Memorial Diyarbakır Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Laleş Güzel, diyetin kişinin yaşına, kilosuna, boyuna, beslenme alışkanlıklarına, fiziksel ve metabolik durumuna uygun hazırlanan yeterli ve dengeli bir beslenme programı olduğunu ifade etti. Diyetin aç kalma durumuyla eş değer olmadığının benimsenmesi gerektiğini vurgulayan Güzel, “Aksine diyet açlık hissinin oluşmasına fırsat vermeme durumudur. Diyet yaptırırken amacımız kilo verdirmekten ziyade kişinin beslenme alışkanlıklarını değiştirmektir. Sağlıklı beslenme bir süreç olarak görülmemeli ve bunun için de diyet hayatımızda hep var olan geleneksel yiyecekleri de kapsamalı” dedi.
“Aç kalma diyetleri yapmayı aklınızdan çıkarın”
Aç kalma diyetlerinde vücutta yağ kaybı yerine kas kaybı oluştuğunu vurgulayan Güzel, “Yani, etrafınızdakilerin dikkatini göbeğinizdeki çökmeden ziyade yüzünüzdeki çökme ile çekersiniz. Çünkü açlık anında vücut bu durumu kıtlık olarak algılar, bu durumda da yağlar stoklanır. Aynı zamanda açlık diyetleri anemi, hipoglisemi, yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, kabızlık gibi problemlere de sebep olur. Unutmayın ki aç kalarak verdiğiniz kiloları diyetten sonra fazlasıyla geri alırsınız. Tek bir besinle zayıflama ihtimalini de aklınızdan çıkarın. Hiçbir besinin tek başına kilo verdirme gibi bir etkisi yoktur. Başkalarının diyetlerini de uygulamaya kalkışmayın. Çünkü beslenme ihtiyaçlarımız, parmak izimiz kadar bize özgüdür” diye konuştu.
“Diyete başlamadan önce dolabınızı boşaltın”
Diyete başlamadan birkaç gün önce abur cubur dolabının boşaltılmasını öneren Güzel, şunları kaydetti:
“Gözünüzün önünde olan şeyi yememek ilk etapta sizi zorlayabilir. Yemek yeme hızınızı düşürün. Beyin doyduğunu 15-20 dakikada ancak anladığından yemek yeme sürenizi uzatmaya çalışın, bunu da çok çiğnemeyle yapın. Glisemik indeksi yüksek, yani vücudumuzun kısa sürede şekere dönüştürebileceği şeylerden uzak durun. Buna beyaz ekmek, çay şekeri, hazır gıdalar, beyaz undan yapılan pastalar, börekler örnek verilebilir. Su içme alışkanlığı kazanın. Diyete başlamadan evvel bir suluk edinin. Unutmayın su içtikçe metabolizmamız hızlanır ve bütün hücrelerimizin içeceğimiz suya ihtiyacı var. Yiyeceklere olan bakış açınızı değiştirmeye çalışın ve unutmayın yediklerimizden zevk almamız sadece birkaç saniye sürer. Canımızın istediklerini değil vücudumuzun ihtiyacı olanları tercih etmemiz gerekiyor. Uyku ile ilgili düzensizliğiniz varsa bunu düzeltmeye çalışın. Günlük 6 saatten az 8 saatten fazla uykudan uzak durulmalı. Yemek pişirme yöntemlerinizi değiştirin. Kızartmalardan, kavurmalardan uzak durulmalı. Fırın, ızgara ya da haşlama gibi pişirme yöntemleri tercih edilmeli. Hedefiniz ya olmak istediğiniz kilo ya sığmak istediğiniz bir kıyafet ya artan karaciğer enzimlerinizi ya da kan şekeri değerinizi normale düşürmek olsun. Herkes arada motivasyon kaybı yaşayabilir. Bunu yaşadığınız anda tavsiyem bir öğünde canınız hangi gıdadan ne miktarda tüketmek isterse yiyin. Yaşadığınız rahatsızlıktan sonra diyetinize tekrardan sarılacaksınız. Diyet yaparken amacınız kilo vermek değil, sağlıklı ve kalıcı bir şekilde kilo vermek olsun.”
Kaynak: İHA