Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bilkent Otel’de düzenlenen Adli Veri Bankası Projesi tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, “Yargının hesap verilebilirliğini ve güvenini arttırmak maksadıyla bu yıl Mart ayından itibaren adli faaliyet raporları açıklanacaktır. Bunları başsavcılarımız ve komisyon başkanları müşterek imzalayacak ve kamuya ilan edecek. Böylelikle yargıyı halkımızın denetimine açmış olacağız. Ayrıca Adli Zaman Yönetimi Projesi dediğimiz çok büyük bir projeyi de faaliyete geçiriyoruz. Son rötuşları kaldı. Bu projeyle bütün soruşturma ve davalarla ilgili hedef süreleri belirliyoruz. On yıllarca süren davaların kapandığı bir döneme, makul sürede yargılama dönemine geçmiş olacağız. Vatandaş şikayette bulunduğu, savcılığa dilekçesini verdiği an kendi şikayetinin kaç gün içerisinde iddianameye dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğine dair belge kendisine verilecek. Dava açtığı zaman davasının kaç gün içinde biteceğine dair belge verecek, Yargıtaya, Danıştaya dosyası gittiği zamanda kaç gün içerisinde dosyasının biteceğine dair belge verilecek. Böylelikle yargı görevi yapan hakimlerimiz ve savcılarımız, mahkemelerimiz vatandaşa karşı işi zamanında bitirme konusunda taahhüde girmiş olacak, vatandaşlarımız da bu taahhüdün takipçisi ve denetçisi olacaktır. Yargıda zaman yönetimi bitmeyen davaları çabuk bitirme, makul sürede yargılama bakımından da son derece önemli sonuçlar doğuracaktır” ifadelerini kullandı.
“2002’DE 3 BİN 581 MAHKEME VARKEN, ŞU ANDA 6 BİN 201 MAHKEME OLDU”
Cumhuriyet tarihinin en önemli yargı reformu olan istinaf mahkemelerinin 20 Temmuz 2016’da faaliyete geçtiğini hatırlatan Bozdağ, “Bir yandan darbeyi yaşayan Türkiye, öte yandan da hukuk devleti bakımından son derece önemli ve tarihi bir reformu darbenin hemen arkasında gerçekleştirmeyi başardık. Hakim ve savcı sayılarında, mahkeme sayılarında ciddi artışlar oldu. 2002’de 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayımız, bugün itibariyle 15 bin 943’e çıktı. Yaklaşık yüzde 70 artış. Bundan meslekten uzaklaştırılan 3 bin 500 civarında hakim ve savcı sayısı hariç. Onlar olduğunda bu rakamın daha yukarıda olduğunu ifade etmek isterim. Adli yargı 2002’de 3 bin 581 mahkeme varken, şu anda 6 bin 201 mahkeme oldu. Mahkeme sayısında yüzde 73 artış oldu. Bu kadar cezaevinde insanlar nereden arttı diyorlar, birazda yargılama yapan hakim ve savcıların sayısının, mahkemelerinin sayısının artması, teknolojinin ilerlemesi, mevzuat değişiklikleri bunların da çok büyük etkisi var. Adli Tıp Kurumu 2002’de 6 tane grup başkanı varken, şu anda 9 oldu. Yüzde 50 artış oldu. Şube müdürlüğü 18 iken, 70’e çıkardık. Bunu 81 ilimizi kapsayacak şekilde genişletmeyi hedefliyoruz. 2002’den bu yana adalet sarayları konusunda tam 223 adliye sarayını faaliyete geçirmiş olduk. 569 bin 59 metrekarelik kapalı alan varken, şu an 3 milyon 309 bin 617 metrekare kapalı alana ulaşmış durumdayız. 223 adalet sarayını bitirmiş durumdayız. Devam eden projelerle 6 milyon metrekareyi 2018’in sonuna kadar tamamlamış olacağız” diye konuştu.
İŞ UYUŞMAZLIKLARINI ARABULUCULUK MARİFETİYLE ÇÖZEN KANUN TASARISI
Yargıda sosyal devlet anlayışı konusunda da büyük adımlar atıldığını kaydeden Bakan Bozdağ, şöyle konuştu: “Daha önce sanıkların avukatlarına adli yardım yapılırken belli ceza gerektiren suçlarda mağdurlara ilk defa avukat desteği veren adımlar atıldı. Hukuk yargılamasında adli yargının kapsamı genişletildi ve adli yardıma ilişkin bütçe arttırıldı. İlk defa Mağdur Hakları Daire Başkanlığı kuruldu. Yeni dönem de hukuki himaye sigortası dediğimiz bir proje hükümet programımızda yer aldı ve yürütülmektedir. Uyuşmazlık ceza muhakemesinde uzlaştırma müessesesi hem kuruldu hem etkinleştirildi hem geliştirildi. Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk müessesesi ilk defa hukukumuza kazandırıldı şimdi ikinci adımda geliştirmeyi yapacağız ve iş uyuşmazlıklarını arabuluculuk marifetiyle çözen kanun tasarısını önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulumuza arz etmeyi planlıyoruz. İstanbul Tahkim Merkezi de bu dönemde faaliyete geçti. Bilirkişilik müessesesi adeta hakimleşen, savcılaşan, yargı görevi yapanların yerine geçen bilirkişileri kendi uzmanlık alanlarının sınırına çekmek ve bilirkişilik alanında yaşanan olumsuzlukları ortadan kaldırmak maksadıyla ilk defa Türkiye’de bilirkişilik müessesesi bir düzene, bir kuruma ve yepyeni yapıya kavuşturuldu. Sesli ve görüntülü bilişim sistemleri yargıya kazandırıldı. Yargı reformu strateji belgesiyle önümüzdeki yıllar içerisinde Türkiye’nin bu alanda atacağı adımları hem Türkiye kamuoyuyla hem dünya kamuoyuyla paylaştık.”
“BÜTÜN HEDEFİMİZ BU SIKINTIYI MİLLETİMİZİN GÜVEN DUYDUĞU BİR YARGI OLUŞTURACAK ŞEKİLDE DEĞİŞTİRMEK”
Yargı alanında çok önemli reformlar olduğunu söyleyen Bozdağ, “Ama buna rağmen yargı alanında milletimizin yargıya olan güveninde istediğimizde istediğimiz noktada olamadığımızı ifade etmek isterim. Burada da üzüntülüyüz. Yargıya dönük yaşanmışlıklar ve yargıya dönük yapılan saldırılara eleştirilere baktığımızda belki hiçbir kurum yargı kadar millet tarafından eleştirilmedi. Bu da yargıyı yıpratan bir durum. Bu yargıyı yıpratan durumları azaltmak maksadıyla basın sözcülüğü diye bir müesseseyi hayata geçirdik. Gazetede, internette çıkan yalan yanlış haberlerin aslı neyse onu doğru kişi tarafından kamuoyuna doğru bir biçimde aktararak yanlış bilgilendirmelerin yargıyı yıpratmasının önüne geçmek için de önemli çalışmalar yapıldı, yapılacak. Önümüzdeki dönemde atacağımız her adım yargıya olan güveni daha ileri noktaya çekmek, yargı hizmetlerinden memnuniyeti daha ileri noktalara taşımak bakımından önemli olacaktır. 2002’de yargı hizmetlerinden memnuniyet yüzde 45 iken şuanda 50,4’e çıktı ama yargıya güven noktasında sıkıntımız var. Bütün hedefimiz bu sıkıntıyı milletimizin güven duyduğu bir yargı oluşturacak şekilde değiştirerek yola devam etmek olacaktır” açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA