İzmir'in Selçuk ilçesinde bir hali mağazasında çalışan ve 9 yıldır kendisinden haber alınamayan 48 yaşındaki Ümmü Özkan ile ilgili yıllar sonra gelişme yaşanırken, Özkan'ı öldürdüğünü itiraf eden bir kişinin ifadesiyle kazı çalışması yapıldı. Zeytinlik alanını kazan ekipler, bazı kemikler bularak bu kemikleri incelemeye aldı.

Uzun yıllar önce eşinden ayrıldıktan sonra Afyonkarahisar'dan İzmir'in Selçuk ilçesindeki kızı Arife Yıldırım'ın yanına yerleşen Ümmü Özkan'dan (48), 17 Eylül 2008 Çarşamba günü akşam saatlerinde iş çıkışından sonra bir daha haber alınamamıştı. Çocukları ve ailesi 9 yıl boyunca Özkan'ın hiç bir izine rastlamadı. Ümmü Özkan hakkında çok sayıda kayıp haberi yapılırken, aile ölüsü bile olsa cesede ulaşmak istediklerini söylemişti.
Korkunç itiraf: "Öldürüp zeytinlik alana gömdüm"
Kayıp Ümmü Özkan hakkında önemli bir gelişme yaşandı. Polise giden ve daha önce iddialara göre Ümmü Özkan ile iş arakadaşı olan Abdül T. (56), kayıp kadını öldürdükten sonra zeytinlik alana gömdüğünü söyledi. Özkan ile aynı iş yerinde çalışan Abdül T., itiraf üzerine polislerin de eşliğinde bölgeye gitti. Selçuk Abuhat mevkii Kireççili yakınlarında bulunan zeytinlik alanda hemen bir kazı çalışması yapıldı. Yapılan kazıda, Ümmü Özkan'a ait olduğu öne sürülen kemikler ortaya çıktı. Olay yeri inceleme ekipleri tarafından çıkarılan kemikler, daha sonra incelemeye alındı. Cesedin Ümmü Özkan'a ait olup olmadığı ise yapılan incelemeler sonrasında belli olacak.
Kızı konuştu: "Dua edeceğim bir mezarı olacak artık"
Annesi kaybolduğu günden itibaren oldukça zor günler yaşadığını anlatan Arife Yıldırım, ailesinin yaşadığını anlattı. Yıldırım, "Depresyon ilaçlarıyla ayakta duruyordum. Her gün sabah akşam dua ediyordum. Ben hayattayken annemin ölü yada diri olarak bulunmasını istiyordum. Rabbim bana bugünleri gösterdi. Şimdi hem çok üzüntülüyüm hem de çok sevinçliyim; çünkü annem için dua edeceğim bir mezarı olacak artık" diye konuştu.
Annesini kaybolduğu günden bu yana her yerde aradıklarını; ancak bir sonuç alamadıklarını kaydeden Arife Yıldırım, "Ramazan ayıydı ve oruçluydu. 17 Eylül 2008 Çarşamba günü akşamı yemeğe gelmedi. Merak ettik ve her yeri aradık maalesef haber alamadık. O gün hiç uyumadık. Sabaha karşı Abdül T. telefonu açıldı ve konuştuk. Kendisi servis şoförü olduğu için annemi en son nereye bıraktığını sorduk. Bize bilgisi olmadığını söyledi. Daha sonra gerekli olan her yere müracaatlarımızı yaptık; ancak bu güne kadar bir sonuç alamamıştık. 9 yıl boyunca depresyon ilaçları kullandım. Çocuklarıma annelik bile yapamadığım zamanlar oldu. Allah'tan tek isteğim buydu. 'Rabbim ben ölmeden beni anneme kavuştur' diye sürekli dualar ediyordum. Bugün çok büyük üzüntü duyuyorum ama anneme kavuştuğuma da seviniyorum. Ya ömrümün sonuna kadar bu gerçek ortaya çıkmasaydı? Bu şahıs sürekli elini kolunu sallayarak gezseydi? Daha zor olacaktı bizim için. Şimdi beni en çok mutlu eden Annemin yeri belli olacak ve bunu yapan cezasını çekecek. Ben bu konuda devletimize ve Adaletimize güveniyorum" şeklinde konuştu.


Kaynak: İHA