Başbakan Binali Yıldırım, 81 ilden gelen öğretmenlerle Çankaya Köşkü’nde iftar yemeğinde buluştu.
Ramazan ayının huzur, mutluluk içinde bereket dolu geçmesini dilediğini belirten Yıldırım, “Aşık Mahsuni Şerif şöyle diyor: ‘Adaletin A harfini sen yazdın, zorlukları sen öğrettin, hesabı keşfettin, atomu ezdin, sana tüm engeller kul öğretmen’. Bir sevgi ancak bu kadar güzel, içten anlatılır. Bu topraklarda yetişmiş kıymetli ozanımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Sizler ülkemizin aydınlık geleceğini inşa ediyorsunuz, geleceğimiz olan gençleri öğretiyor, eğitiyorsunuz. Bunun bir örneğini Fatih Sultan Mehmet’te de açık şekilde görebiliriz. İstanbul’un fethinin 564’üncü yılını kutladığımız bu günlerde Sultan Fatih ve onu yetiştiren hocası Akşemseddin’i de rahmetle anıyorum. Bugüne kadar bu güzel yurdumuzda bu topraklara eser kazandıran her bir isim sizler gibi kıymetli öğretmenlerimizin elinde şekillenmiş, sizlerin elinde yetişmiştir. Üstlendiğiniz bu görev sizlerin ve öğretmenlik mesleğinin değerini tarif edilemez bir noktaya taşımaktadır. Yetiştirdiğimiz nesiller, ülkemizin yarınları ve en kıymetli hazineleridir. Sizler bizim başımızın tacısınız” ifadelerini kullandı.
“Bugün aramızda olan siz değerli öğretmenlerimizin her biri bulundukları illere başarılı çalışmalara imza attınız” diyen Yıldırım, “En zor zamanlarda dahi mücadeleden vazgeçmediniz. Ardahan, Mardin, İzmir’de, memleketin dört bir yanında ülkemiz için akıl teri, alın teri dökmeye devam ediyorsunuz. Vatanına milletine hayırlı gelecekte ülkemizi en iyi şekilde temsil edecek öğrenciler yetiştiriyorsunuz. Bugün aramızda 15 Temmuz şehitlerimizin yakınları da var, öğretmenlerimiz de var. Yine aramızda 15 Temmuz gecesi gazi olan öğretmenlerimiz de var. Bu vesileyle bu vatan için hayatını gözünü kırpmadan veren memleketimizin milletimizin birliği, bayrağımızın mukaddesatı için şehit düşmüş bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, onları bu mübarek gecede şükranla minnetle yad ediyorum. Aynı şekilde gazilerimize Allah’tan hayırlı güzel ömürler diliyorum” şeklinde konuştu.
İlkokul ve lise öğretmenleri de yemekteydi
Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sizlere bırakılan emanete, demokrasiye sahip çıkan demokrasi şehidi öğretmenlerimiz için siz de ülkenin dört bir yanında geleceğimiz olan gençleri yetiştirmek için bir bir zorlukla mücadele ederek çalışıyorsunuz, gayret ediyorsunuz, çeşitli fedakarlıklar gösteriyorsunuz. Öğretmenlik mesleği hakikaten kutsal bir meslek. Eşim öğretmen, dolayısıyla ben öğretmenliğin ne demek olduğunu az çok biliyorum. Bugün aramızda benim ilkokul öğretmenim de var, Galip Kumbarlı hocam hoş geldiniz. Aynı zamanda lise fizik öğretmenim Mehmet Özdil hocamız siz de, lise kimya hocamız Yılmaz Er hocamız siz de hoş geldiniz. Ne güzel bir duygu, öğretmen öğrencisiyle beraber. Bizi bugünlere hazırlayan öğretmenlerimiz için ne yapsak azdır.”
Eğitim ve öğretimde fiziki ihtiyaçları her yönüyle karşılamak için yeni okulların yapıldığını anlatan Yıldırım, “300 bine yakın derslik yaptık. Öğretmen sayımızı iki katından fazla artırdık, bunlar iyi gelişmeler ama bununla yetinemeyiz. Eğitimin muhtevası ve içeriğini geliştirmek için daha çok gayret göstermemiz lazım. 15 Temmuz bize şunu gösterdi, eğer bazı değerlerimizi kaybedersek bir anlamda akıllarımızı kiraya verirsek bu ülke ne kadar büyük bir felaketle karşılaşabileceğini acı tecrübelerle yaşayarak gördü. O öğrenciler, onların aileleri çocuklarını o dershanelere daha iyi yetişsin, daha güzel bir gelecek sahibi olsun diye gönderdiler ama ne yazık ki onların bu heyecanını bu güzel düşüncelerini bir takım emperyalist hedefler uğruna istiskal eden bir yapıyı onlamakta maalesef geç kaldık. Ülkemiz için ne kadar büyük bir tehdit olarak geri döndüğünü hep beraber gördük. Ortak değerlerimizi ortadan kaldırdılar, bütün değerlerimizi alt üst ettiler, kirli emelleri için hiçbir ilkeleri olmadığını bu toplum gördü. 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ bölücü terör örgütü emeline ulaşamadı, neden? Çünkü asil millet Türk milleti tehlikeyi gördü, Cumhurbaşkanımızın çağrısına kulak verdi, insanlarımız akın akın meydanlara indi ve bu alçak girişimi başarısız hale getirdi ama bu girişimin ülkemizde, toplumumuzda meydana getirdiği tahribat ve travma yıllar boyu devam edecek, şimdi artık bu alçaklar cezalarını çekecekler ama toplum içerisine ektikleri ayrılık tohumları fitne tohumlarının ayıklanması yıllar alacak” şeklinde konuştu.
Yıldırım, öğretmenliği hiçbir zaman bir görev ya da bir iş olarak görmediklerini anlatarak, “Bizler öğretmenliği hiçbir zaman bir görev ya da bir iş olarak görmedik. 'Oku' emriyle başlayan bir medeniyetin mensupları olarak kalem ve kağıdın okumanın, eğitimin kıymetini bilerek ülkemizi idare ettik, yönettik. Bu nedenle de eğitime en büyük kaynağı ayırdık, 2002’de 10 milyar liraydı, bugün itibarıyla bu bütçeyi 12 kat artırdık, 122 milyarın üzerine çıkardık. Yaklaşık 1 milyon civarında öğretmeni, 25 milyona varan öğrencisiyle biz büyük bir aileyiz. 25 milyon öğrenci demek, dünyada Birleşmiş Milletlere kayıtlı 140 ülkeden daha büyük nüfusu gösteriyor. Bununla da yetinmedik, darda kalan ve hayatını kurtarmak için bize sığınan 509 bin Suriyeli yavrumuza da eğitim veriyoruz. Türkiye öylesine büyük bir ülke ki Suriyeli mültecileri 200 bin bebeği bu topraklarda gözünü açtı, eğer Türkiye olmasaydı onlar da bu felakette yok olup gidecekti. 15 yılda 270 binin üzerinde derslik yaptık, okullarımızı teknoloji sınıflarıyla, etkileşimli tahtalarda donattık. Bütün okullarımızı fiber internet altyapısıyla donatıyoruz” dedi.
“Okul öncesi eğitimi de zorunlu hale getireceğiz”
“Şimdi önümüzde yeni bir dönem var” diyen Yıldırım, “Bu yeni dönemde 2023 hedeflerimiz kapsamında okul öncesi eğitimi de zorunlu hale getireceğiz. Aslında şu anda okul öncesi eğitimde de yüzde 50’lere yaklaşan ciddi bir mesafe aldık. Müfredatı kapsamlı olarak Milli Eğitim Bakanlığımız çalıştı, müfredat yenilecek. Sizlerin görüşleri alındı ve bu görüşler doğrultusunda değişiklikler başladı. Nedir bu değişikliklerden birisi? El yazısı kaldırılıyor, gerçi benim hanım buna karşı çıkıyor da ona görüş sormadı herhalde Milli Eğitim Bakanı? Geçen gün bakanıma dedim ki bu konuyu iyi düşündünüz mü kapsamlı bir saha araştırması yaptık, gelen talep bu yöndeydi siz buna katılıyor musunuz? Çocuklar el yazısını yazmakta zorlanıyorlar çok da başarılı olamıyorlar o yüzden böyle bir karar aldık diye bana izah etmeye çalıştı. Biz önceki kuşağız, bizim dönemimizle bu dönemi karşılaştırmak doğru değil şimdi yavrularımızın geleceğe bakışıyla bizim gelecek ufkumuz aynı değil. 5. sınıflarda yabancı dil eğitimine gerçek anlamda ağırlık vereceğiz. Yabancı dil çok önemli, bunun ne kadar önemli olduğunu ben bizatihi yaşayarak öğrendim. Hayata atıldık, baktık ki bir şey bilmiyoruz. 40 yaşından sonra sağolsun hanımefendi de fedakarlık gösterdi, iki sene mastera gittik ve orada lisan öğrendik. Halbuki öğrencilik yıllarımda öğrenme her şeyi kapma yaşının olduğu dönemde bu işleri öğrenememiş olmak çok büyük bir kayıptır. Yarım asırdan beri Avrupalıyız diyoruz ama dil eğitimde istediğimiz seviyede değiliz. Benim MEB Bakanımdan ricam, dil eğitimini mutlaka öğrenciler lise seviyesindeki öğrenimlerini tamamlayıncaya kadar halletmesi lazım. Sadece kitaplardan teorik eğitimle bunu halledemeyiz. 5. sınıftan başlayarak birkaç sene arka arkaya, en az yabancı bir dil eğitimi almak durumundayız” diye konuştu.
Tam gün eğitim için hedeflerinin 2019 yılı olduğunu belirten Yıldırım, “Buradaki hedefimiz 2019, bunun için ihtiyacımız ilave 71 bin derslik, bazı okullarda zaten buna ihtiyaç bile yok. Önümüzdeki yıl geçeceğiz. Bilhassa göçün olduğu, Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu’da altyapı buna. Ege, Marmara ve Akdeniz bölgesindeki bazı yerlerde derslik açığı var, bunun önümüzdeki 3 yıl içinde tamamlayacağız” dedi.
“Yeni dönemde sizlerin de desteğiyle reform niteliğinde birçok uygulamayı hayata geçireceğiz” diyen Yıldırım, “Hayatta sadece 3 kişinin eli öpülür, eli öpülecek muhterem 3 kişi vardır, bunlardan birisi ana, birisi baba ve bir diğeri de öğretmen. Öğretmenlerimiz, her birimizin nezdinde annelerimiz, babalarımız kadar yüksek bir değere sahiptir. Eminim ki izleyen bütün vatandaşlarımız, ilkokul öğretmenin ismini ve onunla güzel anılarını hatırlıyordur. Hayatınıza yön veren öğretmeninizi asla unutamazsınız. Bir hatırımı paylaşmak istiyorum, ortaokul son sınıftayım, İstanbul’da okuyorum, ve hedefim öğretmen olmak. Açıkçası, İstanbul’da amcalarımın yanında kalıyorum, onlara yük olmamak bir an önce öğretmen olup hayata atılmak istiyorum, birkaç arkadaşımızla birlikte öğretmen okulu sınavlarına girmeye karar verdik. Sınav günü geldi çattı, benim sınav kağıdımı alamıyorum, müdür bey sınav kağıdımı almış. Sınava gideceğiz, kağıt yok. Kendisi coğrafya öğretmenimizdi, çok asık suratlı heybetli müdürümüzdü. Hasan Çelik isminde müdürümüzdü, girdim içeri müdür bey dedim ben sınav kağıdımı istiyorum. Sen öğretmen mi olacaksın, dedi? Sınav kağıdını aldı gözümün önünde yırttı, attı çöpe. Ben yıkıldım. Kovdu beni. Benim bütün hayallerimi yıktı, liseye gitme mecburiyetinde kaldım. Beni görmüyor musun ne işin var diye de azarladı beni” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti: “Sizlerin tabii şartlarınızı daha da iyileştirmek için ne gerekiyorsa yapacağız, gereken her türlü iyileştirmeyi yapacağız. Her gün eğitim ordumuza yeni neferler kazandırmanın gururunu yaşıyoruz.
Önümüzdeki ay içinde 20 bin öğretmenin atamasını yapmış olacağız, bundan sonra da ihtiyaç olduğunda yine öğretmen atamalarını yapmaya devam edeceğiz. Birlikte Türkiye olmanın gayreti içinde olacağız. Cemil Meriç ‘En çok sevilen öğretmen, en çok seven öğretmendir’ diyor. Sizlerin işinizi büyük bir fedakarlıkla yaptığınızı çok iyi biliyorum. Bizler adına okuttuğunuz yavrularınızın yanaklarından öpün, sınıflarınızda sevgiyi yeşertin, köylerinize bulunduğunuz ilçelere birliği, beraberliği, vatan sevgisini, millet sevgisini aşılamayı ihmal etmeyin. Hiçbiriniz yalnız değilsiniz, bizler her zaman sizin yanınızdayız. Yaklaşın yaz tatilinizi sağlık ve mutluluk içinde geçirmenizi diliyorum”
Kaynak: İHA