İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ı konuk etti. TGRT Haber ekranlarında Yaşar’ın sorularını yanıtlayan Bakan Kılıç, 15 Haziran 2016 darbe kalkışması ile ilgili şunları söyledi:
“15 Temmuz gecesi başarısız olan darbe girişimi sırasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Samsun’daydık. Orada bir golf sahamızın açılışını yaptık. Bana da geldi bazı bilgiler. Bir şeyler olduğu yönünde bilgiler geldi. Dışişleri Bakanımızın bazı temasları oldu. Belli bir süre sonra bunun bir darbe girişimi olduğu konusunda kanaatimiz oluştu.”
Darbe kalkışmasını kimden öğrendiği hususunda ise Kılıç, “Akrabam değil ama aynı zamanda eski çalışma arkadaşım olan Hasan Doğan’dan öğrendim. Buna müteakip Sayın Cumhurbaşkanımızı aradım ama yoğun olduğu için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile görüştüm. Daha sonra resmin ortaya çıkması ile beraber karşı duruşumuzun ve hiçbir şekilde bunu kabul etmediğimizin, milletimizin buna mutlaka karşı geleceği neticesinde Samsun’da ki çalışmaları koordine ettik. Dışişleri Bakanımız sürekli yurtdışında ki mevkidaşları ile görüşerek bunun ne olduğunu anlattı. Bazen heyecanlı ve sesli görüşmeler de oldu. Dışişleri Bakanımızın konutuna helikopterlerin iniş girişiminde bulunduğunu öğrendik. Çok hızlı akan bir süreç yaşandı. Bizim o noktada hiçbir şekilde darbe giriminde bulunanlara boyun eğmeyeceğimizi, milletimizin boyun eğmeyeceğini söyledik” ifadelerini kullandı.
“Bunu bir cadı avına çevirmeyin diyorlar”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısından sonra milyonların meydanlara ve sokaklara çıktığını hatırlatan Kılıç, şunları söyledi:
“O gece Türkiye’de bu aziz milletin fertleri tankların önüne yattı. Bizim bunları unutmamamız ve anlatmamız gerekiyor. Bu yaralanan gazilerimizin ve şehitlerimizin hikayelerini görsel ve basılı olarak tarihe not düşmek ve dostlarımız ile paylaşmak üzere kayıt altına alıp hazırlayacağız. Türkiye dünyaya demokrasi ve hukuk dersi verdi. Bunu verenlerin içerisinde Türkiye’de ki genç kardeşlerimizin büyük payı vardır. Meydanlara çıkanlara baktığımız zaman çok genç kardeşimiz var. Bu yaşananlar içerisinde aslında bunun açıkça görüldüğünü ve Türkiye’nin medeniyeti ve tarihinden güç alan bu milletin gerektiği zaman ve ihtiyaç olduğu zaman bu aslına nasıl döndüğünün 15 Temmuz gecesi yaşandığını ve tüm dünyaya gösterildiğini düşünüyorum. Anayasal düzeni, demokrasiyi ve hukuku ayaklar altına almaya kalkan teröristlere karşın, TSK ve emniyet içerisinde yuvalanmış bu teröristler, üniformalara ihanet etmiştir. Bunlar devletine, milletine ihanet etmiştir. Kendi şerefine ihanet etmiştir. Bu kadar omurgasız, onursuz, haysiyetsiz... TSK üniformasını giyiyor üstüne ve yemin ediyor. Bu millete, devlete sadakat yemini ediyor ve daha sonra gidiyor kendi milletine silah çekiyor. Bu onursuzluktur. Yapılacak Yüksek Askeri Şura’da, askeriyenin içerisindeki unsurlarını bertaraf etme noktasındaki adımda atılıyordu. Tam onların öncesinde baktığınız zaman ortaya bu çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti devletini biz hep beraber kurduk. Bu millet bu devleti kurmak için çok büyük fedakarlık yaptı. Biz bu devleti, bu Cumhuriyeti bu teröristlere yedirecek değiliz. Bu terör örgütüne üye olan, sempati gösteren, destek veren kim varsa, devletin kuralları çerçevesinde şuan da incelenmektedir. Bunlar devleti yok etmeye çalışıyor. Bunlara karşı bizim herhangi bir şekilde müsamaha göstermemiz mümkün olamaz. Bunun içerisinde bulunanların istihbarı çalışmaları noktasında birçok şey ortaya çıkacaktır. Yargının, askeriyenin, emniyetin içerisinde, diğer kurumların içerisindeki yuvalanmış olan, kendilerini saklamaya çalışanlar ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Bunu bir cadı avına çevirmeyin diyorlar. Cadı avından neyi kastediyorsunuz? Milletine devletine silah çekenleri biz bulmayacak mıyız? OHAL yetkilerimizin neden olduğu açıktır. Bu yapıyla sonuna kadar mücadele etmek için. İnce, sabit, detaylı ve sabırlı bir çalışma yapılacaktır. Bu yapının içerisinde olanlar yoğun bir şekilde başkalarına bir takım bir şeyleri söylemeye çalışıyorlar. Onun için iyi inceleyeceğiz, iyi bakacağız ve bunları bertaraf edeceğiz.”
ABD’nin Fetullah Gülen Terör Örgütü’nün elebaşı Fetullah Gülen’i Türkiye’ye iade edip etmeyeceği ile ilgili Kılıç şu bilgileri verdi:
“ABD’nin son zamanlarda ki açıklamalarına bakarsanız Türkiye’de ki darbe girişimine karşı yapılan mücadelede ve çalışmada Türk makamlarına her türlü desteği vermeye hazır olduklarını açıkladılar. Birçok uluslararası camia içerisinde olan siyasiler, darbeye karşıyız ama fakat… Darbe girişimi, Anayasal, demokratik ve hukuk sistemine karşı kalkışmadır. İnsan haklarına karşı kalkışmadır. Devletimizin ve milletimizin bekası için milletimizden aldığımız bu yetkiyle devlet kendisine OHAL ilan etti. Millet zaten kendisine bir takım dayatmaları yapmaya çalışan, sıkıyönetime götürmeye çalışan teröristlere karşı gereğini yaptı.”
“Tehditvari açıklamalar ile iş yürümez”
Avrupa’nın tavrını da değerlendiren Bakan Kılıç, “AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in neler dediğini ben anlayamıyorum. Çıkıp da Türkiye’nin AB üyeliği ile ilgili süreci şöyle olur böyle olur. Türkiye Cumhuriyeti devletini tehdit etmeye kimsenin hakkı yoktur. Tehditvari açıklamalar ile iş yürümez. Önce kendi ödevlerini yapıp yapmadıklarına baksınlar” dedi.
“Uluslararası müsabakalarda normal takvimlerimiz işlemeye devam ediyor”
Batuhan Yaşar’ın, “Uluslararası müsabakaların ertelenmesine yönelik bazı adımlar atacak mısınız?" sorusu üzerine Kılıç şu cevabı verdi:
“Biz normal takvimlerimiz işlemeye devam ediyor. Bu darbe girişimi sırasında Trabzon’da devam eden uluslararası bir organizasyon vardı. Daha sonra geçen hafta Samsun’da yaptığımız işitme engelliler olimpiyatına yönelik olarak başlangıç töreni vardı ve 5 dalda dünya şampiyonası yapıldı. Pazar sabahı İstanbul’da 28. Kıtalar Arası Boğaziçi Yüzme Yarışmaları oldu. 2 bine yakın katılımcı oldu ve 800’ü yabancıydı. Kırkpınar güreşlerimiz yapıldı ve hiçbir sıkıntımız yok.”
Monaco maçı ile ilgili ekstra güvenlik önlemleri verildiğine ilişkin bazı basın yayın organlarında yer alan haberlere de değinen Kılıç, “Burada anladığım kadarıyla arkadaşlar tercüme de bir yanlış yaptılar. Normalde kulüpler kulüpler arasında yazışırlar. Monaco, Fenerbahçe’den aldığı garanti karşısında bir de resmi makamlardan bir şey alabilir miyiz diyor. Bizim verdiğimiz o. Biz Türkiye’de her şeyin normal olduğunu söylüyoruz. Biz normal her şeyin düzenli bir şekilde işlediğini, güvenliğin sağlandığını, hiçbir sıkıntı olmadığını, Türkiye’nin gayet güvenli bir ülke olduğunu, hatta Fransa Avrupa Şampiyonası’nın Fransa’da OHAL altında icra ettiğini de Fransız yetkililere hatırlattık” diye konuştu.
Kaynak: İHA