İlkokul öğrencisi Mert Yağız Köksal'ın şırınga şeklindeki çikolatanın kapağının nefes borusuna kaçması sonucu ölmesine yönelik yürütülen soruşturmada, küçük çocuğa ilk müdahaleyi yapan doktorun ifadesi ortaya çıktı. Doktor Nazmi A., "Bilinci kapalı durumdaydı. Bana epilepsi nöbeti geçirdiği söylendi. Çocuğa burundan oksijen verdik. Dilinin geri kaçmaması için gerekli müdahaleyi yaparak daha rahat nefes almasını sağladık. Ambulansa teslim ettikten sonra çocuğun kapak yutmuş olabileceğini öğrendim.
Ankara'nın Keçiören ilçesindeki Şehit Ahmet Kabukçu İlkokulunda okuyan 7 yaşındaki Mert Yağız Köksal, 10 Aralık 2019'da okul kantininden aldığı şırınga şeklindeki oyuncak sıvı çikolatanın kapağının nefes borusuna kaçması nedeniyle fenalaştı. Hastaneye kaldırılan küçük çocuk, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Küçük çocuğun ölümüne yönelik soruşturma devam ederken, aralarında okul müdürü, kantinci ve doktorun da bulunduğu çok sayıda kişinin ifadesi alındı.
"Bana epilepsi nöbeti geçirdiği söylendi"
Doktor Nazmi A., ifadesinde Şefkat Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yaptığını belirterek, "10 Aralık 2019 günü saat 08.50 sıralarında sağlık ocağındayken bir tane erkek çocuğunun acil olarak getirildiğini öğrenince hemen acil odasına geçtim. Çocuk sedyeye yatar vaziyette, zor da olsa nefes alır şekildeydi. Bilinci kapalı durumdaydı. Bana epilepsi nöbeti geçirdiği söylendi. Çocuğa burundan oksijen verdik. Dilinin geri kaçmaması için gerekli müdahaleyi yaparak daha rahat nefes almasını sağladık. Bu sırada 112'yi arayarak ambulans talebinde bulunduk. Ambulans gelince hastayı ambulansa yine zor nefes alır şekilde ve bilinci kapalı vaziyette teslim ettik. Ambulansa teslim ettikten sonra çocuğun kapak yutmuş olabileceğini öğrendim. Kesinlikle ben müdahale ederken kapak yutma konusu söz konusu değildi" diye konuştu.
"Çikolata aparatını uzatarak 'bunun kapağını yutmuş' dedi"
Acil Tıp Teknisyeni Esma B., 112 Çağrı Merkezinden "epilepsi nöbeti geçiren şahıs" şeklinde anons geldiğini belirterek, "Aile Sağlık Merkezine gittiğimizde acil odasında sedye üzerinde bilinci kapalı şekilde Mert Yağız Köksal'ın yattığını gördüm. Sağlık ocağında görevli doktor çocuğa müdahale ediyordu. Çocuğu hastaneye yetiştirmek için ambulansa solunum aresti şeklinde teslim aldık. Çocuğu ambulansa aldığımızda çocuğun solunumu yok ve bilinci kapalıydı. Çocuğa entübasyon işlemi yapmaya başladık. Hastanın ilk müdahalesini tamamladıktan sonra Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürmek için harekete geçtik. Çocuğu hastaneye götürürken yolda çocuğun kalbi durdu. Ayrıca çocuğu ambulansa aldığımız esnada bir şahıs elinde bulunan kırmızı renkli şırınga şeklindeki çikolata aparatını uzatarak 'bunun kapağını yutmuş' dedi. Entübe ederken boğazını kontrol ettiğimizde herhangi bir yabancı cisim görmedik" dedi.
"Yasak olduğu yönünde ihtarda bulunulmadı"
Kantinin işletmecisi Neşe Y., söz konusu kantinin işletmecesi olduğunu Ömer K. ve Şule P.'nin de kendi işletmesinde çalıştığını söyledi. Olay günü saat 09.00 civarında okulda bir hengame olduğunu, bir çocuğun sağlık ocağına kaldırıldığını öğrendiğini belirten Neşe Y., "Kantinde bulunduğum süre zarfında çocuğu hiç görmedim. O öğrenciye hiç bir ürün satımı yapmadım. Üzerinde 'Bonart' ibaresi bulunan şırınga şeklinde olan çikolata 6 Aralık'a kadar kantinde satılmaktaydı. O tarihten sonra ürün bittiği için bulunmamaktaydı. Eğer çocuk bu ürün sebebiyle öldü ise kantinden olay tarihinde aldığını düşünmüyorum. Daha önce almış ya da başka bir yerden almış olabilir. Kesinlikle ben satmadım. Diğer arkadaşlarında olay günü sattığını düşünmüyorum. Yaklaşık 1 ay önceki haftalık tatil öncesi denetmenler kantini denetlemiştir. Bu üründe o zaman mevcuttu. Bana bu ürün ya da başka bir ürünler ile ilgili yasak olduğu yönünde ihtarda bulunulmadı" şeklinde konuştu.
"Kantinden olay tarihinde aldığını düşünmüyorum"
Okulun kantininde işçi olarak çalışan Ömer K., ifadesinde şunları söyledi:
"Okulun kantininde işçi olarak çalışmaktayım. İş yeri sorumlusu Neşe Y.'dir. Benim dışımda bir de Şule P., işçi olarak çalışmaktadır. Mert Yağız Köksal isimli çocuğu tanımıyorum. 10 Aralık 2019 günü saat 09.30 sıralarında kantindeyken okulumuzda bulunan bir çocuğun öldüğünü duydum. Ölme sebebi olarak boğazına bir şey kaçtığını duydum. Olay günü ben kantinde bulunduğum süre zarfında çocuğu hiç görmedim. Hiç bir ürün satışı yapmadım. Bahse konu tarihte yukarıda belirttiğim kişiler de kantindeydi. Şırınga şeklinde olan çikolata, 6 Aralık 2019 tarihine kadar kantinde satılmaktaydı. O tarihten sonra ürün bittiği için bulunmamaktaydı. Eğer çocuk bu ürün sebebiyle öldüyse kantinden olay tarihinde aldığını düşünmüyorum. Daha önce almış ya da başka bir yerden almış olabilir. Kesinlikle ben satmadım. Diğer arkadaşlarında olay günü sattığını düşünmüyorum."
"Kantinde satıldığını bugün öğrendim"
Okul Müdürü Abdülkadir P., okulun giriş katında bulunan idari bölümün önüne inerken Mert Yağız Köksal'ın yerde yattığını gördüğünü, temizlik görevlisi Sıddık K.'nin de çocuğu kaldırmaya çalıştığını söyledi. Sıddık K.'nin "Müdürüm" diye bağırması üzerine hızla yanına gittiğini anlatan Abdülkadir P., "Ne olduğunu sordum. Bana, 'Bilmiyorum, çocuk boğazını gösterdi, konuşamıyor' dedi. Boğazında bir şey vardır diye çocuğun karnından tutarak sırtını sıvazladı. Çocuğa baktığımda dudaklarının morardığını, ağzından köpükler çıktığını gördüm. Bu şekilde görünce sara nöbeti geçiriyor zannettim. 'Hemen çocuğu al, sağlık ocağına götürelim' dedim. Çocuğu kucağına aldı. Okulun bitişiğinde bulunan Şefkat 1 Nolu Aile Sağlığı Merkezine götürdük. Doktorları çağırdık. Sağlık personelinin hepsi geldi. Ne olduğunu sordular. Boğazını tutarak konuşamadığını ve bayıldığını söyledik. Sedyeye yatırdılar. Çocuğa sağlık ocağında müdahale edildi. Polis merkezinde gördüğüm şırınga şeklindeki çikolatanın okul kantininde satıldığını hiç görmedim. Kantinde satıldığını bugün öğrendim" dedi.
"Yakamı tutarak eli ile boğazını gösterdi"
Okulda temizlik görevlisi olarak çalışan Sıddık K., saat 08.45 sıralarında okulun birinci katında idari bölümün önünde rutin işlerimi yaparken Mert Yağız Köksal'ın yakasını tutarak eli ile boğazını gösterdiğini anlatarak, "Bu esnada olayı okul müdürü Abdulkadir P. gördü ve gelip ne olduğunu sordu. İkimiz birden çocuğun durumunun kötü olduğunu görünce okulun yanında bulunan sağlık ocağına götürdük. Ben hemen kucağımdaki çocuğu sedyeye bırakarak 'doktor' diye bağırdım. Doktor gelince ben de kendimi kötü hissettim ve dışarıya çıktım" diye konuştu.
Kaynak: İHA