CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un "Referandumda ’evet’ çıkarsa hepinizi denize dökeriz" sözlerine tepki göstererek, “Milli iradenin üzerinde hiçbir güç yoktur. Öyle asarım, keserim, denize dökerim bunlarla olmaz. Her arkadaşımın, her siyasetçinin diline hakim olması lazım” dedi.
Toplantıda yaptığı konuşmada Kılıçdaroğlu, Şırnak’taki operasyonda 3 askerin şehit olduğunu 5 askerin ise yaralandığını belirterek, “Terörden bıktık. Terör olmasın diye bizden ne isterlerse her türlü desteği veririz. Çünkü terör ortak sorunumuz. Terörün sağı solu olmaz. Kim hangi gerekçeyle yapıyorsa yapsın teröre karşı hepimizin milli bir duruş sergilemesi lazım. Bıktık artık bundan. Ne isteniyorsa bizden, hepsini yapmaya hazırız. Yeter ki bu terör belasından bu ülkeyi kurtarmış olalım. Kurtaracağız inşallah. El birliğiyle, gönül birliğiyle kurtaracağız” diye konuştu.
“ÖYLE ASARIM, KESERİM, DENİZE DÖKERİM BUNLARLA OLMAZ”
Kılıçdaroğlu, partisinin Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un "Referandumda ’evet’ çıkarsa hepinizi denize dökeriz" sözlerine tepki göstererek şöyle konuştu:
“Bu memleketin en çok huzura ihtiyacı var. Kullanacağımız dil çok ama çok önemlidir. Her seferinde bu referandum sürecinde de olan olaylarda da hep şunu söyledim, diline hakim olamayan, memleketi iyi yönetemez. Önce dilimize hakim olacağız. Milli iradenin üzerinde hiçbir güç yoktur. Öyle asarım, keserim, denize dökerim bunlarla olmaz. ‘Hayır oyu kullananlar teröristtir’ diye suçlama yapıldı çıktım şunu söyledim ben, ‘evet oyu kullananın da hayır oyu kullanan da başımın üstünde yeri vardır.’ Referandum yaşıyoruz, vatandaşımız sandığa gidecek, aklında ölçecek biçecek vicdanın sesini dinleyecek ya evet diyecek ya hayır diyecek. Hiçbir zaman kimseyi suçlamadım. Hiçbir arkadaşımın suçlamasına izin vermem ve doğru da bulmam. Bir referandum yapıyoruz kavga yapmıyoruz. Bir anayasa değişikliği geliyor anayasa değişikliğini anlatacağız. Konuşacağız, tartışacağız, bir araya geleceğiz, nedir ne getiriyor, ne götürüyor oturacağız sonra kararımızı vereceğiz 16 Nisan’da. Her arkadaşımın, her siyasetçinin diline hakim olması lazım. Sadece içeride değil, dışarısı içinde öyle olması lazım. 3 tane alkış geldi diye diline hakim olamamak doğru değildir. O zaman o siyasetçi çabuk gaza gelir ve memleketi felakete götürür. Sağduyulu olmak, artıyı eksiyi bir arada görmek, tartmak hepimizin görevi. O nedenle konuşmayı tasvip etmediğimi dün televizyonların genel yayın yönetmenlerinin önünde de söyledim. Doğru bulmuyoruz. Bu memleketin huzura ihtiyacı var. Birlikte yaşama irademizi ortaya koymaya ihtiyacımız var. Biz dostu çok olan bir ülke değiliz. Kim bizim dostumuzdur diye dönüp geriye baktığımızda tarihsel sürece bakacağız. Milli kurtuluş savaşında bize kim yardım ettiyse gerçek dostlarımız onlardır. Onun dışında ülkelerin çıkarları vardır."
“OLAY BİR PARTİ MESELESİ DEĞİL”
CHP’nin genel başkanı olarak değil, vatanını, bayrağını, ülkesini seven, bir arada yaşama iradesini savunan bir vatandaş olarak konuştuğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Diyeceksiniz ki, ‘neden partinin genel başkanı olarak konuşmuyorsun?’ Olay bir parti meselesi değil. Olay bir seçim meselesi de değil, bir kişi meselesi de değil. Bir anayasa yapılıyor. Bu anayasa değişikliği geçerse sonu belirsiz bir süre yürürlükte kalacak. Bir dahaki değişikliğe kadar. Bir zaman dilimi var mı? Hayır. Bir kişi, bir parti dilimi var mı? Hayır. O zaman biz anayasa değişikliğini hangi partiden olursak olalım, hangi kimlikten olursak olalım, hangi yaşam tarzından olursak olalım, hangi bölgede yaşıyorsak yaşayalım, ister mühendis, ister esnaf olalım, ister sendikacı, ister memur olalım hepimizi ilgilendiren bir düzenleme” değerlendirmesinde bulundu.
“CUMHURBAŞKANLIĞI BİZİM ORTAK PAYDAMIZDIR”
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ne var bu anayasa değişikliğinde çok zor şeyler yok. Topu topu 18 madde. Kendimize soru soracağız aklımızla ölçeceğiz. Mesela şu soru, cumhurbaşkanı taraflı mı olsun tarafsız mı olsun? Cumhurbaşkanı tarafsız olsun, 80 milyonu temsil etsin, bütün vatandaşları kucaklasın diyorsanız gideceksiniz bu anayasa değişikliğine hayır oyu kullanacaksınız. Bunun bir partiyle, kişiyle, dönemle ilgisi var mı? Yok. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana cumhurbaşkanları tarafsız olmuş. Cumhurbaşkanının hayır çıkarsa makamı tartışılır. Niye tartışılsın? Cumhurbaşkanını kim seçti biz seçtik, millet seçti. Milletin seçtiği bir seçim tartışma konusu olur mu? Hayır olmaz. Milletin tercihine herkes saygı duymak zorundadır. Neden Cumhurbaşkanlığı tarafsız olmalıdır? Çünkü Cumhurbaşkanlığı bizim ortak paydamızdır. Neden 80 milyonu temsil eder. Türkiye Cumhuriyetini temsil eder.”
Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanına arzu ettiği zaman hiçbir gerekçe göstermeden Meclisi feshedip seçime götürme yetkisinin verildiğini savunan Kılıçdaroğlu, “Bu doğru mu yanlış mı? Mevcut anayasada da var bu ama şöyle der; ‘Seçimlerden sonra 45 gün içinde hükümet kurulamazsa Cumhurbaşkanı memleket hükümetsiz kalmasın diye meclisi feshedip erken seçime götürebilir.’ Yeni düzenlemede hiçbir gerekçe göstermeye gerek yok. Hiçbir gerekçe olmadan arzu ettiği zaman diliminde seçime götürebilir. TBMM milletin iradesiyle seçilip parlamentoya giden insanlardan oluşuyor. Yani temsili esas var. Milli iradeyi fesih yetkisini bir kişiye verelim mi vermeyelim mi sorun budur” açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA