Toplam 644 hakim ve savcının görev yerlerinin belirleneceği 5. dönem adli yargı hakim ve cumhuriyet savcısı adayları ile 2. ve 11. dönem idari yargı hakim adayları kura töreni, Yenimahalle’de bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Kura töreninde konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hakim ve savcı adaylarına seslendi. Bozdağ, "Asıl zorluk bundan sonra başlamaktadır. Bugüne kadar yaptıklarınız bundan sonra yapacaklarınızla mukayese edildiğinde bundan sonra yapacaklarınızın daha da önemli olduğunu yaşayarak göreceksiniz. Üstlendiğiniz görev, şerefli bir görevdir. Yer, gök ne varsa her şeyin adalet üzerinde durduğuna inanan bir medeniyetin mensuplarıyız. Eğer adaletin kaybolduğunu insanlar görür, buna inanırsa orada hiçbir şeyi ayakta tutma imkanı kalmaz. Mülkün temeli adalet ama her şeyin temeli adalet, sadece mülkün değil. Temeli adalet olmayan dünyada ve kainatta hiçbir şey yoktur. Onun için adaleti bozan, adaleti bozmak için sirayet eden her şey bilin ki dünyanın da, kainatın da, insanların da en birinci düşmanıdır" diye konuştu.
"EMİNLİK VE GÜVENİLİRLİK VASFINIZI KAYBETMEYİN"
Sadece hakimlerin ve savcıların değil idari görevde olanlar dahil, tarlasında çiftçilik yapan herkesin bir noktada adaletin tecellisine hizmet ettiğini kaydeden Bakan Bozdağ, "Bizim hepimizin yargıya olan inancı ayakta tutması lazım. Yargının esas gücü emin olun halkın, yargıya ihtiyacı olan herkesin yargıya duyduğu güven, emin olmak yargıçlar ve savcılar için son derece önemli bir vasıftır. Eğer biz bu eminlik vasfımızı koruyamazsak yargıya da, adalete de, milletimize de, devletimize de en büyük zararı başta biz veririz. Onun için yeni mesleğe başlayacak hakim ve savcılarımıza diyorum ki eminlik ve güvenilirlik vasfınızı hayatınızın her anında korumak için çok büyük gayretin, çok büyük çabanın içerisinde olun, buna leke getirmeyin, leke getirilmesine izin asla vermeyin. Güvenilirlik vasfını korumak, yargıya olan güveni de güçlendirecektir, o da sizin gücünüze güç katacak, sizin verdiğiniz kararlardan canı yanan insanların dahi ’hakim doğru karar verdi, ben bunu hakettim’ demesine yol açacak ve o kararı kabullenmesini sağlayacak. Bunu sağlayacak yegane şey sizin tarafsızlığınızdır. Görevinizi yaparken görevinize anayasa, yasa ve hukuk çerçevesinde ve bunlara bağlı bir vicdan anlayışıyla bakarsanız tarafsızlığınızı her daim muhafaza edersiniz" ifadelerini kullandı.
"BEĞENMESENİZ DE ELEŞTİRSENİZ DE SADIK KALIN"
"Hepimizin farklı ailelerden gelmesi normaldir. Başka siyasi, sosyal anlayışlarının, görüşlerinin olması normaldir. Farklılılarımız bizim gücümüz, kuvvetimiz, zenginliğimiz, servetimizdir ama bizler yargı görevi yaparken anayasa, yasa, hukuk ve bunlara bağlı bir vicdanı bir tarafa koyup kendi sahip olduğumuz görüşleri, anlayışları, kararlarımıza ve adli işlerimize esas alırsak o zaman adalete hep beraber ihanet etmiş oluruz" diyen Bozdağ şöyle devam etti:
"Meslek hayatınız boyunca anayasamıza, hukukumuza, kanunlarımıza sadık kalın. Beğenmeseniz de, eleştirseniz de sadık kalın. Çünkü bunları siz uygulamakla görevlisiniz. Değiştirmek yasama organının işi, oralar değiştirdiğinde de ona uyarsınız ama eğer biz vicdanımızı anayasa, yasa ve hukuka bağlı değil de ideolojilerimize, FETÖ gibilere bağlarsak o zaman bu millete de, devlete de, adalete de en büyük ihaneti biz yapmış oluruz. Akıl hürriyeti, vicdan hürriyeti son derece önemli. Akıl hürriyetini kaybedenlerin kendisine hayrı olmadığı gibi, ülkesine ve milletine de hayrı olmaz. Akıl sağlığı önemli ama akıl hürriyeti, akıl sağlığı kadar önemli bir başka iştir. Sağlıklı durup, esir olan bir akılla sağlıklı karar kimse alamaz. Onun için de hakimlerimizin, savcılarımızın ve her insanın akıl hürriyetine sonuna kadar sahip olması lazım. Aklını başkalarına rehin eden, birisi bir şey söylediği zaman onu sorgulamaksızın, ona itaat eden bir aklın sahibinden asla adaleti ben beklemem, bekleyemem. O emreden kişi ’zulüm yap’ dediği zaman zulmü adalet zanneden birisi adalet dağıtamaz ancak zulme kılıç olabilir. Onun için de bütün hakim ve savcılarımızın her birinin vicdan hürriyetini de iyi anlaması gerekir."
"BAĞLI OLDUĞUNUZ ŞEYLER GÖRE VERDİĞİNİZ KARAR…”
Medyada bazılarının vicdanlarının rahat olduğunu, vicdanına göre karar verdiğini söylediklerini hatırlatan Bozdağ, "Eğer vicdan anayasa, kanun ve hukuka bağlı olmazsa o zaman ideolojiyle bağlı olur, tarikatla, cemaatle, dinle, mezheple, siyasetle bağlı olur. Sevgiyle, saygıyla, kinle, nefretle, düşmanlıkla bağlı olur bunlara bağlı bir vicdanın verdiği karar o vicdan sahibini tatmin edebilir. Çünkü o bağlı olduğu şeylere uygun bir karar verdiği için vicdanen müsterihtir ama bu doğru mudur? Değildir. Eğer sizin vicdanınız sevdiklerinize başka sevmediklerinize başka davranmanızı emrediyorsa ki öyle olur vicdan, oraya bağlarsanız sonra sevmedikleriniz sizin zulmünüzü adalet diye yaşamak zorunda kalır. Eğer sizin vicdanınız anayasa, yasa ve hukuka, kanuna bağlı değil başka şeylere bağlı olursa o bağlı olduğunuz şeylere uygun verdiğiniz kararı siz adalet tecelli etti diye rahat ederken, zulmü ayakta tutan bir kararın atına imza atmış olursunuz. Onun için hakim ve savcı mesleğine başlayan hakim ve savcılarımıza diyorum ki vicdanınız hiçbir yere bağlı olmayan bir yaprak gibi olmasın. Vicdanınız hür olsun ama anayasa, yasa ve hukuka bağlı olsun" şeklinde konuştu.
Bakan Bozdağ, Fetullah Gülen’in iadesi için 4 ayrı dosyayı ABD’ye Türkçe ve İngilizce olarak gönderdiklerini söyledi.
“CIA’İN ELİNDE DAHA FAZLA BELGE VAR”
Ankara’da yeni hakim ve savcıların atama töreninde programında konuşan Bozdağ, “CIA’in elinde Fetullah Gülen’in bu darbe teşebbüsünü sevk ve idare ettiğine dair delil miktarının, Türkiye’nin elindeki miktardan daha fazla olduğundan eminim. Çünkü Fetullah Gülen’in kalbinin saniyede kaç defa attığını, kaç defa nefes verdiğini, oraya girenin çıkanın kim olduğunu, gecenin karanlığında o malikanenin etrafında uçan siyah sineklerin cinsiyetini dahi bilen CIA’in, Fetullah Gülen’in bu işi sevk ve idare ettiğini bilmediğini bize söylemek, bütün dünyanın ve Türk milletinin aklıyla alay etmektir” diye konuştu.
“Eğer ABD, Gülen’i Türkiye’ye iade etmezse, bu ilişkileri olumsuz etkilemekten başka sonuç doğurmayacaktır” ikazında da bulunan Bozdağ, “İade etmemek için delil ararlarsa dosyada var. Bu siyasi bir karardır. ABD bu konuda ya Türkiye’yi tercih edecek, ya da Gülen’i himaye edecek” dedi.
Kaynak: İHA