Özel bir şirkette yedek parça sorumlusu olarak çalışan Mustafa Bilek, yüzyıllarca kullanım ömrüne sahip, bir nükleer santralin 5 katı ve daha fazlası enerji üretebilen bir enerji santrali icat etti. Bilen, ‘Sürekli Enerji Santrali’ ismini verdiği bu buluşun, hiçbir yakıta ihtiyaç duymadığını ve sadece yer çekimi gücüyle sürekli ve sabit bir enerji ürettiğini söyledi. Bir akşam kitap okurken böyle bir fikrin aklına geldiğini ve 12 yıllık bir uğraşın sonunda bunu başardığını aktaran Bilen, ‘Sürekli Enerji Santrali’ sayesinde hem Türkiye ‘de hemde dünyanın hemen her yerinde elektrik enerjisinin artık ücretsiz olacağını aktardı.
Gücünü sadece yer çekiminden alıyor
Sistemin nasıl çalıştığına dair açıklamalarda bulunan Bilen, ‘Sürekli Enerji Santrali’ sisteminin gücünü tamamen yer çekiminden aldığını söyledi. Bilen, “Yer çekimi kuvvetini sonsuz elektrik enerjisine çeviriyoruz. Yer çekimiyle sıvının çevirme gücünü kullanıyoruz ve sürekli bir devir daim oluşuyor. Çok yüksek miktarlardaki durgun sıvı jeneratörlerden geçerken yüksek miktarda enerji elde edip şehir şebekesine iletiliyor. Buraya iletilen sıvı üst haznede kendisine bağlı olan çevrim mekanizması vasıtasıyla kendi enerjisini kendisi üretirken, en üst hazneye göndereceği enerjiyi kendisi üretmiş oluyor. Kendi kendine elektrik üreten makine, çevreyi kirletmeyen, sessiz, sürekli ve sabit elektrik üreten, ısı yaymayan, yakıt ihtiyaçsız, tam bağımsız ve kapalı devre çalışır” diyerek bu sistemle birlikte şehirlere 24 saat kesintisiz enerji verilebileceğini söyledi.
Nükleer Santralin 5 katı daha fazla enerji üretebiliyor
Bu buluşun bir nükleer santralin 5 katı ve daha fazlası enerji üretebildiğini ifade eden Bilen, sistemin periyodik bakımlarının yapılmasıyla yüzyıllarca kullanım ömrüne sahip olacağını ve nükleer santraller gibi bir süre sonra işlevselliğini kaybetmeyeceğini dile getirdi. Bilen, “Katı, sıvı, gaz olmak üzere bilinen hiçbir yakıta, suyun hidrolize ile ayrıştırılıp elde edilen hidrojene ihtiyaç duymamaktadır. Rüzgar enerjisi ile çalışan santraller ve güneş enerjisi ile çalışan santraller deki gibi rüzgara ve güneşe de ihtiyacı bulunmuyor. Nükleer santrallerdeki gibi radyoaktif maddelere ve dolayısı ile yüksek teknolojiye ihtiyaç bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra mıknatısların itme - çekme gücünden faydalanan bir çalışma olmadığından yoğun bir manyetik alan oluşturması ve çevreye olumsuz etkileri söz konusu olmayacaktır” dedi.
Çevreye hiçbir zararı yok
‘Sürekli Enerji Santralinin’ nükleer santraller gibi çevreye zarar vermediğini ve çevre dostu olduğunun altını çizen Bilen, “Hem ülkemizde hem de tüm dünya ülkelerinde küresel ısınmaya yol açan enerji üretim yöntemlerinden uzaklaşarak gelecekteki tek üretim yöntemi olarak uygulanacak ve küresel ısınmanın etkileri ortadan kalkarak mevsimler normal düzeylerde yaşanacak. Böylece tüm dünyada kirlenen toprak, su ve havadan kaynaklanan olumsuzluklar ile ısınmanın sebep olduğu etkiler son bularak tüm canlı varlıkların yaşam döngüsüne kavuşacak. Herhangi bir atık oluşturmadığından toprağı suyu ve havayı kirletemez. Böylece temiz bir enerji kaynağı ihtiyacını tam olarak karşılayacaktır. Ayrıca en büyük getirisi fosil yakıtlı termik santraller ve nükleer santraller gibi çevreye ısı yayarak küresel ısınmaya yol açmaz.” diyerek sistemin ne kadar çevreci olduğunu anlattı.
Kaynak: İHA