Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Mustafa Çağlar, "Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen iç organ kanseri ve tüm dünyada en sık görülen ikinci kanser türüdür. Yaklaşık olarak her 6 erkekten birinin prostat kanserine yakalanacağı ve her 35 erkekten birinin bu hastalık nedeniyle hayatını kaybedeceği tahmin edilmektedir” dedi.
Dr. Çağlar, "Prostat kanseri oldukça sinsi seyredebilmektedir. Hastalık hiçbir belirti vermeyeceği gibi, hastalar; İdrar veya menide kan görülmesi,İdrar sırasında ağrı veya yanma,Meni boşalması sırasında yanma ağrı,Peniste sertleşme zorluğu,İdrarın yapmada zorluk,İdrara sık çıkma, kasıklara doğru vuran ağrı,İdrar akış hızının azalması,İdrarını tam boşaltamama gibi şikayetlerle başvurabilirler.Bu belirtiler kanser dışı nedenlere (prostat büyümesi, enfeksiyon gibi) de bağlı olabilir” diye konuştu.
Daha sonraki işlemlerle ilgili Opr. Dr. Mustafa Çağlar şöyle devam etti: “Hastanın kan örneğinde laboratuvarda PSA bakılır. PSA prostat kanseri dışında bazı hastalıklarda da yükselebilir (prostatın iltihabı ya da iyi huylu büyümesi gibi). Kanseri düşündüren herhangi bir belirti olduğunda doktor bunun kansere mi yoksa başka bir nedene mi ait olduğunu analiz eder. Bunun için detaylı bir sorgulama ve aile öyküsü alınmasının ardından prostatın parmakla muayenesi, kanda PSA bakılması, idrar tahlili gibi tetkikler yapılır."
PSA testi
PSA testi hakkında bilgi veren Opr. Dr. Çağlar, "PSA erkeklerde prostat bezinden salınan ve spermin sıvılaşmasını sağlayan bir enzimdir. Esas olarak, prostatın kanallarını döşeyen ve içini oluşturan hücrelerden salgılanır. PSA büyük ölçüde prostata özgü bir enzimdir ancak çok düşük miktarlarda pankreas ve tükürük bezlerinden de salgılanır. PSA'nın spermdeki konsantrasyonu kandaki seviyesinin milyon katı kadardır. Kanda yükselmesi prostat kanseri açısından önemlidir, ancak PSA yükselmesi sadece prostat kanserine özgü değildir. Prostatın iyi huylu büyümelerinde, prostat iltihaplarında da PSA yükselebilmektedir.”
Prostat kanseri risk faktörleri
Opr. Dr. Mustafa Çağlar açıklamasını şöyle tamamladı: "En önemli risk faktörleri yaş ve aile hikayesidir. Aile öyküsü çok önemlidir. Normal kontroller sırasında prostat kanseri araştırılması 50 yaş sonrası tavsiye edilirken, ailede prostat kanseri mevcudiyeti varsa bu araştırmalar 40 yaş sonrasında başlatılmaktadır. Babasında veya erkek kardeşinde prostat kanseri olanlarda risk oldukça yüksektir ve bu risk yüzde 50’lere kadar çıkmaktadır.”


Kaynak: İHA