Akciğerler, temiz havayı vücuda alan solunum sisteminin önemli bir organıdır. Solunum mekanizması aynı zamanda konuşmaya da yardımcı olur. Temiz havayı alan akciğerler, vücutta taşınacak kanın oksijenlenmesine yardımcı olur. Kanın oksijenlenmesi, temiz havayı soluyarak ve akciğer kılcal damarlarına doğru getirilerek yapılır. Bu durum kılcal damarların, solunuma yardımcı olan oksijen dolu hücreler haline gelmesine yardımcı olur.

 

Akciğer vücudun neresinde yer alır sorusuna, vücutta göğüs kafesinin sağ ve sol tarafında iki akciğer lobu vardır şeklinde cevap verilebilir. İki akciğer lobunun boyutu da farklıdır. Sağ akciğer daha büyüktür ve üç loba bölünmüştür (çatlaklarla ayrılmış şekilde). Sol lob ise iki lobdan oluşmaktadır. Sol tarafta kalbe yer açabilmek için sol akciğer lobu daha küçük haldedir.

 

Sol ve sağ akciğerler akciğer kökü tarafından asılıdır ve ikisi arasındaki bir bölme olan mediastinum ile ayrılmaktadır. Her akciğer lobunun, göğüs kafesinde bulunduğu yere göre adlandırılan üç yüzeyi vardır. Mediastinal yüzey, diyafragmatik yüzey ve kostal yüzey olmak üzere farklı isimlerle adlandırılmışlardır.

 

Akciğerlerin içinde bronşlar vardır. Bunlar, trakeadan her akciğer lobuna uzanan tüpler şeklindedir. Bronşlar, havanın akciğerdeki küçük hava kesecikleri olan alveollere ulaşmasına yardımcı olan bronşioller adı verilen daha küçük tüplere ayrılır. Her akciğerde yaklaşık 30.000 bronşiol ve her akciğerde toplam 600 milyon alveol bulunur.

 

Akciğerlerdeki çoğu arter, oksijenli kanı dokulara taşır. Kalbin sağ ventrikülünden alınan oksijensiz kan ise; pulmoner arter yoluyla akciğere gönderilir. Kan akciğerlerde oksijenlenir ve pulmoner ven aracılığıyla kalbin sol tarafına aktarılır. Daha sonra burada vücutta dolaşmak üzere pompalanır. Aorttan kaynaklanan bronşiyal arterler; bronşlar, akciğer kökleri ve çevre yapılar gibi bölgelere kan akışı sağlar.

 

Akciğerler göğüs kafesi tarafından korunur. Akciğer vücudun neresinde sorusunun en basit cevabı, diyaframın hemen üstünde yer aldığıdır. Her akciğer vücuttaki farklı organların yakınında yer alır. Akciğer vücudun neresinde bulunur sorusuna, sol akciğer kalbe, torasik aorta ve yemek borusuna yakın yer alır cevabının verilmesi de mümkündür.

 

Sağ akciğer vücudun neresinde yer alır sorusuna ise; yemek borusu, kalp, her iki vena kava ( alt ve üst) ve azygos veninin yanındadır şeklinde cevap verilebilir. Akciğerlere önden bakıldığında köprücük kemiğinin hemen üzerinde yer alır ve göğüs kafesinin yarısına kadar uzanırlar.

 

Ancak akciğerlerin arkası biraz daha uzundur ve son kaburganın hemen üzerinde biter. Plevra ise göğüs kafesinin tamamına kadar uzanır. Kalple birlikte akciğerler göğüs kafesinin neredeyse tüm genişliğini kaplar.

 

Akciğer Kanseri Nedir?

Akciğerde bulunan hücreler bölünerek normal işlevlerinin bir parçası olarak kendilerinden daha fazla hücre üretirler. Bu hücre bölünmesi sonucunda, vücutta hasarlı ve hastalıklı dokular ortaya çıkabilir. Hasarlı hücrelerin kontrolsüz şekilde bölünmeleri sonucunda akciğerin normal çalışmasını engelleyen kitle ve tümör oluşturabilirler.

 

Akciğer kanseri, akciğerlerde başlayan genellikle hava yollarında (bronşlar veya bronşioller) veya küçük hava keseciklerinde (alveoller) meydana gelebilir. Başka yerlerde başlayan ve akciğerlere taşınan kanserler genellikle başladıkları yere göre adlandırılır (akciğerle metastatik kanser yapabilir).

 

Akciğer Kanserinin Çeşitleri

Akciğerleri etkileyen birçok kanser türü vardır. Fakat genel olarak akciğer kanserleri iki ana gruba ayrılır. Bu iki ana grup şu şekildedir;

 

Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri türleri: Bu akciğer kanser türü oldukça yaygın bir şekilde görülür. Meydana gelen akciğer kanseri vakalarının büyük bir çoğunluğunu oluşturur.Adenokarsinom ve skuamöz hücreli karsinom yaygın türleri arasındadır.

Küçük hücreli akciğer kanseri türleri: Tedavisinin daha zor olduğu akciğer kanser türleridir. Daha hızlı yayılım gösterirler. Çoğunlukla diğer vücut bölgelerine yayılmış şekilde ve nispeten daha küçük bir akciğer kitlesi olarak bulunur. Belirli türleri arasında kombine küçük hücreli karsinom ve küçük hücreli karsinom (yulaf hücreli karsinom) vardır.

Akciğerlerdeki diğer kanser türleri: Akciğerde oluşan diğer kanser türleri, akciğerlerde veya çevresinde başlayabilir. Bunlar; lenfomalar (lenf düğümlerinizdeki kanser), sarkomlar (kemiklerde veya yumuşak dokulardaki kanser) ve plevral mezotelyoma (akciğerlerin iç yüzeyindeki kanser) kanserlerdir.

 

Akciğer Kanserinin Evreleri Nelerdir?

Kanserlerin evrelemesi genellikle; kanserli hücrelerin boyutuna, diğer doku ve organlara ne kadar ilerlediğine ya da derinleştiğine, lenf bezlerin yayılıp yayılmadığı gibi faktörler göz önüne alınarak yapılır. Her kanser türü evrelere ayrılırken kendine özgü değerlendirme aşamalarından geçerek evrelendirme işlemi yapılır.

 

Akciğer kanserlerinin evreleme aşamasında; her evre, o evreye girebilecek boyut ve yayılım bakımından farklı özelliklere sahiptir. Örneğin, evre II’de oluşan kanserli hücreler, evre I’de oluşan kanserli hücrelerin boyutundan daha küçük olabilir. Fakat boyut özelliği dışındaki faktörler kanserli hücrenin daha ileri bir evrenin özelliklerini barındırabilir.

 

Akciğer kanseri için genel evreleme şu şekildedir:

 

Evre 0: Kanser evrelemesinde in-situ olarak da bilinmektedir. Akciğer ve bronşun üst zarındaki kanserli kitlelerdir. Akciğerin diğer bölgelerine veya akciğerin dışına yayılım göstermediği evredir.

Evre I: Kanser akciğerin dışına henüz yayılmamıştır.

Evre II: Kanser Evre I'den daha büyük boyuttadır. Akciğerin içinde bulunan lenf bezlerine yayılmış olabilir. Akciğerin aynı lobunda birden fazla kanserli kitlenin oluşmuş olması anlamına da gelir.

Evre III: Bu evrede, bir önceki evredeki kanserli hücrenin boyutu daha büyük hale gelir. Yakın çevredeki lenf bezlerine veya dokulara yayılmış olma ihtimali bulunur. Evre III’te aynı akciğer yapısının farklı bir lobunda, en az iki kanserli kitle oluşabilir.

Evre IV: Bu akciğer evresinde oluşan kanserli hücreler diğer akciğere ulaşmıştır. Ayrıca akciğerin çevresindeki sıvıya, kalbin çevresindeki sıvıya ve uzak organlara da tesir ederek yayılım göstermiştir.

Akciğer Kanseri Nasıl Önlenebilir?

 

 

Kanser türlerinin çoğunun kesin nedeni bilinmemektedir. Bundan dolayı önleyici tedbirler alarak kanser riskini azaltmak öncelikle amaçlanmalıdır. Akciğer kanseri riskini azaltmak için alınması gereken tedbirler şu şekildedir;

 

Sigara içmemeniz gerekir. Sigara içiyorsanız da en kısa sürede bırakmanız oldukça önemlidir. Sigara içmeyi bıraktığınızda akciğer kanseri riskiniz bıraktıktan sonraki beş yıl içinde azalmaya başlayacaktır.

 

Akciğerlerinize zarar verebilecek pasif içicilikten uzak durmanız gerekir. Sigara kullanmasanız dahi akciğer kanserine yakalanma riski taşıyabilirsiniz.

 

Dengeli ve sağlıklı beslenme ilkesi ile harek et etmek oldukça önemlidir. Kanserde beslenme , herkesin dikkat etmesi gereken noktalardan birisidir. Vücudun günlük ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallerin alınması gerekir. Dengeli ve sağlıklı beslenme ile kilo kontörlü de sağlamış olursunuz.

 

Yapılan bazı çalışmalar, meyve ve sebze yemenin kanser riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini ortaya çıkarmıştır.

 

Akciğer kanser riskine bağlı yüksek risk altındaysanız kanser taraması yaptırmanız erkem tanı ve tedavi için hayati önem taşır. Bu tür hususlara dikkat edilmesi halinde kanser riski en aza indirilebilir.

 

Akciğer Kanseri Hızlı Yayılır mı?

Akciğer kanserinin ne kadar hızlı yayılacağı, meydana gelen kanser hastalığının türüne bağlıdır. Akciğer kanser türlerinden olan küçük hücreli akciğer kanseri, küçük hücreli olmayan akciğer kanserinden daha hızlı yayılım gösterir. Akciğer kanseri bazı durumlarda belirti göstermeyebilir. Akciğer kanseri teşhisi konulduğunda, lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılmaya başlamış olabilir. Bu durum lenf kanseri riskinin artamasına dahi yol açabilir.

 

Metastatik Akciğer Kanseri Nedir?

Metastaz yapmış akciğer kanseri, bir akciğer bölgesinden başlayarak diğer akciğer bölgesine veya diğer dokular ile organlara yayılan akciğer kanserleridir. Metastatik akciğer kanseri, oluştuğu yerin dışına yayılmamış kansere göre tedavisi daha zordur.

 

Kaynak: www.medicalpark.com.tr