Başbakan Binali Yıldırım, BBC'nin HARDtalk programından Zeinab Badawi'ye konuştu. Başbakan Yıldırım, Suriye'de IŞİD'e karşı PYD'yi destekleyen uluslararası güçleri de şu sözlerle eleştirdi: “Bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle yok etmek için kullanırsanız, sonra o terör örgütü de başınıza bela olur. Şimdi PYD'yi, bazı dostlarımız DEAŞ'ı yok etmek için kullanıyorlar. Daha sonra da PYD'yi yok etmek için başka bir örgütü kullanmak zorunda kalacaklar”.
Zeinab Badawi'nin, Türkiye'nin geçtiğimiz yıllarda Suriye'de Esad yönetimine karşı savaşan grupları desteklemesiyle IŞİD'in bölgeye yerleşmesine neden olduğu ve bunun şimdi Türkiye için bir tehdit yarattığına dair eleştirilerle ilgili sorusuna ise Başbakan şu yanıtı verdi: “Esed'in öldürdüğü, ülkelerinden kaçmak zorunda kalan insanların bağımsızlık mücadelesi vermek için oluşturduğu gruba Türkiye destek veriyor. Onun dışındaki gruplara, ne DEAŞ'e, ne PYD'ye ne de Esed'in güçlerine Türkiye asla destek vermez”
IŞİD'le bağlantılı hücrelerin Türkiye'de faaliyet gösterdiğinin belgelendiğini söyleyen Badawi, Başbakan'a bunu kesin olarak durdurup durdurmadıklarını sordu. Yıldırım bu soruya özetle şu yanıtı verdi: “Kesinlikle biz DEAŞ örgütüne veya herhangi başka bir terör örgütüne hiçbir sempati göstermedik, geçmişte de göstermedik, gelecekte de asla göstermeyiz. Terörün ne kadar can yakıcı bir şey olduğunu dünyada bizden daha iyi bilen bir ülke yok”
“ESED'in da DEAŞ'ın de gitmesi lazım”
Başbakan Binali Yıldırım, İsrail ve Rusya'yla ilişkileri düzelttiklerini, sırada başka ülkelerin olduğunu; dostları artırmaya devam edip, düşmanlıkları azaltacaklarını söyledi. Yıldırım, Türkiye'nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a yaklaşımının değişip değişmeyeceğine ilişkiyi soruya ise “Bir kere Suriye'de bir şeylerin değişmesinin zamanı çoktan geldi geçti” diye cevap verdi ve ekledi: “500 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Masum, hiçbir günahı olmayan insanlar öldü gitti. 9 milyondan fazla insan yurtlarını terk etti, 3 milyonu Türkiye'de bizim misafirimiz. Biz onlara kollarımızı açtık, evimize kabul ettik. Muhakkak Suriye'de bir şey değişmeli ama her şeyden önce Esed değişmeli. Esed değişmeden Türkiye'de bir şey değişmez. Bu işlerin bu hale gelmesinin ana sebebi Esed'dir. Bir yandan Esed var bir yanda DEAŞ var. Yani 'Esed'i mi tercih edelim, DEAŞ'ı mi?' diye soruyorsanız, ikisini de tercih edemeyiz. İkisinin de gitmesi lazım.” Yıldırım açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Diyelim ki DEAŞ'ı defettik, DEAŞ gitti. Esed orada olduğu müddetçe sorun çözülmeyecek. Başka bir terör grubu ön plana çıkacak. Dolayısıyla DEAŞ'ı yaratan Esed rejiminin tutumudur, Suriye'de ortaya koyduğu yönetim şeklidir, kendi vatandaşlarını bile bile ölüme göndermesidir.”
“Şartlar oluştuğunda Suriyelilere vatandaşlık da vereceğiz”
Başbakan Binali Yıldırım röportajda Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusuna da değindi. Türkiye'de 3 milyon mülteci olduğunu hatırlatan Yıldırım, bu kişilere önce barınma sağlandığını, sonra geçici çalışma izni verildiğini, onlara sağlık ve eğitim hizmeti de verildiğini söyledi ve ekledi: “Bir adım sonra, şartlar oluştuğunda vatandaşlık da vereceğiz. Ama bu, bugünden yarına olmaz ve tabii bunun belirli standartları var. Tabii ki eğer teröre bulaşmışsa, kanunsuz işleri varsa, bunlara asla vatandaşlık söz konusu değil. Şu anda vatandaşımız değiller ama vatandaşımız gibi muamele görüyorlar. Her türlü haktan yararlanıyorlar. Sadece nüfus kağıtları yok”
“Kürtlerin terör örgütü gibi bir sorunu var”
Yıldırım, Türkiye'nin güneydoğusundaki operasyonlarla ilgili bir soruya yanıtında ise PKK'ya atfen, “Terör örgütünün Kürtler gibi bir sorunu yok, Kürtlerin terör örgütü gibi bir sorunu var” dedi. Kendilerinin bu sorunu ortadan kaldırmaya çalıştığını vurgulayan Yıldırım, “PKK terör örgütü Kürtleri de düşünmüyor, Türkleri de düşünmüyor. Onlar önüne kim gelirse öldürüyorlar. Dolayısıyla bizim görevimiz, bu eli kanlı terör örgütünü aramızdan çıkarmak” diye konuştu.
“Başbakanın olması şart değil”
Başbakan Binali Yıldırım, başkanlık sistemi tartışmaları ile ilgili olarak ise “yönetimde istikrar, temsilde adalet” ilkelerinin Türkiye'nin hayrına olduğunu söyledi. “Başkanlık sistemi olunca koalisyonlar olmayacak, sürekli güçlü bir yönetim olacak ve Türkiye zaman kaybetmeden refah için, kalkınma için daha fazla çalışacak” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Meclis daha güçlü olacak. Milletvekilleri Meclis'te icabında bütçeyi onaylayacaklar, başkanı denetleyecekler. Yani Başbakanın olması şart değil”.
Asıl yanlışın başkanlık sistemi tartışmasını kişilere indirgemek olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Tayyip Erdoğan da gelip geçici, Binali Yıldırım da gelip geçici. Bizim gelecek nesilleri düşünerek reform yapmamız lazım” dedi.
Yıldırım, Badawi'nin, başkanlık sisteminin Türkiye'de otoriter bir yönetime neden olacağından kaygı duyup duymadığına dair sorusunu cevaplarken ise farklı ülkeleri örnek gösterdi: “Olur mu öyle şey? Amerika'da diktatörlük mü var? Fransa'da diktatörlük mü var? Buralarda başkanlık sistemi var. Pekala başkanlık sisteminde demokrasi daha ileri gidebilir”
“Allah Boris Johnson'ı ıslah etsin”
Badawi mülakatta Başbakan Yıldırıma'a, İngiltere'de AB referandumu sırasında birlikten çıkma yanlılarının kampanyalarında Türkiye'yi kullandığını hatırlattı, bunu en fazla yapanlardan eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson hakkında ne düşündüğünü sordu. Yıldırım'ın yanıtı şöyle oldu: “Ona ne diyeyim, Allah ıslah etsin. İnşallah bundan sonra daha böyle bir yanlış içerisinde olmaz. Türklerin gönlünü kazanmanın gayreti içerisinde olur”
Kaynak: İHA