33. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'na katılmak üzere Adana'ya gelen Görmez, ilk olarak bombalı terör saldırısına uğrayan Adana Valiliği'ni ziyaret ederek incelemelerde bulundu.
Valilik'teki şeref defterini imzalayıp Vali Mahmut Demirtaş'a geçmiş olsun dileklerinde bulunan Görmez daha sonra eşi Hatice Görmez ile birlikte istişare toplantısının yapılacağı otele gitti.
Toplantı, 15 Temmuz darbe girişimi ve o sırada Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaptığı çalışmalar hakkında video sunumuyla başladı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Adana İl Müftüsü Arif Gökce, 3-4 gün sürecek etkinliğin başarılı geçmesi için dilekte bulundu.
Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, etkinliğin bilimsel literatüre girdiğini belirterek, başkanlık bünyesinde bir uzman yardımcısının bu konuda başarılı bir uzmanlık tezi verdiğini kaydetti.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ise FETÖ yapılanmasını ruhban grubuna benzeterek, “İslam'da ruhban sınıfı yoktur ama ne yazık ki bu cemaatler ruhban grupları oluşturup bir yerlerde pazarlık konusunda yetkili görebilmektedirler kendilerini” ifadelerini kullandı.
Adana Valisi Mahmut Demirtaş da din adamlarının okuyan, araştıran, Kur'an'ı yaşayan ve yaşatan örnek ve önder insanlar olarak yaşamalarının pek çok sıkıntıyı minimize edeceğine değindi. FETÖ'ye de değinen Vali Demirtaş, terör örgütünün gerçek yüzünün vatandaşlara sürekli anlatılması gerektiğini kaydetti.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ise kadına şiddet, çocuk istismarı, kısıtlanan özgürlükler, mülteci sorunları, mezhep ihtilafları, darbe gibi konularda tartışmanın sürekli İslam'a gelmesine karşı çıkarak, “Kabile savaşlarıyla birbirini kırıp geçiren toplumları ümmet yapan İslam'ın huzur ve barış mesajlarından bahsetmek ütopyanın peşinden sürüklenmek midir? Elbette hayır. Zira bizler biliyoruz ki bu yüce İslam dini sadece dünü inşa etmeye değil, bugüne de geleceğimize de yön vermeye muktedir büyük bir dinamizme sahiptir” ifadelerini kullandı.
Türkiye çevresindeki coğrafyada din güvenliğinin tehdit altında olduğunu kaydeden Mehmet Görmez, “Onun için bu toplantıda sadece ülkede yaşadığımız sorunlara dikkate alarak değil bölgede ve tüm İslam coğrafyasında yaşayan din istismarı ve benzeri konuları detaylarıyla ele almaya çalışacağız. Tüm İslam dünyasına diyoruz ki; geliniz çatışmalardan uzak hakka ve adalete uygun bir işbirliğiyle İslam beldelerini yeniden İslam'ın şehirleri yapalım. Kimse Müslüman olduğu ya da İslam coğrafyasında yaşadığı için mağdur duruma düşmesin, başka diyarlara göçmek zorunda kalmasın, Aylan bebekler boğulmasın” dedi.
Türkiye'de bazı cemaatlerin ve din adamlarının da dini istismar ettiğini bildiren Mehmet Görmez, din istismarcılarına karşı kanuni düzenlemeler yapılması gerektiğine işaret etti. Görmez, çeşitli şura ve çalıştaylarla FETÖ'nün dine verdiği zararları tartıştıklarını anlatarak, “Dini cemaatlerin ana yolundan sapmaması, ilkelerinden sapmaması, toplumla, milletle doğru ilişkiler kurması, vatandaşa ne vaat ediyorsa ona sadık kalması gerekiyor. Uluslararası siyasetin, ticaretin bir piyonu olarak görmemeliyiz onları” şeklinde konuştu.
Uydu üzerinden yayın yapan bazı televizyon ve radyo kanallarının da din istismarı üzerinden ticaret yaptıklarını söyleyerek, “Sahte bal sattı diye kanallar kapatılabiliyor. Peki sahte din satmaya kalkışırlarsa ne yapmak lazım? Elbette ki bunun önlemini almamız gerekiyor. Gerek Türksat, gerek Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun ivedilikle bir düzenleme yapması kaçınılmaz hale gelmiştir. İslam'ın yüce değerleriyle bağdaşmayan, topluma gerçek dışı bir din anlayışı sunan bu yayınlara müdahale basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez; bilakis bunu önlemek din güvenliğimizin, din emniyetimizin gereğidir” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İslam'da evlilik hususlarına da değinerek geçtiğimiz günlerde Meclise sunulanancak tepkiler nedeniyle geri çekilen çocuk istismarı yasasını değerlendirdi. Görmez, şöyle devam etti:
“Nikah, hafife alınamaz büyük bir sözleşmedir. Yüce Rabbimiz nikahı Kur'an'da sorumluluğu ağır büyük bir sözleşme olarak tarif eder. Bütün bunlar gözardı edilerek henüz anne olma yaşına gelmemiş, eş olmaya karar vermemiş bir çocuğu, annesi babası dahi olsa evlendiremez. Buluğ çağına erse de akli melekeleri gelişmemiş, eş olmanın anlamını, aile olmanın yükümlerini, anne olmanın gereklerini henüz öğrenmemiş ve idrak edememiş bir kız çocuğu babası tarafından bile evlendirilemez. Buna rağmen çocuk yaşta evliliğin tartışılması ve konuşulması üzücü olmuştur. Cinsel istismara kapı aralayacak bir düzenlemenin hukuk ve adalet sistemimizden onay alması mümkün olamaz. Devlet hiçbir ayrım gözetmeksizin kanatları altındaki yaşayan herkesin ırz ve namusunun da teminatıdır. Bu bağlamda hak ihlalleri ve tecavüzler cezasız kalamaz. Elbette mağduriyetler varsa buna serinkanlı tartışılarak giderilmeli. Yeni mağduriyetlere zemin oluşturmamak adına kılı kırk yaran bir özenle hareket edilmelidir. Aslolan ahlaki prensiplerin ve doğru bilginin toplum hayatına hakim olmasını sağlamaktır.”
33. İl Müftüleri İstişare Toplantısı konuşmaların ardından çeşitli oturumlarla devam etti. Toplantı etkinlikleri, önemli konuşmacıların katılımıyla 30 Kasım'a kadar sürecek.
Kaynak: İHA