızın her an, her gün evinden çıktığı zaman ihtiyacı olan iki büyük hizmet alanı” ifadelerini kullandı.
"Bunların yaptığı cinsel istismar değil, tamamen siyasi istismar”
Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında son günlerde tartışılan cinsel istismar düzenlemesine de değinerek, “Milli eğitimde de çok işler yapıldı. 4+4+4 milli eğitimdeki en büyük reformdur. Çocuk yaşta evlilikler konusu var. Bu ara istismar ediliyor. Onu önlemenin bir yolu da 12 yıllık eğitimdir. Ülkemizin kanayan bir yarasını görmezden gelmek bize yakışmaz. Bize yakışan böyle bir sorun varsa çözmektir. Bunun üzerine atlayıp buradan ucuz siyaset yapmak eski Türkiye alışkanlığı. O alışkanlık artık para etmiyor, piyasası yok. 3 bin mağdur insan seçim kampanyalarında her gün önümüze çıktı. Bugün bunun istismarlarını yapan ana muhalefet partisi milletvekillerine de aynı şeyi söylediler. Sorun İzmir milletvekillerine anlatsınlar ama korkar anlatamazlar. Bu bir kör dövüşüdür, bir anlamsız bir yalan rüzgarı, siyasi istismar. Cinsel istismar değil, bunların yaptığı tamamen siyasi istismar” dedi.
“Türkiye’nin yarını bugünden daha güzel olacaktır”
Türkiye’nin dünyada yaşanan sıkıntılara rağmen yoluna devam ettiğini belirten Yıldırım, şunları söyledi:
“Türkiye geçen yıl içinde bazı sıkıntılar yaşadı. Şimdi küresel bazı sıkıntılar var. Ama her şeye rağmen Türkiye’nin yarını bugünden daha güzel olacaktır. İnanmanızı istiyorum. Frene basmayın, durmak yok yola devam. Durduk mu ani fren yaparsak tepe taklak oluruz. Durmayacağız çalışacağız. Ülkemizin kaynakları güçlü, imkanları fazla. Türkiye’nin stratejik konumu ve yetişmiş genç nüfusu en büyük kaynağımız. Birçok ülkenin petrolü olabilir, o olur bu olur ama genç dinamik nüfus her ülkenin elinde olan bir şey değil. Bir yandan ülkemizin birliği için çalışıyoruz, her türlü terör örgütü ile içeride ve dışarıda mücadele veriyoruz. Diğer yandan da ülkemizin kalkınması, gelişmesi için her türlü çabayı gösteriyoruz. Güzel olan bunu devlet eliyle sadece yapmıyoruz. Devlet eskiden daha çoğunu yapardı, şimdi daha azını yapıyor. Siz daha fazlasını yapıyorsunuz. Bir müteşebbisimiz muazzam bir hastane yapıyor. Türkiye’nin en büyük projelerine Türk müteahhitleri yapıyor. Dünyada yaprak kıpırdamıyor. Dünyada böyle projeler yok. Her şeye rağmen Türkiye 2023 hedeflerine var gücüyle çalışıyor”
“Hadi vazgeçtik, madem sizi rahatsız ediyor ‘Cumhurbaşkanlığı’. Korkacak ne var”
Konuşmasında başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Yıldırım şöyle devam etti;
“Bir ülkede eğer istikrar varsa, siyasi istikrar ve güven varsa her şey olur. Türkiye 14 yıl bu bir Türkiye bu 3 Türkiye olduysa bunun arkasında bu iki sihirli kelime saklı. Diyoruz ki gelin şu anayasa değişikliğini yapalım, güven ve istikrarı kalıcı hale getirelim. ‘Başkanlık sistemi’ tutturdular. Hadi vazgeçtik Cumhurbaşkanlığı. Madem sizi rahatsız ediyor Cumhurbaşkanlığı. Cumhurbaşkanlığı’nın korkacak ne tarafı var. ‘Ülke bölünürmüş’ Ülkede belediye başkanları seçiliyor aynı şey. Belediye var, meclisi var. Meclis başkanı denetliyor, başkan da şehre verdiği hizmetleri seçim döneminde yapmanın gayretinde oluyor. İyi olursa bir daha seçiyorlar. Aynen başkanlık sistemi bu. Tek farkı mutlaka iktidar var. Koalisyon yok. Koalisyonlarla Türkiye maalesef hak ettiği mesafeyi alamıyor, hızı yavaşlıyor ve kazanımlarını da muhafaza edemiyor. MHP’yi ayrı tutuyorum. MHP her zaman ülke menfaatini siyasetin üzerinde tutmuştur. Bu anlayışın bugün de sürdürüyor. Ana muhalefet partisini biraz daha ölçülü, izanlı, uzun vizyonlu Türkiye’nin geleceğini, gerçeklerini, karşı kaşıya bulundukları tehditleri dikkate alarak değerlendirmesinin ülkemizin için, milletimiz için daha faydalı olacağını düşünüyorum. Ana muhalefet demek iktidar alternatifi demek. Getirilecek bir düzenlemeden uzak durmak, bir iktidar alternatifi olamayacağı düşüncesinin hakim olması demektir. Bu da ana muhalefete yakışan bir iş değildir. İnşallah bu konuları daha detaylı değerlendireceğiz.”
“112 ile gelen hastanelerden para alınmaması lazım”
“15 Temmuz’un bize öğrettiği bir şey var. Uzlaşma, birlik beraberlik, kardeşlik” diyen Yıldırım, bu ruhu muhafaza etmek için çalışacaklarını kaydetti.
Konuşmasının sonunda hastane yöneticilerine de çağrıda bulunan Yıldırım, “112 ile gelen hastalardan ayrıca para alınmıyormuş, bunun alınmaması lazım. 112 çağrısı ile gelen bütün hastalar baştan sona tedavileri yapılın ayrıca bir para alınmaması lazım, bu husus çok önemli. Kanser hastalarından fark alınıyor. Bunun da alınmaması lazım. İlaçlarda da alındığı yönünde bilgiler var buna dikkat etmemiz lazım. Bir başka şey sezaryen oranları özel hastanelerde yüzde 40-60 arasında değişiyor. Dünya standardı yüzde 15. Buna dikkat etmeliyiz. Kamu hastanelerinde de yüksek yüzde 20’den aşağı değil. En sağlıklı doğum normal doğumdur. Bizim analarımız, benim anamın 10 tane çocuğu var hepsini de kendi doğul şekilde doğurmuş. Hastaneye bile gitmemiş” dedi.


Kaynak: İHA