ABD Başkanı Trump’a 2 çağrı - Web TV
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, 9 Ocak’ta başlayıp 21 Ocak’ta sonlanan anayasa değişiklik teklifi görüşmeleri ile ilgili emeği geçenlere teşekkürlerini ileterek, birinci, ikinci ve nihai oylamanın hayırlı olmasını dilediklerini söyledi. Alınan kararın yasal prosedürler takip edilerek sandığın milletin önüne geleceğini anlatan Kurtulmuş, nihai kararın ’milletin’ olduğunu ifade etti. Süreç içerisindeki tartışmalara işaret eden Kurtulmuş, "Bu paket rejim değişikliği ile ilgili paket değildir, bu bir sistem değişikliği meselesidir. Cumhurbaşkanlığı sistemini getiren pakettir" dedi.
Dün itibarıyla yürürlüğe giren KHK’lara işaret eden Kurtulmuş, "4 kararname yayınlanmıştır. Bu kararnamelerle ilgili önemli bulduğumuz birkaç hususun altını çizmek isterim. Bunlardan birincisi, OHAL işlemleri inceleme komisyonunun kurulmuş olmasıdır. Yani, OHAL kararları çerçevesinde, işten atılanlar, açığa alınanlar, uzaklaştırılanlar, kapatılan dernekler, vakıflar, devredilen şirketler, bu alanda alınan bütün kararlar ile ilgili bir itiraz mercii ve bu kararların gözden geçirileceği kurum olarak 7 kişilik komisyonun kurulması kararlaştırılmış ve bu komisyonun da 2 yıl süreyle çalışması öngörülmüştür. Eğer gerekirse, ondan sonraki yıllarda da Bakanlar Kurulu birer yıl süreyle bu çalışma takvimini uzatabilecektir. Bu süreçte yapılan bir eksiklik varsa onun giderilmesi, hatalı kararlar alınmışsa bu hatalı kararların düzeltilmesine imkan sağlayan etkili iç hukuk sürecidir. Bu sürecin objektif ve başarılı bir şekilde yürüyeceğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.
Bu KHK’lar çerçevesinde önemli buldukları bir hususun da gözaltı süresinin 30 günden 7 güne indirilmiş olması olduğunu anlatan Kurtulmuş, "O süre içerisinde FETÖ ile bağlı olanların ciddi bir şekilde kontrol ve takibi ile ilgili getirilen bu karar ve bunun yanında ilk 5 gün içerisinde avukatla görüşme yasağı da kaldırılmış, dolayısıyla gözaltında bulunanlar 7 gün içerisinde hakkında işlem yapılacak ve avukatları ile görüşme yasağı da kaldırılarak avukatları ile görüşmeleri imkanı sağlanacaktır" dedi.
KHK’lar çerçevesinde kamu görevinden 367 kişinin ihraç edildiğini anlatan Kurtulmuş, aynı kararname kapsamında 124 kişinin göreve iade edildiğini ifade etti. KHK’larla gelen önemli hususlardan birtanesinin de gazilerin tümünün aralarındaki farkların kaldırılarak bütün gazilerin yararlanacağı hakların ortaya konulduğunu kaydeden Kurtulmuş, yaklaşık 19 bin kişinin terörle mücadele sırasında herhangi bir uzvunu kaybetmiş, fonksiyon kaybına uğramış kişilerin bin 404 lira ile 2 bin 150 lira arasında gazilik maaşı alacağını bildirdi. Kurtulmuş, yaralanmalarının derecesine göre de 6 kademede kademelendirilerek bütün gazilerin bu kapsam içerisine alındığını dile getirdi.
ASTANA ZİRVESİ
Astana zirvesine değinen Kurtulmuş, "Türkiye olarak uzun bir süredir, Suriye barışının sağlanması için ilgili muhataplarla görüşmeler yapıyoruz. Bu görüşmeler sonucu Astana süreci şekillenmiştir. Suriye halkı çok çekti. Son derece acımasız, maliyeti yüksek bir savaşla karşı karşıya kaldı. Canım şehirler yerle bir edildi. Tarih, medeniyet ortadan kaldırıldı. 13 milyon Suriyeli mülteci haline geldi. Bu ağır tablo, insanların yüreğini sızlatan tablo olmak mecburiyetindedir. Suriye halkının isteyeceği adil ve kalıcı barışı sağlamak bütün uluslararası camianın sorumluluğudur. Türkiye üzerine düşen sorumluğu yerine getirmiştir. Biz, bu süreçten umutluyuz. en başta aykırı, farklı olan görüşleri görüşmeleri sürdürdükçe belli bir noktaya gelecektir. Türkiye, Rusya, İran ve ABD’nin bu sürece olumlu katkılarının olmasını ümit ediyoruz" açıklamasında bulundu.
TRUMP’IN GÖREVİNE BAŞLAMASI
Kurtulmuş, ABD’nin yeni başkanı Trump’ın göreve başladığını belirterek, "Ümit ederiz ki yeni yönetim hem Ortadoğu’da barışı sağlayacak perspektiflere sahip olsun, hem dünyada barışı sağlayacak önemli adımların atılabilmesine imkan sağlayacak inisiyatifler alsın. Türkiye ile ABD ilişkileri bakımından eski yönetim zamanında tekrarlanan hataların tekrarlanmayacağı kanaatindeyiz. Türkiye ile ABD arasındaki yeni dönemdeki ilişki, uzun yıllardır devam eden müttefikliğin gerektirdiği seviyede olması amacımızdır. Bu çerçevede Trump yönetiminden özellikle Türkiye-Amerikan ilişkilerini yeniden kuvvetlendirmek bakımından, iki konuda görüşlerini gözden geçirmelerini tavsiye ediyoruz. Bunlardan birisi, 15 Temmuz darbesinde bu halkın tamamına karşı suç işlemiş olan, bir eşkıya çetesinin başı olan Gülen’in ABD’den Türkiye’ye iadesi ve bu süre içerisinde halen orada oturuyor ama sadece sessiz sakin oturmuyor, bütün uluslararası networkünü harekete geçirecek, aralarında irtibatlarını kurabilecek şekilde o networkü kullanıyor, hem bunun iadesi ile ilgili sürecin başlatılması hem bu süreç içerisinde de kendi örgütüyle haberleşmesinin kesilmesi ve networkün kullanılmasının önüne geçilmesi ABD yönetiminden en temel isteklerimizden birisidir. Bu uzun yıllara sarih olan müttefiklik hukukumuzun gereğidir. İkinci temel mesele ise PYD’ye verilen desteklerin sona erdirilmesidir. Bölgede birkaç bin militandan ibaret olan bu silahlı gücün maalesef bölgedeki istikrarsızlığın bir unsuru haline geldiği açıktır. Dolayısıyla Türkiye, ABD’den PKK ile bağlantılı bir şekilde Türkiye’ye karşı da terör faaliyetlerini yürüten bu örgüte artık destek vermemesini, bunların arkasında durmaktan vazgeçmesini ısrarla talep etmektedir. Bu iki konudaki gelişme Türkiye-ABD arasındaki ilişkilerin yeniden güçlü ve sağlam bir hale gelmesine vesile olacaktır" diye konuştu.
Kurtulmuş, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Merkez Bankası’nın Para Politika Kurulu’yla yarın yapacağı toplantısının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Bağımsız bir kurumdur. Biz hükümet olarak kendi ana politikamız çerçevesindeki görüşlerimizi söyleriz, nasıl karar alacağını da sizler gibi bekleriz" diye konuştu.
Bir gazetecinin, "CHP’nin Meclis’te mükerrer oylar kullanıldı gibi bir ifadesi var" sorusuna Kurtulmuş, "CHP’nin artık birtakım mazeretler üretmesine gerek yok. Meclis kararını verdi, Meclis’in bundan sonra yapacağı birşey yoktur, CHP’li arkadaşlar boşuna heveslenmesi. Meclis defteri kapanmıştır. Bundan sonra halkın kararına bakacağız. Millet oy verecek. Herkes meydanlara çıkacak. Kimisi evet kimisi hayır yönünde kampanyalar yapacak. Millet evet dese de hayır dese de başımız gözümüz üstüne. Önce CHP’li arkadaşların bu olgunluk içerisinde bu süreci yönetmeleri gerekir. Bunlardan bir şey çıkmaz. Meclis’teki oylamaların arkasından mazeretler üretmekten bir şey çıkmaz, bir sonuç da elde edilemez" karşılığını verdi.
"OHAL BAŞKA BU BAŞKA MESELE"
Referandumdan önce OHAL’ın kaldırılıp kaldırılmayacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Yasal prosedürdür. Meclis bu kararı Cumhurbaşkanlığına iletecek, Cumhurbaşkanlığı da bu kararı onayladıktan sonra Resmi Gazete’de yayımlanacak. 60’ıncı gününde de referandum yapılacak. İmza süreçlerinin tamamlanması, Resmi Gazete’de yayımlanmasını bekleyeceğiz. OHAL başka bu başka mesele. Tarih ortaya çıksın, tarih ortaya çıktıktan sonra sorunun cevabı ortaya çıkmış olur" dedi.
Astana Zirvesi’ne ilişkin soruya Kurtulmuş, "Savaşan tarafların bir araya gelmesi bakımından Astana önemliydi. Biz şunu söylüyoruz, evet bir barış diyoruz ama arkasından bir şey daha ilave ediyoruz, adil ve kalıcı barış olsun. Hiç kimse Suriye halkına bir barışı dayatamaz, diretemez. Halkın kabul ettiği bir barış kalıcı olan odur. Süreci bekleyeceğiz, müzakereler gelişecek ve bunun sonucunda nasıl bir tablo ortaya çıkacağını göreceğiz" cevabını verdi.
Trump döneminde FETÖ’nün geri iade edilmesi ile ilgili taleplerin tekrarlanacağına dikkati çeken Kurtulmuş, sürecin ilgili muhataplara sunulmasıyla başlayan bir süreç olduğunu ifade etti. Kurtulmuş, "Asıl olan yeni Amerikan yönetiminin niyetini ortaya koymasıdır. Yeni Amerikan yönetimi 3-5 tane eşkıyayı yöneten eşkıyayı mı tercih edecek yoksa 80 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’ni mi tercih edecek. Biz, ısrarla FETÖ’nün iadesi ile ilgili taleplerimizi dile getiriyoruz, sonuç alacağımızı düşünüyoruz" dedi.
DOĞU KUDÜS’TEKİ YERLEŞİM
Doğu Kudüs’teki yerleşime ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Doğu Kudüs’teki yerleşimler her bakımdan BM kararlarına aykırı, uluslararası hukuka aykırıdır. Doğu Kudüs’ün Müslüman ve Yahudilerin ortak bir şehri olması ve bu arada orada oluşmuş olan uluslararası hukuka riayet ederek yeni yerleşim yerleri açılmaması asıl olandır. Her yeni yerleşim yeri uluslararası hukukun ihlalidir. BM kararlarının ihlalidir. Kabul edilemez işgaldir" diye konuştu.
OHAL işlemlerini inceleme komisyonuna ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "4 kişi Başbakanlık tarafından atanacak. Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından tespit edilecek kişiler var, ayrıca HSYK tarafından tespit edilecek kişiler bu komisyonda yer alacak ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA