Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Astana sürecinde, Ruslar ile iş birliği içerisinde olmamız, ABD ile Rakka meselesini konuşuyor olmamıza mani olmaz. Biz kiminle nerede Suriye barışını sağlamak için, halkların kendi şehirlerine dönmelerinin imkanını sağlamak için iş birliği yapabilirsek bunları konuşuruz” dedi.
Mesud Barzani’nin Türkiye’ye gelmeden önce yapmış olduğu açıklamaları değerlendiren Kurtulmuş, “Türkiye temalarında bu konular gündeme gelmedi. Türkiye temaslarının özü, Sayın Barzani ve Bölgesel Kürt Yönetimi ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yapmış olduğu işbirliğinin gözden geçirilmesi, bölgede barışın sağlanması ve özellikle terör örgütlerine karşı ortak mücadelede hangi konular ele alınacak bunlar gündeme gelmiştir” diye konuştu.
"Hem Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin bayrağı hem Irak bayrağı hem de Türk bayrağı asılmıştır"
Havaalanında Mesud Barzani’nin Bölgesel Kürt Yönetimi bayrağının göndere çekilmesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, “İlk kez çekilmiyor. Sayın Barzani, Türkiye’ye her geldiğinde bu uygulama yapılmıştır. Hem Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin bayrağı hem Irak bayrağı hem de Türk bayrağı asılmıştır. Dolayısıyla önceki uygulamalarda da böyle olmuştur. Daha önceki ziyaretlerde de aynı uygulama olmuştur. Bu uygulama diplomatik teamüllere uygundur. Bunda herhangi bir şekilde yadırganacak bir durum yoktur” ifadelerini kullandı.
Rakka operasyonuna ilişkin ABD ile yapılan görüşmeleri de değerlendiren Kurtulmuş, konuya ilişkin olarak şu açıklamada bulundu:
“Resmi olarak hükümet tarafından açıklanmayan bir takım görüşlerin gerçekmiş gibi gündeme getirilmesi doğru değildir. Çok sayıda duyumlar oluyor ama bunlar resmi bilgiler olarak paylaşılmadığı sürece bunlara itibar etmemek lazım. Rakka operasyonu konusunda görüşmeler devam ediyor. Henüz gelinmiş bir ortak nokta yoktur. Bizim gerek Rakka operasyonu, gerek Cerablus operasyonu gerekse de El Bab operasyonu ile ilgili söylediğimiz ana çerçeve şudur: Türkiye’nin herhangi bir şekilde ne Irak’ın ne de Suriye’nin topraklarında gözü yoktur. Biz bu operasyonların hiç birisini toprak kazanalım diye yapmıyoruz. Bu operasyonlar Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiren operasyonlardır. Buradaki temel meselemiz, kiminle nerede hangi sorunu çözebilirsek çözmeye gayret etmemiz. Suriye ve Irak’ta biran evvel barışın sağlanmasıdır. Rakka’da, Musul’da, Cerablus’ta ve diğer kentlerde süratli bir şekilde bölgelerin barışa kavuşması ve barış olduktan sonrada o bölgelerin yerli halklarının o şehirlerde oturmaya devam etmeleridir. Bunun temin edilmesi için herhangi bir şehirden bir terör örgütünü çıkartırken oraya başka bir terör örgütün getirmek bölge barışına hizmet etmez. Türkiye olarak bunu Hem ABD hem Rusya hem de ilgili bütün ülkelerle uluslararası koalisyonun mensuplarıyla paylaşıyoruz. Bu çerçevede yapılacak operasyonlara destek verilmesi konusunda da Türkiye’nin tutumu açıktır. Görüşmelerimiz devam ediyor. Rakka’da, ABD ve uluslararası koalisyonla ortak bir operasyon ihtimali eğer görüşmelerden sonra ortaya çıkarsa bunu yapmak, örneğin Suriye’nin batısında Ruslar ile özellikle Halep’teki barış üzerinden gerçekleştirdiğimiz ve sonu Astana’ya ulaşan o görüşmeler sürecine zarar vermez. Astana sürecinde, Ruslar ile iş birliği içerisinde olmamız, ABD ile Rakka meselesini konuşuyor olmamıza mani olmaz. Biz kiminle nerede Suriye barışını sağlamak için, halkların kendi şehirlerine dönmelerinin imkanını sağlamak için iş birliği yapabilirsek bunları konuşuruz.”
Bir gazetecinin, “YPG’ye, ABD’nin yapmış olduğu silah yardımları yeniden gündemde. Yeni sevkiyatın yapıldığına yönelik görüntüler var. Bu sevkiyat, Türkiye-ABD ilişkilerini nasıl etkiler” sorusuna Kurtulmuş, şu cevabı verdi:
“Biz başından itibaren uyarılarımızı yapıyoruz. ABD’nin, YPG’ye, PYD’ye ve bölgedeki diğer unsurlara herhangi bir şekilde silah desteğinde bulunması sorunu çözecek bir mesele değildir. DEAŞ çok sayıda verilen bu silahlardan aldı. Bizim görüşümüz açık. Buralarda makul, mutedil, meşru muhalefet örgütleri ile işbirliği yapılarak bu şehirlerin kurtarılması lazım. Rakka’nın tamamına yakını Arap nüfusludur. Arap nüfuslu olan bir şehri kurtarırken neredeyse tamamına yakını Arap olmayan unsurlar ile operasyonu yapmak bölge barışına hizmet etmez.”
Kaynak: İHA