Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Dergisi'nin Mart sayısında yazdığı yazıda son dönemde gündemde olan birçok konuya değindi. Özellikle olağanüstü genel kurulla ilgili olarak kesin ve net ifadeler kullanan Yıldırım, "Yönetim Kurulu'nun demokratik olmayan yöntemlerle olağanüstü bir genel kurula gitmeyi asla kabul etmeyeceğini şahsım ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım adına kesin bir dille açıklamayı bir gereklilik olarak görüyorum" açıklamasını yaptı. Aziz Yıldırım, yazdığı yazıda şu ifadeleri kullandı:
"Olağan Genel Kurulumuzda, camiamıza, Yargıtay kararı sonrası için verdiğimiz sözümüzün, maksat ve anlamından çıkartılmak suretiyle kulübün yönetim erkine yönelik bir zayıflatma aracına dönüştürülmüş olmasını ve bunun yaratmış olduğu vahim sonuçları dikkatle takip ediyorum.
Fenerbahçe yönetimini zayıflatmak isteyenlerin...
Geçtiğimiz hafta Silivri’de duruşma çıkışında ilk kez söylediğim bir hususu, bu vesile ile bir kez daha tekrar etmekte yarar görüyorum. Yargıtay kararının bu aşamadan sonra Fenerbahçe yönetim kurulu üzerinde Demokles’in kılıcı gibi durmasına artık müsaade etmeyeceğiz. Kararlarımızda ve tasarruflarımızda artık Yargıtay kararının neticesinin herhangi bir önemi kalmamıştır. Yargıtay kararı beklentisinin, bugüne kadar yönetim erki üzerinde yaşatmış olduğu olumsuz baskıya son vermek, bu karar beklentisine sırtını dayayarak Fenerbahçe yönetimini zayıflatmak isteyenlerin, bu düşüncelerini gerçekleştirmeye yönelik çabalarının önüne geçmek adına bu karara varılmıştır.
Çıkacak Yargıtay kararı sonrasına ilişkin olarak ise genel kurul üyelerimize vermiş olduğumuz sözümüzün gereği, Kulübümüzün menfaatlerine en uygun şekilde ve kulüp tüzüğündeki düzenlemeler çerçevesinde tarafımızca yerine getirilecektir.
'Yanlış yolda olduklarını bir kez daha hatırlatıyorum'
Bunun dışında Yönetim Kurulu’nun, demokratik olmayan yöntemlerle olağanüstü bir genel kurula gitmeyi asla kabul etmeyeceğini şahsım ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım adına kesin bir dille açıklamayı bir gereklilik olarak görüyorum. Yönetim Kurulu’na çeşitli şekillerde baskı yapmak suretiyle Kulübü olağanüstü genel kurula götüreceğini düşünenlere yanlış yolda olduklarını bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum. Bunun sadece Fenerbahçe’ye zarar vereceğini ve hortlatılmak istenen bu yöntemin geçmişte Fenerbahçe’ye nasıl ağır zararlar verdiğini kendilerine son bir kez daha hatırlatmak isterim. Bu yanlış yolu, kendilerine yol tutanların bilmesini isterim ki; geçmişte de bu yanlış yolu bir daha girilmemek üzere kapayan bendim, şimdi de bu yolu yeniden açmak isteyenlerin karşısında yine ben olurum.
Şahsen ben, bu yöntemler ile Fenerbahçe’yi yönetmeye talip olacak bir Fenerbahçeliyi tanımıyorum, bilmiyorum. Eğer ortada bu yöntem ile Fenerbahçe’yi yönetmeye talip olan, bu yöntem ile mevcut yönetim yıkıldığında ortaya çıkacak bir başkan adayı varsa bunu da bir Fenerbahçeli olarak ben de bilmek isterim.
Bu noktada tüm konsantrasyonumuz, içinde bulunduğumuz zor günlerden çıkış yollarını aramaya ve üretmeye yöneliktir. İçinde bulunduğumuz durum geçici ve dönemseldir. Asla kronik, kalıcı bir durum söz konusu değildir.
'Bu ekip önümüzdeki günlerde daha da genişleyecektir'
Fenerbahçe’ye 3 Temmuz 2011’de kumpas kuranlar, geçtiğimiz Şubat ayı içinde yargılanmaya, yaptıkları ileri sürülen hukuksuzlukların hesabını vermeye başladılar. Kimi yaptığı hukuka aykırılığı tüm çıplaklığı ile sorgusunda ifade etti, kimileri ise biraz daha zaman kazanmak için savunmasını erteledi. Bu hukuki süreçler hem ulusal ölçekte hem de uluslararası ölçekte uzun bir müddet daha sürecek gibi gözüküyor. Bu süreçlere Fenerbahçe Spor Kulübü’nün ve bu mücadelenin gönüllü neferleri olan Fenerbahçelilerin ilgi ve alakalarının hiçbir zaman azalmayacağına inancım tamdır. Kulübün ve camianın enerjisini emen, uzun bir zamanı alacağı düşünülen bu hukuki süreçlerin takibi hususunda gönüllülerden ve profesyonellerden oluşan güçlü bir ekip oluşturulmuştur. Bu ekip önümüzdeki günlerde aralarına katılacak yeni isimlerle daha da genişleyecektir. Oluşturulan bu ekip tarafından takip edilen bu hukuki süreçler artık emin ellerdedir. Sürece ilişkin önemli açıklamalar öncelikle Kulübümüze ait iletişim mecraları üzerinden sizlerle paylaşılacaktır.
8 Mart tarihinde Dünya Kadınlar Günü ya da bir diğer adı ile Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlanacaktır. Ülkemizde ilk kez 1921 yılında kutlanmaya başlanan Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. Ulu önderimiz Atatürk tarafından kurulan modern Türkiye Cumhuriyetinde kadınlarımızın, bizlere göre anamız, eşimiz, bacımız olmalarının yanı sıra hayatın her alanında biz erkeklerden daha etkin ve yetkin bireylerdir. Bu düşünce ile kadına yönelik her türlü şiddeti ve eşitsizlik yaratan uygulamaları kınıyor, bunlara karşı olan mücadelelerinde tüm kadınlarımızı şahsen ve Fenerbahçe Spor Kulübü tüzel kişiliği olarak desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.
'Ne kadar teşekkür etsek azdır'
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi de bu ayın önemli günlerindendir. Düşmana bağrını siper eden ecdadımız Çanakkale’de Dünya Harp tarihine altın harflerle geçen bir kahramanlık destanı yazmış, devrin en modern donanmalarını Çanakkale’de yenip, büyük bir kısmını Çanakkale’nin derin sularına gömmüştür. Bu gün de sınırlarımız içinde ve sınırlarımız ötesinde milletinin güvenliği devletinin bekası için canlarını hiçe sayan ve düşmanla amansız mücadele eden güvenlik güçlerimiz ve askerimiz tarihe altın harflerle yazılacak amansız bir savaş vermektedir. Onlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu uğurda şehit olanlara Allah’tan rahmet; gazi olanlara şifa diliyor; kahraman askerlerimizin ve emniyet mensuplarımızı saygı ve şükranla anıyoruz."
Kaynak: İHA